" Merhaba, ben Melek Seiga Yeroğlu. Bu habere konuk olmayı bir seri katilin birinin daha canına kıydığını ve buna artık bir dur denmesi gerektiğini söylemek için istedim. Bu sefer kurban giden kişi, benim kardeşim, sırdaşım, dostum ve en iyi arkadaşım olan Vera'ydı." Artık devam edemiyordu. Gözyaşları yanağından damla damla düşerken muhabir konuşmaya başladı;
" Evet sayın seyirciler, gördüğünüz gibi şehirde seri katiller çoğalmaya ve insanları sayısı azalmaya başladı. Artık polisler bile bu durumdan çok yoruldu. Sayın konuğumuz Melek Hanım' ında dediği gibi, buna artık bir dur denmesi gerek..." O sırada arkadan " Araya gireceğiz toparla artık." diye konuştu bir kız, muhabir Zehra ile. (Kulaklıktan). " Kısa bir aradan sonra daha detaylı bilgileri ve olay anında orada olan Melek Hanım'dan olayın nasıl geliştiğini öğrenmek için tekrar sizlerle beraber olacağız..." Ardından Muhabir Zehra, Seiga' ya doğru yürüdü ve Melek' in oturduğu yere ve Melek' e baktı. Kızın önüne diz çöktü;
"Nasılsın, su ister misin?" diye sordu. Kız gözyaşlarını sildi ve oturuşunu dikleştirdi. " Hayır, istemem. Yine de teşekkürler." Zehra bir şey değil anlamında gözlerini yumup açarak gülümsedi. Seiga gülümsemesine karşılık verdi ve ayağa kalktı. Seiga kalkınca Muhabir Zehra' da ayağa kalktı. Seiga;
" Lavaboyu kullanabilir miyim, acaba?" diye sordu. Zehra; " Tabiki. İstersen Leyla sana eşlik edebilir." Melek bir kaç saniye düşündükten sonra "Olabilir, çünkü nerede olduğunu bilmiyorum." Zehra gülümseyerek Seiga' nın yanındaki kıza kafası ile işaret verdi. Kız (Leyla) Seiga' ya yolu göstermek amacıyla önden yürüdü ve Melek' in onu takip etmesi için eliyle işaret verdi. Birlikte lavaboya kadar gittiler ve Leyla
Seiga' yı lavaboda bırakarak gitti.........➰......
"Başlamaya son 5 dakika Zehra. Hazırlanın, toparlanın." dedi kulaklıktan bir tane kız Muhabir Zehra' ya. Zehra' da kulaklıktan "Tamam." diyerek Melek' i beklemeye başladı...
......➿......
Melek, önce lavaboda birilerinin olup olmadığını kontrol etti, kimse yoktu. Sonra telefonunu çıkarıp şifresini girdi oradan da aramalara. 'Hakan Abi' ismine tıkladı ve kulağına koydu. Saniyeler sonra telefondan 'alo' sesi duyuldu.
Melek, kulağı telefonda, gözü aynada kendisini izlerken gözünden bir damla yaş düştüğünü fark etti. İçinden- 'Yaşadığım olay kolay bir şey değil. Kardeşimi sırdaşımı gözümün önünde öldürdüler. Ama Vera' mı öldüren katili bulana kadar durmayacağıma yemin ederim. Tabii ömrüm yeterse...'
Melek içinden kendine söz verirken telefondan 'alo' sesi bir kez daha duyuldu. Bu sefer Melek' te 'alo' diye karşılık verdi ve direkt konuya girdi;
"Ben... Hazırım. Bu yaşıma kadar bana verdiğin eğitimi seri katil denen o şerefsiz, pislikleri ve... Neyse sen anladın. Onları durdurmaya ve benim kim olduğumu bilmemek şartı ile onları polislere canlı kanlı ama yaralı bir şekilde teslim etmeye hazırım. Ve ölene kadar da devam etmeye yemin ederim."
Melek konuşmasını bitirince telefondan alkış sesi duyuldu ve ardından Hakan Abi, Melek Seiga' ya;
" Hoşgeldin Ecel," dedi... Ve sonra devam etti, " Ama lütfen kimsenin eceli olma..." Seiga önce sırıttı, sonra burnundan güldü. " Merak etme Hakan Abi, Vera' nın katili hariç kimsenin eceli olmayacağım." Hakan Abi, az önce kurduğu cümleyi bir defa daha kurdu;
" O zaman tekrar söylüyorum. Hoşgeldin Ecel." Seiga tam cevap verecekken telefondan gülme sesi geldi. Melek "Ne oldu?" diye sordu. Hakan Abi " Adın Melek ama görev adın Ecel. Ne güz uyum ama..." dedi ve gülmeye devam etti. O sırada Melek Seiga' da kendini tutamadı ve O da ufak bir kahkaha attı. Ama buna cevap vermedi. Hakan abi en son söylediği şeye cevap olarak;
" Hoşbuldum Hakan Abi..."