3.0|Baba?

458 44 14
                                    

Eylül'den:

Kafenin dışından içeri girip hızla Halil ve o tanımadığım kızın yanına ilerledim. Baya baya Halil'e sarılıyordu ve kesinlikle normal bir sarılma değildi bu.

"Halil." kızı kolundan tutup geri savurduktan sonra beni görüp gülümseyen Halil'e baktım. Çok güzel gülümsüyordu ama şu an kızgın olmam gereken noktadaydım. En azından şu kıza.

"Güzelim, hoş geldin." bana adımlayıp sıkıca sarıldığında kıza yan bir bakış attım ve kelimenin tam anlamıyla yüzünün asıldığını görmüştüm.

"Ah sizi tanıştırayım bu anlaştığımız şitketin çalışanı Ezgi Hanım, bu da sevgilim Eylül." sevgilim kısmını söylerken kızın eline uzanıp sahte bir şekilde sırıttım. O da aynı sahtelikte karşılık verdi tabi.

"Görüşmemiz devam ediyor mu Halil Bey?" bana bakarak imada bulununca derin bir nefes aldım. Bu iş görüşmesini bozmamam gerekiyordu sonuçta Halil için önemli bir şeydi ama burdan gitmeye de niyetim yoktu.

"Tamam, güzelim sende otur şöyle az bir kısım kaldı zaten." Halil yanındaki sandalyeyi çekip beni oturttu ve sonra kendisi de yanıma oturup karşısındaki kızın oturmasını bekledi. Kız üfleye püfleye oturdu.

"Ezgi Hanım dediğim gibi fiyatlar bu aralıkta seyrettiği sürece firmanızla uzun yıllar çalışırız, bunu özellikle Abdullah Beye iletin, sözleşmeyi 2 yıl sonra yenilmekten mutluluk duyarım yani." Halil'in bu iş adamı halleri aşırı hoşuma gitmiş olduğundan hayran hayran onu izliyordum. Masanın üzerindeki eline elimi attım kısa bir bakış atıp elimi tuttu daha sonra konuşmaya devam etti.

"Ha bir de şu toptan satış ile ilgili olan son maddeye çekince koyuyorum, yani sizinle çalışıyoruz fakat bazen özellikle farklı bir markanın ürününü kullanmamız gerekiyor." Halil susup karşıdan cevap beklerken karşıdan herhangi bir ses gelmeyince bakışlarımı o tarafa çevirdim.

"Ezgi Hanım, dinliyorsunuz değil mi?" kızın bakışları ellerimiz ve bizim aramızda gidip geliyordu.

"Evet dinliyorum, dediğiniz şeyleri ileticem Halil Bey." Halil gülümseyerek imza attı ve sonra ayağa kalktı böylelikle elimi bırakıp o kıza elini uzattı. Bu an için trip atmayı aklımın bir köşesine not ettim.

"O zaman bu görüşmeyi sonlandırabiliriz." kız Halil'in elini tuttu ve yavaşça kavradı bana bakarak. Kız resmen Halil'e yürümüyor koşuyordu. Halil elini geri çekti.

"Sağolun Halil Bey, ben isteklerinizi Abdullah Beye ileticem. Tekrar görüşmek üzere." kız bir şeyler zırvalayıp sonunda gittiğinde bana sarılan Halil'in karnına hafifçe geçirdim.

"Ah, ne oldu ya?" yerime oturup kollarımı önümde bağladım.

"Aldattın beni!" kaşlarını çatarak bana baktı.

"Efendim?"

"Elimi bırakıp o kızın elini tuttun."

"İş için hani selamlaşma olarak."

"Aynı şey." yanaşıp beni kendine çekti.

"Özür dilesem." omuz silktim. Beni nazladığı için nazlanmak ayrı hoşuma gitmişti.

"Ama cheesecake yapmıştım. Sana yedirecektim ellerimle." yan bir bakış attım.

"Tamam sadece tatlı yemek için barışabiliriz." Güldü.

"Hemen geliyorum." tatlıyı getirmek için ayaklandığında arkasından gidişini izledim sırıtarak.

-----------

Komşuculuk - Halil DervişoğluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin