Bir Annenin Oğluna Nefreti Günlüğünden Alıntı;
Seni hiç uyutmayacağım, erkek çocuğu. Hep kendin uyuyacaksın. Bazen anne diye ağlayarak, bazen kendi kendine masal anlatarak. Ama şunu bil, kimse seni uyutmayacak. Bakma sen, baban şimdi küçüksün diye koruyor seni ama sen onun umrunda bile değilsin. Biraz büyü atar seni sokağa. Sen sokak çocuğusun. Sokaklar uyutur seni, annen değil. Annen sana hiç ninni söylemeyecek, sokak çocuğu. Güzel sesim sadece kızım için, sana yok. Baban söyledi, sana da ninni söylememi istiyormuşsun. Sen kimsin ki? Sen benim neyimsin? Oğlum mu? Komik. Sen benim hiçbir şeyim değilsin erkek çocuğu. Sen, sana ninni söylememi bile hak etmiyorsun.
Deli'den;
Dudaklarımın arasına yerleştirdiğim sigaradan derin bir nefes aldım.
Herkes uyuyordu. Genelde erken uyanırdım. Tuvalette, kabinin içindeydim yine.
"Annem sen benim yanıma kalansın,"diye mırıldandım. Bu şarkı, Deli. Bu şarkı.
"Hani bir biblon vardı, kırdığım. Üstüne ne kırgınlıklar yaşadın?"
Gülümsedim. Paramparça olan bendim, kırılan oydu.
"Ama bil ki ben de parçalandım. Annem ben senin yanına kalanım..."
Sigarayı tekrar dudaklarıma yerleştirip içime çektim. Dışarı üfledim dumanı. Aklıma gelen anıyla acı bir gülümseme sardı dudaklarımı.
"Niye sigara içiyorsun? Genelde derdi olanlar içer."
"Demek ki derdim var."
"Ne derdin var? Lütfen, anlat. Böyle durma Deli, içim parçalanıyor."
"Benim için mi?"dedim şaşkınca. Biri benim için üzülüyordu, gülümsedim.
"Evet, senin için."diyerek daha da sırnaştı. Küçüktü daha Deniz, on üç yaşındaydı. Anlatamazdım ki.
"Niye sigara içiyorum biliyor musun?" dedim konuyu değiştirerek. Merakla gözlerime baktı.
"Niye?"
"Üflediğim her duman annem için,"diye mırıldandım. "Belki üflediğim dumanlar anneme gidiyordur. Belki, sadece bir umut yaşadığım için seviniyordur, beni arıyordur diye, ufaklık."
"Sesin güzelmiş."
Karan'ın sesi. Tepki vermedim. Kararlıydım, onunla konuşmayacaktım.
"Çıkmayacak mısın?"
Yine konuşmadım. Onu ilgilendirmiyordu. Derin bir nefes aldığını duydum.
"Bak, Deli. Doğru, üzerine gittim, seni kırdım ama ne yapayım? Sinir ettin beni, şımarık velet tavırları çekemem ben."
Hırsla kapıyı açıp sigarayı avucuma bastırdım. Tenimde sönen sigara canımı yaksa da ses etmedim. Artık Karan'la karşı karşıyaydım.
"Şımarık velet tavırları, öyle mi?"dedim alayla.
"Sen benim ne yaşadığımı biliyor musun ya?" Yutkundum. Gözlerime baktı, hiçbir ifade yoktu sert bakışlarında. "Sen benim geçmişimi mi biliyorsun da böyle konuşuyorsun? Bak Karan, ben diğerlerine benzemem. Kimse benim liderim olamaz, ben kimseye itaat etmem. Kendimi ezdirmem. Anladın mı?"
Göğsüm hızla inip kalkıyor, ellerim sinirden titriyordu. Elimin kötü durumda olduğunu bilsem de yumruk olan elimi açmadım.
"Hadi ya,"dedi o da. "Öyleyse burada canın yanar çocuk."
"Hadi ya,"dedim ben de onun gibi. "Ben uyurken pişman gibiydin, noldu şimdi? Masum çocuk falan diyordun?"dedim alayla.
"Sen.."dedi fakat devamını getiremedi. Kahkaha attım. Uyumadığımı anlayamayacak kadar aptal mıydı?
"Uykuya dalmak üzereydim, sesini duydum."dedim omuz silkerek. "Bunun için beni suçlayamazsın."
Yalan, hayatımın bir parçası haline gelmişti. Yalan söylerken bir saniye olsun tereddüt etmiyordum. Bu iyi bir şey miydi yoksa kötü bir şey mi, bilmiyorum.
Hırsla birbirimize bakarken elime ağrı saplanınca yüzümü buruştudum. Gözlerim elime kaydı. Sigara yanığı olmuş elim sızlıyordu. Umursamadan sigarayı yere attım ve elimi tekrar yumruk yaptım.
"Eline ne oldu?"dedi sert ifadesini bir kenara bırakıp.
"Bir şey yok."dedim ve gitmek için arkamı döndüm.
Bileğimi kavrayıp beni kendine doğru çekti. Sertçe göğsüne yapıştım. Kafam çenesine geliyordu. Niye bu kadar uzundu ki?
"Bir şey var. Elinde sigara mı söndürdün?"
Geri çekilip yumruk olmuş elimi kavradı. "Önemli bir şey değil, alışığım." desem de dinlemedi. Zorla parmaklarımı birbirinden ayırdı ve avuç içimdeki yanık izine baktı. "Çok acıyor mu?"diye sordu ilgiyle.
"Acımıyor, bırak."diyerek elimi kendime çekmeye çalıştım fakat izin vermedi.
"Merhem sürelim, daha kötü olur sonra."
"Ya senin derdin ne?"dedim hafif sesimi yükselterek. Elimi hırsla kendime çektim ve çatık kaşlarımla ona baktım.
"Bir üstünlük taslayıp sırtımın kanamasına sebep oluyorsun, bir benim için endişeleniyorsun. Gerçekten, Karan. Derdin ne?"
Hiçbir şey söylemedi. Sadece gözlerime baktı.
"Kusura bakma,"diyerek boğazını temizledi. "Sırtın için."
"Kafayı yiyeceğim ya!"diyerek güldüm. Saçlarımı dağıtıp sinirden kızarmış gözlerimle ona baktım.
"Kimsin sen Karan? Gerçek yüzünü göster artık bana. Kimsin sen?!"
Yavaşça yutkundu, gözlerime baktı.
"Niye böyle bir şey yapayım ki?"diyerek sırıttı. "Bu bir strateji, çocuk. Kafan karışıyor değil mi, bana güvenip güvenmemek arasında gidip geliyorsun ama emin olamıyorsun. Benim gerçek yüzümü kimse bilmiyor, bilmeyecek."
"Ben kimseye güvenmem, Karan. Gölgeme bile."dedim gözlerimi kısarak.
"Büyük konuşma, çocuk. Bir gün biri gelir, bütün dengeni altüst eder ve asla yapmam dediğin şeyleri bile yaparsın."
"Ben yapmam."dedim kendimden emin bir sesle.
"Göreceğiz,"diyerek gülümsedi. "Gel, eline merhem sürelim."
Kapının arkasında ilk yardım kutusu vardı. İçinden bir krem alıp yanıma geldi. Eğilip yere oturdu. "Otur,"diyerek yanını gösterdi.
Ses etmeden, karşı çıkmadan oturdum. Boğazını temizledi. "Elini uzat."
Yine bir şey söylemeden dediğini yaptım. Yanık elim onun sıcak avucuna yerleşti. Ürperdim. Bugüne kadar dokunduğum her ten buzdan farksızdı. Dışı buz elleri ateş olan bir adam.. Akıl alır gibi değildi.
Merhemden parmağına biraz alıp yanık yerlere sürmeye başladı. O kadar hafif dokunuyordu ki hissetmiyordum bile. O dikkatle yarama merhem sürerken onu izledim. Kimse daha önce yarama merhem sürmemişti. Kimse bana iyi misin diye sormamıştı. Kimse benim için üzülmemişti.
Garip gelmişti.
Rol yapıyor, dedi içimdeki ses.
Seni kendine bağlayıp ihanet edecek. Zaten hep öyle olmadı mı?
Hep öyle olmuştu.
Ani gelen dürtüyle hızla elimi kendime çektim. Hızla ayağa kalkıp derin nefesler aldım.
"Noldu, canını mı acıttım?"dedi hafif bir endişeyle.
"Biraz,"dedim nefes nefese. "Gitsem iyi olacak,"diyerek hızla dışarı çıktım.
Bu adam benim ayarlarımla oynuyordu ve şimdiden ona gıcık olmaya başlamıştım.
_______________________________________
Oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın umarım
sevmişsinizdir. 'Kelebek
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbimin Mahkumu
Teen FictionAnnesinin bile sevmediği,isme sahip olmayan namı değer deli hapishaneye düşmüştü. Yeni hayatına alışmaya çalışırken sevgiyide öğrenecekti.