Motağı hastaneye getirmiştik. Direkt yoğun bakıma aldılar.
Arka tarafta aceleyle koşturan doktorları gördüm. Büyük ihtimal ambulans gelmişti.
Onlar hastayı içeriye aldıklarına bir de ne göreyim.
Yn: BAYAN CHU!
Koşarak onların yanına gittim.
Yn: Yaşıyor mu?!
Doktor: Nabız çok düşük. Yoğun bakıma alıyoruz.
Motak ve bayan Chu yan yanaydı.
Wong: Kim çıkartmış acaba denizden?
Yn: Hayırsever birisidir. Kim olacak?
Mun: Bayan Chu'nun oğlu... Boğularak ölmüştü.
Umarım bayan Chu'nun travmalarını tetiklemez bu olay.Hana: Umarım.
Yn: O değilde Motak çok kötü durumda ya.
Mun: Evet. Kafası çok kötüydü.
2 saat sonra Motağın olduğu odadan bir doktor çıktı.
Hepimiz ayaklandık.
Doktor: Siz yakınlarısınız değil mi?
Hana: Evet.
Doktor: Hastamız beyin travması geçiriyor.
Ve kafa tasında çatlak var.Doktor: Nasıl bu kadar çok darbe aldı?
Yn: Sokak kavgasında çekiçle daldı herifler.
Wong: Bu beyin travması ne zaman geçer?
Doktor: Yakında.
Yn: Ama iyi olacak değil mi?
Doktor: Evet.
Hana: Teşekkür ederiz.
Doktor: Ne demek. Görevimiz.
*3 saat sonra*
Ne bayan Chu, ne de Motak hâla uyanmamıştı.
Yn: Ben biraz hava almaya çıkıyorum.
Mun: Dikkat et.
Wong: Bende geleceğim.
Hana: Bende.
Mun: E o zaman bende.
Yn: Motak ve bayan Chu'nun yanında kim kalacak?
O sırada zengo dede geldi.
Jangmul: Siz gidin, ben kalırım.
Hana: Bişey olursa haber verirsiniz.
Jangmul: Tamam.
Hepimiz dışarıya çıktık.
Dolaşıyorduk.
Hastaneden uzaklaştıktan sonra ileride tanıdık bir yüz gördüm.
Bu...
Shin Hyuk-woo. Lisede bana zorbalık yapan kişi.
Mun: Lan. Hyuk-woo değil mi o?
Hana: Evet o.
Yn: Siz onu nerden tanıyorsunuz?
Mun: Lisede bana zorbalık yapıyordu.
Yn: Biz aynı lisede miydik? Hiç görmedim seni.
Yn: Shin Hyuk-woo, banada zorbalık yapıyordu.
Wong: Bir ben tanımıyorum sanırım.
Mun: Aynı lisede olabiliriz. Ama nasıl hiç karşılaşmadık?
Yn: Ben genelde sınıftan çıkmazdım.
Mun: Normal o zaman.
Hyuk-woo yanımıza geldi.
Hyuk-woo: Vayy. Bizim ezikler büyümüş.
Mun: Değiş artık ya. Hâla aynısın.
Hyuk-woo: Benim doğam bu.
Hyuk-woo elini saçlarıma koydu ve hafif sıktı.
Wong: Çek ellerini.
Hyuk-woo: Sen kimsin lan?
Yn: Sevgilim.
Hyuk-woo: Oy sen sevgili mi yaptın?
Mun: Hyuk-woo, git işine yakmayayım canını.
Hyuk-woo saçlarımı bıraktı.
Hyuk-woo: Sen mi benim canımı yakacaksın. Topal.
Mun: Topal mı?
Mun: O eskide kaldı.
Hana Mun'un kulağına yaklaştı.
Hana: Mun, abartma sakın. Uyarı alırsın.
1-2 yumruk yeter. Sivil sonuçta.Hyuk-woo: Sivil mi?
Bunu iki sesle söyledi. Daha sonra da güldü.
Hepimiz birbirimize baktık.
Mun: Sen, kötü ruh musun?
Hyuk-woo: Demek avcılardansın Mun bey.
Mun telekinezi ile onun kolunu kırdı.
Tam 3 yerinden.Hyuk-woo: Bu mu tek yapabildiğin şey?
Wong: Kaşınıyor.
Hyuk-woo: Bu arada kaşlar şekil.
Wong: Sus lan.
Hyuk-woo: Alt tarafı iltifat ettim.
Onun dizinin arkasına tekme atıp yere düşürdüm.
Bulunduğumuz yer ıssızdı. O yüzden kimse görmüyordu.
Hyuk-woo psikonezi kullanıp hepimizi bir yerlere fırlattı. Wong kafasını demire çarpıp bayıldı.
Yn: Hana, Mun. Siz halledersiniz ben Wong'un yanına gidiyorum.
Hana: Tamam.
Wong'un yanına koştum. Ufak bir yaraydı ama aldığı darbeden dolayı bayılmıştı. Onu iyileştirip başını dizime koydum ve uyanmasını bekledim.
5 dakika sonra kendine geldi.
Wong: Ne oldu lan?
Yn: Kafanı çarpıp bayıldın.
Wong: He tamam.
Hana ve Mun, Hyuk-woo'nun içindekini çıkartıp yanımıza geldiler.
Mun: İyi misin Wong?
Wong: İyiyim bişey yok.
Hyuk-woo'yu yolun kenarına çekip dolaşmaya devam ettik.
Hana: Kötü ruh olduğunu neden hissetmedim ben?
Wong: Bölgede değildi de ondan.
Hana: Hee doğru.
Mun: Yn, Wong. Siz gidin, biz Hana ile ayrı dolaşacağız.
Wong: Ooo. Date mi? Severizz
Hana: Benim niye haberim yok Mun?
Mun: Artık var işte.
Mun kolunu Hana'nın omuzuna attı.
Yn: Biz yapsak duvara yapıştırırsın.
Hana: O biliyor çünkü her şeyi.
Wong: Biz neden bilmiyoruz?
Hana: Bilmeyin.
İkisi farklı bir yoldan gittiler.
Yn: Şunlara bak ya.
Mun giderken komik yürümeye başladı.
İkimizde güldük.
Daha sonra biz de farklı yola gittik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Uncanny Counter Evreni 2
Teen Fictionİlki çok uzun olduğu için sezon finali yaptım kaldığımız yerden devam ediyoruz.