Saatler geçiyordu zaman akıp gidiyordu . Oturduğu yerde gözleri sürekli kapıdaydı Uraz'ın beklediği kişi gelmeliydi . Tim arkadaşları Uraz'ın yaptığını bir delilikten başka bir şey olarak görmüyorlardı ama soru da soramıyorlardı . Ece bile gelmişti sonucu çoktan biliyordu arkadaşı asla gelmezdi o taş kalbi bir çocuğa açacak kadar vicdanlı değildi .
Ece en sonunda dayanamadı . "Boşuna bekliyorsun Uraz abi , Yasmin gelmeyecek ."
Poyraz da kardeşine katıldı az çok Yasmini tanıyordu . Baş belası kardeşi çoğu zamanlar ondan bahsediyordu . "Doğru söylüyor komutanım saat üçü çoktan geçti ."
Uraz cevap vermedi sadece kapıya baktı . Gelmeliydi biliyordu altı yaşında tanıdığı kızın içinde vicdan vardı bir çocuğu annesiz bırakmazdı . Ama her geçen dakikada tüm umutları yok oldu . Altı yaşında vicdanlı olan kız değişmişti belki de Uraz yanılmıştı o kadar da vicdanlı değildi .
Saate baktı 15:30 geçiyordu gelmeyecekti . Derin bir nefes alıp yerinden kalktı zira beklemek artık anlamsızdı işlerine bakması gerekiyordu . Beklediği tüm umutlar uçup gitmişti her zaman olduğu gibi ne zaman bir umuda sarılsa uçar giderdi hayalini kurduğu her şey elleri arasından uçup gidiyordu . Hayat ona hiç bir zaman cömert davranmamıştı .
Yurtta kaldığı yılarda herkes ziyaret günlerini sabırsızlıkla beklerdi . Bir umut belki bir tanıdık onları görmeye gelir ama Uraz'ın hiç bir zaman böyle bir umudu olmadı . Kimse onu görmeye gelmeyecekti o her zaman kimsesiz olarak kalacaktı ve öyle de oldu yirmi sekiz yaşına gelmişti hala kimsesizdi .
**********************
Bunaltıcı bir hava vardı insanın içini karartan . Koşmaktan tüm saçlarım enseme yapışmıştı baştan aşağıya kadar ter boşalıyordu vücudumda . Hızla kapıyı açıp arka tarafa yöneldim ellinde ki defter ile tam karşımda patronum duruyordu kıpkırmızı yüzüne bakılacaksa çok sinirliydi.
Ellerini iki yana açtı sonra işaret parmağıyla saatine hızla iki kere vurdu . "Nerede kaldın Yasmin?" Tam ağzımı açmış konuşacakken ellini havaya kaldırdı . "Kes Yasmin kovuldun ."
"Ne ?"
"Bu kaçıncı yapışın başka birini bulduk hem de senin gibi yarı zamanlı değil tam gün çalışacak . Eşyalarını topla kasadan da biraz para al ."
Tüm vücuduma sinir yayılıyordu sanki keyfimden yarı zamanlı çalışıyordum . Okulum vardı hem okulumu hem evi hem de hasta olan annemle ilgilenmek çok zordu . Bunların hepsini gayet iyi biliyordu ama kovmak için de ellinde olan tüm fırsatları kollamıştı .Söylenecek çok söz vardı ama yuttum çantamı omzuma takıp geldiğim yolu hızla dönemeye başladım .
Şimdi mahvolmuştum işte ellim de olan tek işi de kayıp etmiştim . Cebimi karıştırdım bozuk paradan başka hiç bir şey yoktu . Bugün evin kirasının yatırılması gerekiyordu kartımda kira için para vardı ama eve alışveriş yapmak için yoktu . Annem hasta olduğu için artık çalışamıyordu .
Bundan tam bir yıl önce kanser olduğunu öğrenmiştik aşırı derecede ilerlemişti tedavi edilemeyecek dereceye gelmişti . Her gün gözümün önünde erimesini izliyordum . Hastaneye yatmayı asla kabul etmiyordu . Öleceksem bile evimde ölürüm deyip duruyordu . Annem için okulu bırakmak istemiştim ama buna da engel oldu hata okulu bırakırsam hakkını helal etmeyeceğini söylüyordu .
Ne taraftan tutsam ellim de kalıyordu . Gömleğimin bir iki düğmesini açtım zira nefes alamıyordum . Evimin önüne çoktan gelmiştim bugün dersim yoktu . Kapıyı açıp içeriye girdim iki üç merdiven aşağıya indim bodrumun bir üst katında oturuyorduk . Anahtar ile kapıyı açtığım anda içeriden öksürük sesleri yükseldi . Çantamı kenara atıp koşarak annemin odasına yöneldim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
umay
RomanceBir görev sırasın da bulduğu kızı evlatlık edinen asker bir adamın hikayesi..