SELAMMMM!!
NASILSINIZ??
|||||
Jisung okulda o gün Liva'dan önce gelen 3 öğrencisine de köpeğini sevdirmiş, derslerini gayet idareli şekilde işlemişti. Liva'nın saati geldiğinde onları kapıda karşılayan Jisung, Minho'nun gözlerine bakarken dün geceki halleri aklına gelince utancından kıpkırmızı oldu.
"Hoşgeldiniz, Liva'm merhaba~" Göz hizasına eğilip küçük kızın yanağını okşadığında Liva onun hiç beklemediği şeyi yaparak bir anda sarıldı öğretmenine. "JİİUUU"
Jisung da sevinçle onun minik sarılmasına karşılık verip "Liva'mm~ Güzelimm~" desi sesini incelterek. Doğrulup Minho'ya baktı.
"Nasılsın Jisung?" Minho dün yakınlaştıklarından beri saygı eklerini kullanmayı bırakmıştı. Bu Jisung'u rahatsız etmiyordu zaten.
"İyiyim si-"
Kapıda beliren adamla sorusu yarıda kalmıştı Jisung'un. Kumral dağınık saçları, uzun boyu ve yapılı vücudu ile dikkat çekiciydi. Hafif dolgun parlak dudakları ve gülümserken kısılan gözleri de oldukça iyiydi. Çekik olmayan gözleri ile onun buralı olmadığını tahmin etti Minho.
"Bir sorun mu vardı Bay Oscar?" Jisung ilgiyle adama döndüğünde Minho kıskanmıştı daha şimdiden.
"Jisung'um hoca, I umm... Ben ödevi almak içindiğim buradayım. Jake unutmak." Adam kelimeleri seçmeye çalışırken çok şirin görünüyordu istemsizce kıkırdadı Jisung.
"Hayır, ben çantasına koydum." Dedi gülümseyerek.
Genç adam elini alnına vurarak gülümsedi. "Hiç baktımadım ya~ Yarın görüşürüz." diyerek el salladı. Jisung da baş selamı verip el salladığında sevecen adam çıktı.
Jisung pandufunu giymeye çalışan Liva'yı gördüğünde Minho'ya baktı. Göz göze geldiklerinde heyecanlansa da belli etmedi. "Şey, Liva'ya yardım etmeyecek misiniz?"
"Kıskançlığımla savaşıyorum izin verirsen."
"Hey!" dedi Jisung hafif gülerek ona doğru yaklaşınca. "Onlar da öğrencilerimin babası."
"Sınıfta konuşalım mı?" Dedi Minho. Burada belki Jisung'a laf edebilirlerdi.
"Liva'nın elini tutun lütfen, sınıfta köpeğim var ilk izlenim olarak küçük kızı korkutmak istemeyiz." Dedi panduflarını giymeye çalışan Liva'ya yardım ettiğinde.
Minho, Liva'nın elini tutup sınıfa doğru ilerlemeye başladığında önden Jisung gitti. Böylece Sirius onu gördüğünde ayaklanmasın diye oturmasını söyleyebilirdi. Öyle de oldu, onu heyecanla karşılayan Sirius'u sakinleştirip oturttu. Liva sınıfa girdiğinde gördüğü köpekle korkmanın tam aksine koşarak boynuna sarıldı bir anda. Sirius gördüğü bu ani sevgi ile yerinde hareketlenip kuyruğunu heyecanla sallamaya başladı.
Minho Sirius'u incelediğinde Jisung ile olan uyumuna baktı. Sirius pembe köpek kazağı giymiş Jisung ise açık pembe olan bol sweatshirt altına da aynı tondaki bol pembe kot pantolonunu giymişti. Onun bu şirin hali acayip öpülesi dursa da Minho hâlâ kanında akan kıskançlığı susturabilmiş değildi.
"Liva, bak bu benim arkadaşım Sirius, biz babanla konuşurken sen de arkadaşımla oynayabilirsin." İkisini yalnız bırakıp masanın kenarındaki Minho'nun yanına ulaştı.
"Pekâlâ. Şimdi sorundan bahsedebilirsiniz." Dedi ellerini önünde birleştirip alttan sevimli sevimli bakarken. Gerçekten dün geceki cesur çocuk bu muydu?
"Ben senin için özel değil miyim? Niye onlarla da samimisin?" Minho mızmızlanan bir bebekten farksızdı, onun bu sert göründüğünü zannettiği fakat tamamen sevimli olan görüntüsüne Jisung gülmek istese de kendini tuttu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Özel Sevgim || Minsung
Teen FictionEşi tarafından özel çocuğuyla terk edilen Minho hayatını meleğinin eğitimine adayacağına ve hayatlarına başka birini almayacağına yemin etmişti... Karşısına o güzel özel eğitim öğretmeni Han Jisung çıkana kadar.