Azad Yılmaz'ın hayatı:
Sabah saat 6 da ayağa kalktı genç adam çokta genç sayılmazdı aslında yirmisinin sonlarını yaşıyordu. Saçlarında hafif hafif beyazlar bile görünür olmaya başlamıştı. Yatağından çıkıp banyoya girdi; elini yüzünü yıkadı, abdestini aldı bugün cumaydı temiz gezse iyi olurdu.Abdestini alıp elini yüzünü havluyla kuruladı ve odasına döndü. Odasındaki geniş kahverengi ahşap dolabın kapaklarını açtı ve içinden kendine lacivert keten pantolon ve açık mavi bir gömlek aldı. Giyindikten sonra üzerine takımın yeleğini ve ceketinide giydi.
Aynanın önünden kendine bakıp aşağı indi. Avluda kimseyi göremiyince o da kardeşi Baran'ın kapısının önüne geldi. Dışarıya bakan pencerden uyuduğunu görünce kapıyı açıp odaya girdi. "hadi cuma bugün namaza kalk. Camiiye gidicez." Demesine karşılık adam hızla gözlerini açtı.
Karşısında abisini görünce hızla kıyafetlerini de alıp banyoya girdi. Üzerini değişmiş abdestli bir şekilde geri geldi. Abisini kapının önünde sigara içerken görünce içinden kendine beddua okuyup abisinin yanına geçti.
Azad bekletilmeyi sevmezdi hele ki dini bir konuda. Nasıl bekletirdi ki insan ibadetlerini. Kardeşinin sesini duyunca "birdaha saat mi kurarsın anneme mi söylersin ben bilemem sabah namazına geç kaldığını ne göreyim ne duyayım." Sigarasını yere atıp üstüne bastı ve elini kardeşinin omzuna koyup hafif sıktı "tamam mı?" Dedi. Baran "tamam abi." Dedi.
İkili arabaya binip camiiye doğru yol aldı. Gelince inip camiiye girdiler. Cemaatin toplandığını görünce arka saflardan boş bir yere geçtiler. Sağ arka köşede imamın tekbiriyle selam durdular. Namaz bitince sohbeti dinlemeye başladılar.
İmam köye beş sene önce gelmişti. O zamanlar bunlarla babası ilgilenirdi camiinin, imamın ihtiyaçlarıyla Ali ağa olarak şuan ise kendisi köylerine annesiyle göçmüştü. Kışları bir iki ay soğuk yüzünden anca gelir olmuşlardı. Azad da kardeşi Baranla her cuma sabah namazına gelir cemaatle dinler. Bitiminde hocaya eksik gediklerini sorardı.
Bugün sohbet erken başlamıştı. O da herkes gibi dinlemeye hazırdı. Hoca derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı "Allah'ın rahmeti ve bereketi üzerinize olsun sevgili mümin kardeşlerim. Cumamız mübarek olsun. Bugün hayatımızın en önemli konularından birine değiniceğim. O zaman başlayalım. İlk bir ayetle.
Ebû Hüreyre'den (ra) nakledildiğine göre, Hz. Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Kadınla dört şeyden dolayı evlenilir: Malı, soyu, güzelliği ve dini için. Sen dindar olanını seç. (Aksi hâlde) fakru zarurete duçar olursun! Yani ayetde de denilmek istenildiği gibi bir insanla dini yaşamam şekli ve ahlaki güzelliği için evlenir. Neden önemli olduğuna gelicek olursak eğer biz körle yatarsak kör, sağırla yatarsak sağır kalkarız. Biz iyi bir eş seçelim ki iyi bir şekilde yaşayalım."Derin bir nefes alıp tek tek herkese baktı ve yine konuştu. "sizler ki bir kadına incinmemesi gereken bir çiçek gibi kıymetli görür özenerek bakarsanız. O da size öyle davranır. Ne ekersen mantığıyla."
Sohbet bitmiş bir cüz okunmuştu. Cemaat dağılınca Azad da hocanın yanına gitti. "selamın aleyküm hocam." Arkasını dönüp "ve aleykümselam" dedi. "Hayırlı cumalar bir eksiğin gediğin var mıdır yardımcı olalım." Dedi adam. Hoca genç adama bakıp "yok evladım ama seninde bugün söylediklerimi düşünmeni istiyorum." Dedi. Hafifçe gülüp "hocam sizi de annem mi doldurdu her gün aynı şey. Sanki varda ben karşıyım." Dedi. Hocada gülüp "vardır illa ve oğul az daha sabır o zaman." Deyince başımı salladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Köy Aşkı
Novela JuvenilKöyün ağası ve hizmetçinin kızı arasında 2000lerde geçen bir aşk hikayesi. Azad annesinin ısrarları üzerine önüme gelen ilk kızı sana gelin diye almazsam der ve odaya o gün annesine yardım etmek için gelen Zeynebin girmesiyle gelinini bulur. Hırçı...