Sabah alarm çalmasıyla uyandım. Bu gün abilerler antremana gidecektim. Yataktan kalkıp günlük rutin işlerimi hall edip, üstümü değiştim.
Açık mavi kot pantalon ve uzun siyah sweet shirt giydim
"Nefes! Daha uyanmadın mı sen!"
"Ay geldim!"
Aşağıdan bağıran abimdi. Yüksek ihtimalle kahvaltıya çağırıyordu. Odadan çıkıp, merdivenlerden aşağı indim. Abim kahvaltı masasında oturmuştu.
"Günaydın abicim"
Yanına gidip yanağından öptüm ve masaya oturdum.
"Günaydın uyuyan güzel"
"Uyumamıştım ki, sen çağırdığında hazırdım ben"
"He he aynen"
"İnanmıyor musun bana?"
"Tamam tamam inanıyorum"
Dedi ve çayından bir yudum aldı. Bende yemeğe başladım. Bu arada kendimi tanıtmayı unuttum. Ben Nefes Yazıcı. Altay Bayındırın kız kardeşiyim. Altay abimi tanırsınız her halde. Fenerbahçenin kalecisi
Senin neden soyadın abinle aynı değil diye sorarsanız, ben annemin soyadını taşıyorum, o babamın. Bu da uzun bir hikaye, zaten öğreniceksiniz.
Yemeğimizi bitirmiştik. Abim masadan kalktı.
"Çıkıyoruz mu?"
"Yemeğini bitirdiysen evet"
"Bitirdim"
"E ben çıkıyorum o zaman"
"Tamam, masayı toplayım geliyorum bende"
Abim mutfaktan çıktı, bende madayı toparladım. Bulaşıkları, bulaşık makinesine yerleştirip, mutfağın kapısını örtüp çıktım. Önden abim çıktı, arkasından ben. Kapıyı kitleyip yanıma geldi. Arabaya bindik. Ben çn koltuğa oturdum, o sürücü koltuğuna.
"Küçükler önde oturmazdı yalnız"
"Ya abii"
"Tamam tamam"
Abim güldü bende kemerimi taktım. Yaklaşık 20 dakikaye tesise varmuştık. Arabadan indik, gğvenlikten geçtik. İşte ikinci evim gibi olan o yere gelmiştim. Fenerbahçe stadına... Buraya gelmeyeli tam 2 yıl olmuş. Neden diye sorarsanız, 2 yıl boyunca Almanyada dayımlarla yaşıyordum eiğitimim için.
"Gelmiyor musun Nefes?"
"Geliyorum!"
Etrafa baka baka geliyordum. Önüme bakmıyordum desem, doğru olurdu. Birden birinin bana sertçe çarpasıyla, yere yığıldım.
"Ahh!"
"Nefes!"
Bu abimin sesiydi.
"Ya öküz müsün kardeşim, önüne baksana!"
"Özür dilerim"
"Özür dilermiş!"
Abim yanıma gelip, elini bana uzattı, elini turup ayağa kalktım. Karşıma bakınca, yeşil gözlü, nerdeyse 1.76, 77 boylarında bir çocuktu.
"Özür dilerim görmedim"
"Önüne bakmıyorsun her halde!"
"Pardon? Asıl sen bakmıyordun önüne"
"Bi de bana suç atıyor ya!"
"Çocuklar yeter!"
Bağıran abimdi. İkimizde sustuk. Çocuğa ters ters bakışlar attım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEJAVU/ARDA GÜLER
Teen FictionBu anı yaşadım ve buraya tekrar geldiğimi hissediyorum.