Minik sevgilimle yemeğimizi yedikten sonra onu yanıma alıp mekana geri döndüm. Koyu renk bir pantolon giymiş ve üstünü de tatlı bir renkteki dantelli gömlekle tamamlamıştı, topukluları gömleğiyle aynı renkti.
Mekanda bizi yine kapıda karşıladılar, Cengiz ve üç koruma ile hücrelerin olduğu yere ilerledik. Kuduz itini ranzaya bağlamışlardı, elleri ve yüzü tırnak izi doluydu.
"Kuduz, sevimli sokak köpeğim, neyin var hmmm?" Alaycı sesimle delirmiş gibi duran gözleri bana döndü.
"Abi, abi mal getirdin mi? Ne istersen yaparım, yalvar dersen köpek gibi yalvarırım. Birazcık lazım sadece.." hali cidden berbattı, sidik içindeydi.
"Ne kullanıyorsun? Kimden alıyorsun?" Deli bakışları etrafta dolanırken dişleri takırdıyordu, dilini ısırıp bırakıyordu.
"Ne bulursam onu, ne verirseniz ona kabulüm abi. Harmanım, yalvarırım.."
Deniz kapıyı açıp içeri girdi, elinde sarma bir sigara vardı. Kaşlarım çatıldı, benim miniğimin böyle şeylerle işi olmazdı, olmamalıydı. Esrarı yakıp Kuduz'un dudaklarına dayadı, derin bir nefes çeken adam belli bir şekilde rahatlamıştı.
"Bunun içinde çok çok az esrar var, ağrı kesici sayılacak kadar az. Gerisi normal tütün, abartılacak bir şey yok sevgilim. Plasebo etkisi bu sadece, esrar olduğuna inandığı için bu kadar sakinleşti." Ona sert bir bakış attım, elinden tutup lavaboya sürükledim.
Bana ciddi anlamda gerilmiş olduğu belli olan bakışlarla bakarken onu lavaboya götürüp ellerini yıkadım bol sabunla. Minik parmaklarını öpüp yüzünü avuçlarım arasına aldım ve bal gözlerine baktım.
"Bir daha o pisliklere dokunmak yok, öyle bir şeyi kullandığını düşünmek bile istemiyorum. Tamam mı güzelim benim?" Ufak hareketlerle başını sallarken yutkunuşu gözümden kaçmamıştı.
"Eskiden içerdim, korktuğumda yada dayak yediğimde unuttururdu. Ama seninle birlikte olmayı düşündüğüm günden beri hiç içmedim. Yemin ederim, neredeyse bir yıldır hiç içmedim."
İnanmam için yalvarır gibi çıkan sesiyle onu kendime çekip ufak bir öpücük çaldım boynundan. Vücudu yavaşça gevşeyip kolları boynuma dolandı.
"Sakin ol güzelim, zararlı olan herşey senden uzak olsun istiyorum. Sana hesap sormuyorum yada geçmişte yaptığın hiç birşey için yargılamıyorum merak etme. Beni mutlu eden bu mükemmelliğin tamamen mutlu ve sağlıklı olmasını istiyorum sadece."
Bana dolu gözleriyle bakıp gülümsedi ve neredeyse fısıldar tonda konuştuğunda kalbim yerinden oynadı.
"Seni o kadar çok seviyorum ki Timur, öl desen sebep sormam sana. Yaşa desen ömrümü uzatmak için ne gerekiyorsa yaparım." Dudaklarını göğsüme bastırıp geri çekildiğinde yanaklarından süzülen yaşları gördüm.
İçimi dağlayan yaşları silip bal gözlerini onlarca kez öpücüklerle süsledim. Karşımda döktüğü her damla yaş kalbime mermi gibi saplanıyordu.
"Bir daha ölmekten bahsetme bebeğim, seni yeni bulmuşken kaybetme ihtimali ile delirmemi istemezsin bence. Bak içimdeki deliyi çok yakından tanıyorsun zaten, daha da yakın olma onunla. Deli yanım bile sana kapılmış."
Sözlerimle gülerken dilini dişlerinin arasına kıstırıp ısırdı, kulağıma yaklaşıp fısıldarken kokusu ciğerime işliyordu sanki.
"Keşke burada yalnız olsak ve beni o kafese götürsen. İlk seninle olduğumu hayal ettiğimde, beni maça çıktığın şortla zincirle yaslayıp senin yapıyordun. Bunu düşünmek bile beni o kadar azdırmıştı ki..."
Aklımda canlanan sahnelerle gözlerimi yumup kokusunu içime çektim, bunu bir kez yaparsam bir daha kafeste dövüşemezdim. Her kafese girdiğimde aklıma o gelirdi ve ben Ex olmaktan çıkar, liseli aşıklar gibi sevdiğini düşünüp sırıtan Timur olurdum.
Onu o halde düşünürken kimseyle dövüşemezdim büyük ihtimalle, ilk yenilgimi almamak için bunu son maçımdan sonraki bir zamana erteledim.
"Aklımda belli bir miktar var, o parayı topladıktan sonra bu işi bırakacağım. Minik bir arazim var, evim var, bu işi bıraktıktan sonra yaşayacağım hayatım hazır. Eğer istersen birlikte yaşayacağımız bir hayat, ne dersin?"
Tek cevabı göğsüme sokulmak olmuştu, bu cevap bana yeterdi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Knockout
RandomLakabı Ex olan bir psikopat boksör feminen bir gence aşık olur ve hayatının en zor sınavını verir