Dönüşüm ✓

43. Bölüm

Tao cesaret hapı almış gibi oturma odasına iner inmez Baekhyun'un dudaklarına yapıştı. En azından kısa ve masum bir öpücük olmalıydı. Ama ikisi de durmuyordu.

"Tanrım! Bu çocuk kesinlikle canına susamış!" diye bağırdı Yixing.

Sesli bir şekilde öksürdüm ama kimse takmıyordu resmen. En sonunda Tao biraz geri çekilip alnını Baekhyun'un alnına dayadı.

Baekhyun sessizde mırıldandı.

"S-sen.."

"Ben seni seviyorum Baekhyun. Sevgilim olur musun?"

Baekhyun bu sorunun üzerine onu bir kez daha öpmüştü. Yavaş adımlarla Yixing'in yanına gittim ve koluna yapıştım. Fısıldayarak sakin olmasını söyledim.

"Keser misiniz şunu! Lanet olsun Tao! Az önce biz ne konuştuk!? Seni öldüreceğim!" diye bağırdı.

İlk defa Tao'nun yanaklarını bu kadar kızarmış görüyordum. Tao duymamazlıktan gelerek Baekhyun'un gözlerine baktı.

"Bir şey söylemeyecek misin?"

"Bir kez daha mı öpüşmeliyiz? Abim kötü kötü bakıyor." dedi.

Tao ona sımsıkı sarıldı. Suho abi sadece gülümsüyordu. O kadar içtendi ki gülümsemesi, bu benim de tebessüm etmeme sebep olmuştu. Sanki bizi sonradan fark etmiş gibi parmaklarını Baekhyun'unkilere geçirerek bize döndü.

"Biz artık sevgiliyiz."

Baekhyun'un sevinçten bayılacağını düşünüyordum. Fazlasıyla mutlu görünüyordu. Tao'nun böyle sevgi yumağı olması fazla sahteydi ama sanırım hepimiz buna alışabilirdik.

Jong In'in huzur veren bakışlarıyla gülümsedim. Herkes mutluydu ve bir şeylerle ilgileniyordu. Jong In'e bir kaç işaret gönderip odaya çıktım. Peşimden gelen sevgilimin dudaklarına yapıştım.

"Seni istiyorum."

"Bende seni istiyorum."

"Heeey! Yemek yiyeceğiz aşağı geliin!"

Baekhyun'un sesini duymamazlıktan gelip tekrar dudaklarımızı birleştirdim. Bir yandan üzerindekini çıkarmaya çalışıyordum. O da benim üzerimdekiyle uğraşıyordu.

"Seni çok seviyorum Sehun. Benim olduğun için çok şanslıyım."

"Seni seviyorum ve evet ikimiz de çok şanslıyız sevgilim."

Yavaş yavaş yürüyüp beni yatağa düşürdü. Dudaklarımızı ayırmadığım için o da benimle, üzerime düştü.

"Tanrım! Neden sana karşı bu kadar güçsüzüm ki?!"

"Ya ben? Sana karşı kendime engel olamıyorum. Bu çok kötü sevgilim. Sana kızsam bile kollarında olabilmek için bundan hemen vazgeçebilirim."

"Bunu öğrendiğim iyi oldu Sehun."

Ellerini bedenimde gezdirirken dudakları hala dudaklarımdaydı. Lanet olsun kapıyı neden kilitlememiştik ki!?

"Aww! Özür dilerim! Çok özür dilerim!"

Elleriyle yüzünü kapatan ama parmaklarının arasından bize bakan Baekhyun'un sesini duyduğumuzda dudaklarımızı ayırdık.

"Lanet olsun Jong In kalk üzerimden çocuk bakıyor."

"Ben çocuk değilim!"

Hala elleri yüzündeydi.

"Bunu sen de yaşayacaksın ufaklık bize bakmanda sakınca yok. Üstelik bir şeyler öğrenmen gerek."

Ders veren sevgilime bir yumruk atıp üzerimden ittim. Hemen bir tişört geçirip Baekhyun'u çekerek odadan çıkardım.

"Onu sakın dinleme olur mu? Senin için henüz erken."

"Nedenmiş o? Ben de Tao'yla... Yani şey.. Ben de istiyorum."

"Olmaz Baek! Daha erken dedim! Sakın bunu yapmaya kalkma!"

"Şey.. Peki.."

Aşağı inip yemeğe oturduk. Baekhyun'un, gördüklerinden sonra yüzündeki kızarıklık hala geçmemişti. İkimize de utanarak bakıyordu. Jong In kahkaha attı.

"Hala mı kuzen? Yapma ama sadece bizi sevişirken gördün. Ne var bunda?"

"Lanet olsun Jong In! Kardeşime ne biçim örnek oluyorsun?! Sakın onlara özenmeye kalkma Baek! Duydun mu beni Tao?!"

Deliren Yixing'e karşılık hepimiz kahkaha attık. Yemekten sonra da oturma odasına geçip koltuklara yerleştik. Baekhyun Tao'nun yanına oturup başını omzuna yasladı. Tao da gözlerini kapatıp onun elini tuttu.

Tabi ki uzun suredir normal giden hayatımızda bir aksilik olmazsa rahatımız(!) bozulurdu. Bu seferlik sorun eksiğimizi de profesör aniden evimize gelerek tamamlamıştı.

Kapıyı açtığımızda nefes nefeseydi. Söylediği şeyle hepimiz önce ona sonra da birbirimize şok içinde bakmıştık. O da bize korku dolu gözlerle bakıyordu.

"Jong In... Birileri evimi izliyordu. Sa-sanırım b-başkaları da var."

Son 2 bölüm kaldı canlarım. Hızlı paylaşıyorum ki hemen finale kavuşasınız <3