İyi okumalar:)
...
Miranda Weifal:
Ray ile olan son konuşmamdan sonra onu kendime aşık etmenin iyi bir fikir olmadığını anladım. Onun duygularıyla oynamamalıyım! Bu kadarı da çok fazla.
Sanırım planımız için oyunculuğuna güvenmekten başka çarem kalmadı.
Kitaba göre düşünecek olursak Ray ölüyor ve yerine biri geçiyor. Ardından on yıl sonra o kişi abimi kaçırıp Ejderkalbini ele geçiriyor. Aralarında nasıl bir bağlantı olduğunu bulabilseydim eğer işim çok daha kolay olurdu.
Babamın bardağını sertçe masaya vurmasıyla düşüncelerimden uyandım:
( James) " Mira?! Neyin var senin böyle? Sorunun neyse babana söylemekten çekinme lütfen. Bana söylemediğin için daha fazla endişeleniyorum."
Sahte bir gülümsemeyle konuştum. " İyiyim babacığım gerçekten. Yarın gideceğin için üzülüyorum sadece."
Saraydan döndüğümüzde akşam olmuştu ve şu anda babamla akşam yemeği yiyoruz.
( James) " Bence fazlası var ama bana güvenmediğin için söylemiyorsun!"
" Bu doğru değil babacığım. Savaşa gidiyorsun aklını başka şeylerle meşgul edemezsin. Unutma ki ben artık bir yetişkinim. Kendi sorunlarımı kendi başıma çözmeyi öğrenmeliyim."
Babam elini çenesine koyup dirseğini masaya dayadı:
" Haklısın Mira...savaşta ne olacağı belli olmaz. Kendi ayakların üzerinde durmayı öğrenmelisin."
( Mira) " Aynen öyle."
...
Odama geçtiğimde Alice'in raporunu dinledim ve uyudum.
Sabah olduğunda Ray'den bir davetiye aldım:
Kapıyı açıp büyük bir heyecanla yanıma gelen Mirette elindeki zarfı bana uzattı:
" Leydiim~ işte! Arşidük Ray White'dan bir davetiye!!!"
( Mira) " Mirette, biraz sakin olur musun? Benden bile daha fazla tepki veriyorsun!"
Mektubu açıp hemen okudum:
Güzeller güzeli Mira'ya sevgilerimle,
Sabah güneşinden daha parlak olan seni, bu güzel günde randevuya davet etmek istiyorum. Seni almak için orada olacağım...
( Mira) " Sabah güneşi ha? Anladım, yani onu rahatsız ediyorum! Ve cevap falan istemiyor direkt geleceğim dedi! Bu da demek oluyor ki, seçme şansım yok!"
( Mirette) " Bunu bu şekilde yorumlamak doğru mu?"
( Mira) " Sabah güneşi rahatsız edicidir Mirette."
( Mirette) " Evet ama burada parlaklığa dikkat çekmiş. Açıkça güneşten bile göz alıcı olduğunuzu kast etmiş!"
Mektubu masaya koyup ayağa kalktım. " Kimin umurunda."
( Mira) " Bari nereye gideceğimizi söyleseydi. Ona göre giyinirdim."
Bu sahte bir randevu. Yani insanların dikkatini çekecek bir yere gideceğiz. Belki bir restoranda yada kafeye gideriz...
Hafif kumaşlı bir elbise seçtim ve saçlarımı topuz yaptırdım. Hafif takılar ve dolgutopuklu ayakkabılarla tamamen hazırdım.
Ray'in geldiği haberini alır almaz aşağıya inmiştim ki, babamın Ray'i öldürecekmiş gibi bakışlarını fark ettim. Bu ikis muhtemelen birbirini sevmiyordu, nedenini bilmiyorum tabii.
Sahte bir öksürükle dikkatlerini çektikten sonra Ray'e döndüm:
( Mira) " Öhhö-öhöm! Hoşgeldiniz arşidük Ray."
( James) " Mira! Dışarı çıkacağından haberim yoktu!"
İnan benim de haberim yoktu babacığım!
( Ray) " Bunda bir sorun mu var Marki James Weifal."
Babam öfkeyle Ray'e döndü:
( James) " Size sormamıştım Ekselansları!!"
( Mira) " Aslında ben bunu tamemen unutmuştum. Mirette söyleyene kadar aklıma gelmemişti."
Bunu duyan babam bir anda şeytani bir gülümseme yaptı. " Ah demek öyle. O hâlde bunu ertelemeniz gerekecek arşidük hazretleri."
Ray bana yaklaşıp eğildi ve çenimi tutup yüzlerimizi yakınlaştırdı:
!!!!!!!!!!!!
( Ray) " Gerçekten de beni unuttunuz mu? İşte buna çok kırıldım."
Babam beni kolumdan tutup kendine çektiğinde anca kendime gelebilmiştim.
( James) " Kızımdan uzak durun Arşidük! Size söyledim o daha çok küçük!!"
( Mira) " Baba daha dün gece büyüdüğünü ve kendi ayaklarım üzerinde durmam gerektiğini söylemiştin."
Ray bu söylediğime kıkırdarken babam surat asmıştı.
( James) " Yine de...daha evlenme yaşına gelmedin!"
( Ray) " Ama evlenme yaşı on beştir."
( James) " Baba kız arasına girmeyi kesin lütfen!"
( Mira) " O zaman izninle biz gidelim babacığım."
( James) " Ama akşam olmadan dönmelisin. Bu gece gitmeden önce seninle biraz zaman geçirmek istiyorum."
Babama sıkıca sarıldım. " Tamam babacığım. Seninle daha fazla kalamadığım için üzgünüm."
Babam da bana sıkıca sarıldı. Hareketleri ve sıcaklığı bana çok samimi geliyordu. Sanki asla yıkılmadan arkamda duran demirden bir duvar gibiydi. Ona güvenebilirdim ve beni hayatım boyunca güvende tutabilir gibiydi.
Elbette bu hislere asla güvenemem!
Babamdan ayrıldıktan sonra Ray'in bana uzattığı elini tuttum ve birlikte dışarı çıktık.
Büyük bir kraliyet arabası hazırlatmıştı ve her yerinde çicekler vardı. Bu kadar abartmasına gerek yoktu! Gelin arabasına dönmüş aq!
Bana eskortluk yaparak içeri girmeme yardım etti ardından karşımdaki koltuğa geçti ve kapıyı kapattı:
( Mira) " Neredey gidiyoruz?"
" Bu bir süpriz."
( Mira) " Ama söylemezsen suikastçilerime önceden haber veremem."
" Ne?! Kendini bu gün mü kaçırtacaksın?!"
( Mira) " Evet, aslında babamın gitmesini bekleyecektim ama bana randevuya çıkacağımıza dair bir mektup yolladın ben de planı erken devreye soktum. Suikastçilerim şu an bizi takip ediyor ve beni kaçırmak için işaret bekliyorlar. Umarım gideceğimiz yer çok kalabalık değildir."
Şaşkın şaşkın bana bakan Ray sonunda bir tepki vermişti ve bu seferde şaşıran ben olmuştum:
Ray iki elini sertçe koltuğa vurup beni kollarının arasına hapsetmişti. Yüzünde bir öfke vardı ve sıcak nefesini yüzümde hissediyordum:
( Ray) " Tanrı Aşkına Mira!! Sana ne diyeceğimi bilemiyorum!!"
...
Sonraki bölümde görüşmek üzere:)
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anti Fan, Kötü Kadın Olursa?!!
FantasyGenç ve yetenekli Sıla , dâhi denilebilecek bir zekaya sahip bir Matematikçidir. Bir gün bir trafik kazasında hayatını kaybeder ve uyandığında kendini nefret ettiği novel dünyasında bulur. ... Kurgu bana aittir iyi okumalar:)