Böyle olan yazılar ing olucak eğik yani haberiniz olsun
Jisung Malezya'daki evine vardığında dair arkadaşlarına haber vermiş ve eve doğru ilerlemeye başlamışlardı. Hyung'u ile birlikte kapıyı çalmış ve açılmasını beklemişlerdi. Kapı açılır açılmaz annesi ile karşılaşmış olmanın mutluluğu ile yaşlı kadına sarılmış ve kokusunu içine çekmişti.
"Çok özlemişim annem Bee!" demiş ve ayrılarak bavulu taşımayı abisine bırakmıştı. Abisine bavulu kitledikten hemen sonra içeri girmiş ve "Babam evde mi?" diye sordu. Evet yanıtını alınca hızla babasının önceden her zaman bulunduğu salona gitmiş ve her zamanki yerinde oturan babasını görmesiyle ona da sarılmıştı.
"Nasıl gidiyor okul lan eşek sıpası!" demişti babası. "Gitmeye çalışıyor işte baba ne olsun. Tatildeyiz gerçi ama." demiş ve gülmüştü Jisung da. "Madem tatildesiniz niye ziyarete gelmediniz hiç?" dedi bu sefer babası kızar gibi. "E kafe açtık ya baba. Ondan dolayı işler çok yoğun." Jisung'un bunu demesi üzerine annesi de yanlarına gelerek "Yalnız her gün tarif almak için arıyor babası." demişti gülerek.
Bunu üzerine Jisung gülmüştü. Telefonuna gelen mesaj sesi ile dikkati oraya kaymıştı daha sonra bakarım düşüncesiyle mesajı silip ailesi ile konuşmaya devam etmişti. Saat yediye gelirken telefonunun çalmasıyla muhabbetleri bölünmüş ve Telefonda gördüğü Felix'in ismiyle ailesinden izin almış ve Malezya'da kalırken ki odasına geçmiş ve telefonu cevaplamıştı.
"Alo efendim Felix?"~Jisung
"A-alo hyung.." dedi Jeongin ağlayarak
"Jeongin ne oldu? Neden ağlıyorsun?"~Jisung
"Sen mesaja bakmayınca başına bir şey geldi sandı. O yüzden ağladı tekrar. Bilinçaltına iyice yerleştirmiş sana bir şey olacağını."~Seungmin.
"Offf sonra bakarım diye silmiştim annemlerle konuşuyorduk. O yüzden sonra bakarım diye sildim bildirimi sonra da unutmuşum.. Özür dilerim bebeğim.. Söz bir dahakine hemen cevap vereceğim."~Jisung
"Söz mü hyung?"~Jeongin
"Söz veriyorum."~Jisung
"Bu arada şey dicektik.. Buluşacağını kişi Hyunjinmiş. Hwang Hyunjin. Ona da şey demişler sen kabul edersen eğer evlencekmişsiniz. Karar sana bağlıymış."~Felix
"Peki siz nereden biliyorsunuz bunları?"~Jisung
"Şimdi şöyle.. Öhm ben Changbin hyung'un noona'sına numaramı vermiştim istedi diye işte Changbin hyung da ondan numaramı istemiş aradı beni. Dedi ki işte Jisung gitti mi fln dedi dedim evet. İşte Hyunjin ile buluşucaklarmış biliyor mu fln dedi dedim bilmio öyle gelişti işte konu. Ehe."~Felix
"Tamam.. Off neyse orta yol bulurum ben. Siz de daha fazla merak etmeyin." Jisung bunu demiş ve aşağıdan gelen annesinin sesi ile cevap verip telefona geri dönmüştü.
"Benim şimdi gitmem lazım benim traliçe yemeğe çağırıyor. Jeongin bebeğim sen de daha fazla ağlama iyiyim ben. Siz de yemeğinizi yiyin aksatmayın. Kafeye yardım etmesi için Yeonjun hyung'u ya da diğerlerini arayın. Sizi seviyorum öptüm byeeee" demiş ve telefonu kapatıp hızla aşağı inmişti.
"Gel bakalım beyinsiz evladım benim." demişti babası yanındaki sandalyede oturan eşinin omzuna kolunu atarak. Bunun üzerine Jisung gülmüş ve abisinin yanına oturmuştu. "Bunlar sizin geniniz babacım" demişti Jisung karşılık olarak. "Sen tip olarak bana çekmişsin annecim de zeka konusunda haklısın. Babana çekmişsin işte yapıcak bir şey yok." demişti annesi de.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mafya'm°^°minsung
FanfictionÜnlü iş adamı ve mafya Minho'nun gittiği yeni açılan bir kafe vardır. Minho, burada çalışan çocuğa dikkat kesilir. Üç arkadaşı ile birlikte kafe açan Jisung ise bu ünlü adamdan korkmaktadır. Adamları ile Jisung'u takip ettiren, iyi olup olmadığına...