0.1

7 3 0
                                    

Yolculuk yapmak çocukluğumdan beri en sevdiğim şeydi. Her zaman ayın parıltısını kulaklarımda çalan şarkının rahatlatıcılığıyla kendimi güvende hissederdim ama bu sefer ne kulaklarımda çalan şarkı rahatlatıcıydı ne de güvende hissediyordum. Yeni bir yere taşınmak, yeni insanlarla tanışmak, yeni kültürler öğrenmek korkutmuyordu. Korkutan benliğimi unutmamdı. Korkutan kaybolmaktı. Dinlenme tesisinde durduğumuzda birbirine girmiş saçlarıma, şişmiş gözlerime baktım telefonumdan. Eskiden olsa utanıp sıkılacağı görüntümden memnundum. İnsanlar hayatımda kalıcı değildi nasıl olsa. Başkalarının düşünceleri yerine kendi düşüncelerimi önemsiyordum artık.

    Biraz mola verip devam ettiğimiz yolculukta varacağımız yere gittikçe yaklaşıyorduk. Hissetiğim korku büyürken içimi yiyip bitiriyordu. Gözlerimi kapatıp sakinleştirmeye çalıştırdım kendimi. Çantamdan çıkarttığım ilacımı içerken sakinleşeceğime inancımı sağlamlaştırdım. En azından yeni deneyimler yaşayacaktım. Yeni dersler alacaktım. Belki de o kadar kötü sayılmazdı.

  İki saatin sonunda gözümü açtığımda Bursa tabelasını görür gibi oldum. İşte her şeyin başlama noktasına gelmiştik. Nerede olduğunu, isminin ne olduğunu bile bilmediğim yeni mahalleme doğru yola çıktığımızı annemle babamın tartışarak açmaya çalıştığı navigasyondan anladım. Olayın döüp dolaşıp bana patlamaması için gözlerimi kapatıp kulaklığımdaki Şebnem Ferah'a odaklandım. Çünkü her zaman olayların ucu bana dokunurdu ve şuan onların kavgasını bağırışmalarını kaldırabilecek kafada değildim. Susuzluktan kuruyan boğazımla öksürlmeye başlarken duran arabayla gözümü açtım. Yerimden doğrulup "Geldik mi ?" sorusunu sormak istedim ama gerkesiz olacağı yeni apartmanımızın ismini görünce aklıma geldi. Kafam gibi karışık ruh halleri bulunan playlistimden Saika'nın sesi en yüksek dozda kulaklığımdan kulağıma geçtiği anda irkilip şarkıyı kapatmaya çalıştım.

Annemin seslenip arabadan indirme çabalarıyla rahatlığım bozuldu. En son durduğumuz dinlenme tesisinde eksikliğini giderdiğim nikotin, büyük ihtimalle vücudumu çoktan terk etmişti. Karıncalanan vücudum uyuşmamdan mıydı yoksa nikotinsizlikten miydi idrak edemiyordum. Yanımda yapılan konuşmalar hakkında hiç bir filrim yoktu. Zaten benim genel olarak hiç bir konuda hiç bir fikrim yoktu. Tam olarak sorun buradaydı ya. Depresif düşüncelerimi sallarak anneme döndüm. Ona onun şu an gösterdiği şefkatli anne rolü kadar sahte bi gülücük bahsedip konuştuğu kadına odaklanmaya çalıştım. Apartman görevlisiydi büyük ihtimalle. Gerçi umrumda da değildi ya. Umrumda olan tek şey banyo yapıp uyumaktı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 22 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ArayışHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin