an eye can tell everything

146 12 84
                                    

Yorum ve oylarınızı bekliyorum, sizleri seviyorum.

BÖLÜM ON ALTI
AN EYE CAN TELL EVERYTHİNG

Her şeyin bir sonu vardı, bu ister hayat olsun ister herhangi bir şey

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Her şeyin bir sonu vardı, bu ister hayat olsun ister herhangi bir şey. Bu yüzden insan, her anın biteceğini bilerek yaşamalıdır ki, yaşadığını hissetsin. Ancak bazen hissizleşirdin.

Ancak sizinle mezara giren, sonsuz bir duygu daha gizliydi kara kutuda: travmalar. İnsan güler, mutlu olur, ancak gözlerinde görülür onun karanlığı. Valeria böyle bakıyordu, zayıf bakıyordu, yardım istiyordu.

Aslında insanın konuşmasına gerek yoktu, gözler destan yazardı sonuçta.

Valeria'nın gözünden görülürdü eskiden ailesi, geçmişi. Şimdi ise market canlanıyordu, kanlı bir adam. Karnı ağrıyordu, bebeğine zarar gelecek diye ödü kopuyordu.

Şöyle bir şey vardı: sevgi görmeyen bir insan, sevgi gösteremezdi. Arkadaş sevgisi görmeyen insan, arkadaş sevgisi gösteremez... Aile sevgisi göremeyen insan, aile sevgisi gösteremez. Ancak bazen bir istisna vardı, o da yaşadıklarımı yaşatmayacağım iç güdüsüydü. İşte bu her şeyi siler, baştan yazardı.

Korkuyordu, doğru anne olamamaktan.

"Esma, ağlama artık..." Chris, tüm bavulları ellerine almışken, arkada iki arkadaşın birbirinden ayrılmasına şahit oluyordu. "Söz veriyoruz, tekrar geleceğiz." En son bu söz verildiğinde, Valeria on yıldır gelmemişti, gelememişti.

"Yalan söylemesene!"

"Bak, on yıl önce küçüktüm. Ve sana tutamayacağım bir söz verdim, kabul ediyorum. Ancak yalan söylemek zorundaydım, çünkü o zaman beni bırakmazdın. Ama şimdi, işler çok farklı." Gülümsedi sıcak bir şekilde. "Artık arkamda sağlam birisi var."

Bir daha sarıldılar sıkıca, "onu görmek istiyorum..." Diye fısıldadı kulağına. "Doğduğu an, geliyorsun buraya Valeria Evans. Yoksa kendimi asarım." Valeria kıkırdadı, bunu öyle kısık sesle söylemişti ki, kendi bile zor duymuştu.

Valeria ile ayrıldıklarında, Chris gülümseyerek elindeki bavulları yere bıraktı. "Bu kafeyi özleyeceğim, özellikle seni." Diyerek gülümsediğinde, Esma bir anda elini uzattı. Adam kaşlarını çatarak kızın eline baktı, "El mi sıkışacağız? Bana sarılmayacak mısın?"

Esma kaşlarını kaldırdı şaşkınca, "sarılayım mı?" Dedi sanki bunu gerçekten beklemiyormuş gibi.

Chris kollarını iki yana açıp omuz silkti ve dudaklarını büzdü, "bilmem, arkadaşız sanmıştım." Esma kıkırdayarak Chris'in bedenine sıkıca sarıldığında, adam gülümseyerek onun sarılışına karşılık verdi.

Derin bir nefes verip ayrıldıklarında, bu sefer bu sözü Chris verdi. "Çok geçmeden Valeria'yı sana getireceğim, söz veriyorum. Hem belki..." Gözlerini kaçırdı yapmacık bir tavırla, "bir sonraki gelişimizde birini daha getirebilirim."

𝐓𝐇𝐄 𝐃𝐎𝐂𝐓𝐎𝐑, chris evansHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin