Kuyumcunun kızı kanser hastalığına yakalanmıştı ve aniden fenalaşmıştı. Onu ambulansla hastaneye götürdüler. Arkalarından da İbrahim ve ekip arkadaşları onları takip etmişti.
Artık hastaneye geldiler. Kuyumcunun kızı Cansu'yu hemen yoğun bakıma gönderdiler. İçerden bir doktor çıktı ve bütün dikkatler ona çevrildi. Özellikle de kuyumcu ve karısı. Doktor bey lütfen bir şey söyleyin . Kızımız iyi demi iyileşicek demi. Diye sorular yöneltmeye başladılar. Bunun üzerine doktor: üzgünüm. Kızınız için yapabileceğimiz tek şey o bahsettiğimiz ameliyat. Bu ameliyatın maliyetini biliyorsunuz. Bu ameliyatı bedava malesef yapamayız. Ama aizin durumunuzu da biliyorum. Bu yüzden şimsi başhekimin yanına sizin için
% 10 indirim yapma talebinde bulunacağım dedi ve oradan uzaklaştı. Bunun üzerine Selin kadının yanına yaklaştı ve ameliyat ücreti ne kadar diye sordu. Bunun üzerine kadın 30.000TL dedi. Selin ooooooooo diyerek ordan uzaklaştı. İbrahimlere de söylediği zaman aynı tepki ile karşılaştı. İbrahim Cansu'nun anne ve babasına bir ihtiyacınız olursa bize bu numaradan ulaşabilirsiniz Dedi kartını uzatırken Adam ve eşi Allah sizden razi olsun dediler. Ibrahim ve arkadşları da cümlemizden dedikten sonra iş bizi bekler .hadi görüşürüz. Bi ihtiuacınız olursa ve bizi aramazsanız valla hakkımızı helal etmeyiz diuerek ordan uzaklaştılar. Kuyumcu ve karısı onlar gittikten sonra Cansu'nun teyzesini ve halasını çağırdılar. Kuyumcu karısına döneek sen bekle ben dükkana gideyim. Para lazım bir an önce kazanalım dedi. Kadın da tamam bey. Ben kalırım kızımızın yanında. Ben de iş arıcam. Dedi.bunun üzerine adam canım hiç kadın kısmı çalışırmı dediğinde ise kadın bey bari bu günlerde yapma görüyosun işte halimizi. Belki de sırf senin bu grurun yüzünden kızmın o güzel hayatı mahvolavak. Dedi. Adam bunun üzerine tamam dedi. Ama bir kaç iş birden soruştur. Hangisinin maaşı daha fazlaysa o işte çalışırsın. Dedi. Kadın da tamam. Dedi. Ve kuyumcu ordan uzaklaştı.
Kadın hastanenin büfesine inip birkaç tane gazete aldı. Sonra yoğun bakımın önündeki oturaklardan birine oturdu ve gazeteleri tek tek incelemeye başladı. Henüz kendine uygun bir iş bulamamıştı ki önünden insanların geçtiğini fark etti. Hepsinin de yoğun bakıma gittiğini görünce ziuaret saatinin geldiğini anladı. Ve hemen kenisini bekleywn kızının yanına gittiği zamn Cansu uyanmıştı. Ama durmadan inleyip duruyordu. Annesini görünce hemen ona sarılıp ağlamaya başladı. Anne dayanamıyorum artık. Her tarafım çok ağrıyor. Bazen ölmeyi bile çok istiyorum. Sonra sizin çok üzüleceğinizi düşünüyorum. Ve bu istektwn vazgeçiyorum dedi. Anneai de sakın yavrum sakın bir daha ölmeyi isteme. Şimdi baban gelemedi çünkü çalışıyo. Para kazancak. Sonra da doktorlar seni iyileştırcek. Ben de iş bulcam. Ben de çalışcam. Ben de gelemezsem bana da darılmak yok tamam mı? Kız onaylar anlamında başını aşağı yukarı hareket ettirdi. Şu anda ikisi de ağlıyordu. İkisi de birbirlerini bir daha görememekten korkuyordu. Ama korkularını dile getiremiyorlardı. Ziyaret saati bittiği zaman ikisi de birbirinden ayrılmak istemediler ama bunu yapmak zorundalardı. Hemşirelerin de ısrarıyla kadın yoğun bakımdan çıktı. Ve tekrar eski yerine oturdu. Kaldığı yerden devam etti. Bir iş bulmuştu. Hizmetçilik. Ama çok büyük bir evin hizmetçiliği. Bu işi defterine not aldı. Telefon numarasını da tabi. Gazeteden de o yazıyı kutu içine aldı. Aramaya devam etti. Aynı gazetede bir başka hizmetçi işi. Ama o daha küçük bir ev içindi. Bu işi de defterine not aldı. Gazetedeki yazısını kutu içine aldı. Ve aramaya devam etti. Ardından da bir tarla için hamal işini gördü. Aynı işlemleri buna da uyguladı. Ve daha 4tane daha iş için aynı işlemleri uyguladı. En sonunda akşam oldu. Kuyumcu da kadının yanına geldi. Kızlarının yanına geldiler. Doktor ziyaret saati dışında hasta yakını alamadıklarını, kendilerinin de burda beklemelerinin gereksiz olduğunu, bekleyince kızlarına bir faydalarının dokunmadığını aksine kendilerine zararı olduğunu söyledikten sonra uzun lafın kısası eviniz çok uzak değilse kendinizi fazla yormayın. Kızınız kendine geldiğinde onun sizi yorgun bitkin, uykusuz, gözlerinizin altı şişmiş ve kızarmış görmesini istemwzsiniz heralde. Dedi. İşte doktorun söylediği son cümle onları eve gitmeye ikna etmişti. Tamam deyip oradan uzaklaştılar.
Eve gittikleri zaman kadın bulduğu işleri gösterdi. Sonra da telefonu almak için sehpaya uzandığı zaman kuyumcu yarın sabah ilk iş onu yaparız. Şimdi saat 12:30 olmuş. Hiç kimse aranmaz, uyumuştur herkes dedi. Kadın saate baktı. Baktıkça gözlerini büyülttü. Gözlerini faltaşı gibi açmak diye buna dense gerek. Kadın sonunda konuşmaya başladı. Saat gerçekten de12:30 olmuş. Ben en son saate baktığımda saat 11'di. Hangi ara bu kadar geçti. Ay bi de inşallah biz arayana kadar işler kapılmasın dedi. Kuyumcu da inşallah diye cevap verdi. Sonra da birbirlerine sarılıp uyuyakaldılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR POLİSİN BAŞINDAN GEÇEN OLAYLAR
PrzygodoweSİZCE BİR POLİSİN BAŞINA EN KÖTÜ NE GELEBİLİR?