Love From the Heart | Teakook

1

Selam yeni bir fic ile karşınızdayım iyi okumalar.
_____________

Sabahın altısında kalmak korkunç bir şeydi izin günümün gelmesini iple çekiyorum gerçekten. Zar zor yatağımdan kalktım, yarı uykulu yarı uyanık bir şekilde yatağımı topladım.

Doğruca banyoya girdim işimi hallettim ve elimi yüzümü yıkadım. Deli gibi uykum vardı ama ekmek parası naparsın? Dolabıma ilerledim ve bir eşofman bir de sweatshirt'ü dolabımdan çıkardım, hemen üstümü değiştirdim.

Sabah kahvaltı etmeyi sevmiyorum o yüzden çantamı hazırladım. Evden çıkmadan önce son kez aynaya bakıp ellerimi kullanarak saçıma şekil verdim. Geceleri geç uyduğum için göz altı torbalarım vardı çok kötü görünüyordu.

Omuz silkip evden kendimi dışarı attım. Esneyerek otobüs durağına doğru ilerledim. Evle otel arası bir saat sürüyordu ve benim yedi buçukta mesaiyim başlıyordu.

Çantamdan kulaklığımı çıkardım ve telefondan en sevdiğim müziği dinlemeye başladım. Müzik dinlemeyi çok seviyorum. Yemek yaparken, evi temizlerken, ağladığımda, mutlu olduğumda yani kısacası her yerde müzik dinlerim.

Sonunda durağa vardım kış aylarında olduğumuz için sabahları karanlıktı korkmuyor da değildim. Geçen gün adam geldi içmiş mi ne? Leş gibi kokuyordu düz yolda yürüyemiyordu. Korktum biraz ama bana bulaşmadan gitti.

Kafamı kaldırıp otobüs geliyor mu diye baktım evet geliyordu. Otobüse bindim tabi ki her yer boştu sadece bir kaç kişi vardı. En arka tarafa geçip oturdum, kafamı cama yasladım.

Umarım uyuya kalmam çünkü bir keresinde uyuya kalmışım geri yürümek zorunda kaldım aptal ben. Yol boyunca etrafı izledim tabi her gün aynı yoldan gittiğimiz için çokta bir şey yoktu.

5 yıldızlı otelde çalışıyordum bu yüzden şehir merkezine yakındı. İnmeme bir durak kaldı yavaş yavaş oturduğum yerden kalktım. Otobüsün kapısı açıldı ve otobüsten indim.

Otele doğru yürürken kulaklığımı kulağımdan çıkardım. Kapının önünde Yoongi ile J-Hope vardı sohbet ediyorlardı. Yoongi resepsiyonda çalışıyordu J-Hope'ta benim gibi garsondu.

Yanlarına yaklaşarak, "Günaydıın" dedim. J-Hope hemen bana doğru uzanıp sarıldı "Günaydın kook" J-Hope'un sabah sabah enerjisi enerjimi daha çok sömürüyordu. Yoongi'ye dönüp ona da selam verdim.

Ardından içeriye girip personeller için olan odaya girdim ve takım elbisemi giymek için kıyafetlerimi çıkardım. Aynanın karşısına geçip papyonumu düzelttim.

Çıkardığım kıyafetkeri de dolabın içine geri koydum. Dışarı çıktığımda insanların yemek yediğini gördüm kahvaltı servisi başlamıştı. J-Hope'un yanına gittim kapının yanında duruyordu.

"Jungkook sana önemli haberim var!" ellerini omzuma koyup sarsmaya başladı. "Dur J-Hope neymiş bu haber?" ellerimi ellerinin üstüne koyup durmasını sağladım.

"Dünya'nın en ama en ama en ama-" sözünü kesip, "Biraz daha abart J-Hope, hadi uzatmadan söyle artık." çok heyacanlı gözüküyor ne oldu acaba?

"Tamam tamam söylüyorum ünlü iş adamı Kim Taehyung bizim otele rezervasyon yaptırmış ve bir hafta bizim otelde kalacakmış!" sesi sonuna doğru yükseldiği için hemen elimle ağzını kapattım. Hemen ettafımıza baktım herkes bize bakıyordu ahh kahretsin.

"Şşş sessiz ol biraz. Kim Taehyung mu o kim?" oflayarak anlının ortasına vurdu. "Tam bir salaksın ünlü iş adamı diyorum, çok büyük isimlerle çalışmış diyorum, ayda milyonlar kazanıyor diyorum sen gelmiş o kim diyorsun." uzun cümlesinin ardında soluklandı.

"Aman J-Hope bunun için mi heyecanlandın? İyi hoşgelsin patron duyunca çıldırmıştır herkese hava atar şimdi." ikimizde kıkırdadık.

"Garson" arkamı dönüp müşteriye baktım. Yanına gidip, "Buyrun efendim ne istemiştiniz." "Çocuğum yere meyve suyu döktüde temizler misiniz?" yere baktım. İyi haltetmiş nasıl becerdiniz gerçekten dikkat etsene ya!

"Tabi efendim hemen hallediyorum." temizlik malzemelerin olduğu tarafa doğru gidip paspası aldım geri masanın yanına döndüm. Ve yeri temizlemeye başladım. Adam,"Bir tane meyve suyu verir misiniz?" başımı olumlu anlamda salladım.

Etrafta J-Hope'u aradım lobide oturmuş kahvaltı ediyordu. Bende hemen yeri temizledim ve paspası aldığım yere geri koydum. Ardından bardak alıp meyve suyu doldurdum. "Buyrun efendim afiyet olsun." adam gülümseyerek, "Teşekkürler."dedi ve oradan uzaklaştım.

Hemen J-Hope'un yanına gittim telefondan birini araştırıyordu sanırım bahsettiği adam olmalıydı. Telefonu yüzüme doğru biraz daha yaklaştırdı. "Bak bahsettiğim adam nasıl ama?" adama iyice baktım baya yakışıklıydı vay be. "Üff adam süper yakıyor." telefonu kapatıp cebine koydu.

"Sende yesene bir şeyler." ağzı dolu olduğu için sesi boğuk çıkıyordu. "Yok ya ben kahvaltı etmeyi sevmiyorum canım isterse yerim afiyet olsun sana." cık cıkladı. "Kahvaltı sevilmez mi ya?" off herkes aynı şeyi söylüyor sevmiyorum kardeşim kahvaltı etmeyi sevmiyorum.

Yavaş yavaş kalkan insanlara baktım ardından duvardaki saate saat sekiz olmuştu zaman çok hızlı geçiyor. Masalarından kalkan insanların boşlarını topladım. Aşçı bugün geç gelicekti.

Ellerimi tabaklarla doldurdum. Çok dikkatli bir şekilde mutfağa doğru ilerledim. Tam en üstteki tabak düşücekti ki J-Hope tuttu. Ohh tanrım ucuz kurtulduk. "Sağol J-Hope tutmasaydın işten kovuluyordum."

"Sende bu kadar alma bak bir gün hepsini düşüreceksin sonra boku yiceksin." mutfak tezgahına tabakları koyduk. "Tamam dikkat ederim." içeriden Yoongi'nin sesini duydum "J-Hope gelir misin?" J-Hope başını sallayarak, "Tamam hemen geliyorum, yakışıklım beni çağırıyor." göz devirdim. "Ay aman yesinler yakışıklını."

Neredeyse herkes kalkmıştı J-Hope içeri boşları götürüyor, bende masaları ve yerleri temizliyordum. Aşçı yani Jin geldi ve öğle yemeği hazırlıyordu. Karnım yavaş yavaş acıkmaya başladı. Mutfağa girdim "Ne hazırlıyorsun Jin?" ellerini üzerindeki önlüğe sildi. "Et sote ve pilav." güzel mis gibi kokuyor.

"Mmm ağzım sulandı." Jin hafif gülümsedi. İçeri lobiye geçtim J-Hope sanırım katları dolaşıyordu. Aradan bir yarım saat geçti ve öğle molası verdik. Deli gibi açtım yemek yemek için masayı hazırladık. Afiyetle yemeğimi yemeye koyuldum.

_____

Evet bölüm bitti umarım sevmişsinizdir görüşürüz.