Üstüm de Aslı'nın zıplamasıyla yeni bir güne gözlerimi açtım. Ah bu güzellik iyice kaşınmaya başlamıştı. Yalanda bir inlemeyle;
"Aslı günden güne kilo almaya mı başladın sen ?" dedi.
Her zaman nefret etmiştir kilo şakalarından yaşının daha 15 olmasına rağmen çok güzel ve fit bir vücudu vardı. Erkek olsam kesinlikle peşinden ayrılmayacağım türden. Alımlı ve gayet hoş bir kız.
Evet ben mi? Ben Mira Ateş. 15.06.1999 İzmir doğumluyum. Kahverengi saçlarımın yanında gözlerim insanın imreneceği bir maviliktir. Her erkeğin bayılacağı bir vücudumu da gözler önüne serersek gerçekten güzel bir kızdım. Bunu kendini beğenmişlik olarak algılamayın lütfen . Sadece kendime güvendim yerimde. Aslı'nın odadan çıktığını kapının çarpmasıyla anca anlamıştım. Bugün yeni okulumda ilk günüm. Gerçekten çok heyecanlıyım. Yeni ev, yeni okul, yeni arkadaşlar... Annemin aşağıdan geç kalacaksın hadi hazırlan artık bağırışlarını duyduğumda anca aklıma gelmişti saate bakmak. Ah hadi ama saat daha 07:00'dı ilk dersimin başlamasına bir buçuk saat kaldı. Bu kadın beni ne sanıyor sanki hazırlanmam saatler sürecek. Neyse ki geceden duşumu alıp öyle yatmıştım malum okulun ilk günü ve pazartesi sendromları. Erken kalkmanın verdiği rahatlıkla yavaş yavaş üzerimi giyinmeye başladım. Özel okul olmasına rağmen formalı bir sistem olması saçmaydı bence. Neyse konumuz bu değil. Siyah dizimin üzerinden bir karış yukarıda biten bedenimi saran eteği üzerine geçirdim üstüne de spor yine vücudumu saran beyaz gömleğim. Eee malum kış aylarına giriyoruz artık üzerine de en sevdiğim deri ceketimi giydim. Muz çoraplarımı da ayağıma geçirip siyah converselerimi giydim. Aynadan kendime baktığımda gerçekten hoş gözüktüğümü anladım. Zaten etek başlı başına bir şaheserdi bütün hatlarım meydandaydı. Makyaj masamın önüne gelerek maşayı fişe taktım sandalyeyi kendime çekerek oturdum. Çok fazla abartmadan eyelinerimi çektim. Bu deniz gözlerimi daha çok ortaya çıkarmıştı. Dudağıma en sevdiğim çilekli parlatıcımı sürerek yüzüme renk verdim. Allık yerine elmacık kemiklerimi azıcık sıkıp cimcikledim. Emin olun kızlar makyajdan daha güzel duruyordu. Maşanın artık ısındığını tahmin edip elime aldım evet ısınmıştı. Yavaş yavaş ve sabırla kendiliğinden olan buklelerimi daha çok göz önüne serdim. 45 dakikanın sonunda artık tamamdım. En son yine aynanın karşısına geçip kedime baktım ilk gün için hiç fena değildi. Telefonumdan yükselen mesaj sesinden bir an irkilip korkmuştum. Çantamı yerden alıp şarjda ki telefonu çıkardım. Kapımı açıp dışarı çıktığımda alt kattan muhteşem kokular geliyordu. Merdivenlerden inerken aklıma telefonumda ki mesaj sesi geldi. Hemen çıkarıp baktım mesaj Güzeller Güzeli'nden gelmişti. Ah İrem onu gerçekten çok özlemiştim. Bir hafta sonu iki günlüğüne de olsa İzmir'e gidip Perihan teyzeyle İrem'i görmem lazımdı.
Bunları düşüne düşüne en son mutfağın kapısından girip şahane olan mutfak masasına baktım. Ah gerçekten çok güzel gözüküyordu. Babamın yanına gidip o yumuşacık yanaklarına sulu öpücüğümü kondurdum. Bu adamın gerçekten tıraş losyonuna bayılıyordum. Annem bana uzaktan 'Hani bana günaydın öpücüğü' diyerek bakıyordu. Gidip en alasından sulu öpücüklerimi yüzünün her tarafına kondurdum tabi hemen o güzel sesinden hafif kıkırtılar çıktı. Kadın tam bir esmer güzeliydi babamla annemin göz karışımını almıştım sanırım annemin o duman gözlü renkleriyle babamın gökyüzü rengi gözleri. Aslı ise tamamen anneme çekmiş ve onun o muhteşem duman rengi gözlerini almıştı. Gidip yanağından öperek "Günaydın meleğim" dedim. Anında yüzü gülmüştü. Onun bu tepkisine hepimiz gülerken sandalyeyi çekip oturdum. Yardımcımız -daha doğrusu benim ikinci annem gibi sevdiğim- Melek teyze önüme omletimle açık olan çayımı bıraktı. Yüzüne minnetle bakıp öpücük attım. Karşılığı olarak gülüp "Ne deli kız ama" diyerek yanımdan uzaklaştı. Arkasından bir 10 saniye baktıktan sonra babamın hafif öksürmesiyle konuşma yapacağını anladım yüzümü ona dönerek ellerimi bacağımın üstünde birleştirdim. Babam;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
17 Yaşım
ChickLit"Seni bırakacağımı mı sanıyorsun çirkin?" dedi. Aramızda pek mesafe kalmamıştı. Uzaktan bile onun kehribar rengi gözlerini fark ediyordum. Yanıma kadar gelip ellerimi tuttu. Allah'ım şimdi bayılacaktım. İki avucuma da öpücüklerini bıraktı. Gözlerimi...