Bizde mutsuz oluruz

176 24 10
                                    

Başım fazlasıyla ağrıyordu. Bu ağrıdan dolayı ne derslere doğru düzgün odaklanmıştım ne de başka bir şeye. Amfi de hocalara boş boş bakmaktan başka yaptığım bir şey yoktu.

Hocanın dersi bitirmesiyle hızla eşyalarımı toplamaya koyuldum daha fazla burda kalıp boğulmuş hissetmek istemiyordum. Eşyalarımı topladıktan sonra hızlı adımlarla amfiden çıtım. Fakülteden çıktıktan sonra fakülte binasına biraz uzakta olan kafeye gitme fikri en iyisiydi. Ayrıca bizimkilerin de orada olacağına emindim. Dersimiz bittiğinde genelde orada buluşur eğer buluşma yeri değişirsede gruba mesaj atardık.

Hızlı adımlarla kafeden içeri girip her zaman ki yerimize kurulmuş ellerinde ki içeceklerle sohbet eden bizimkilerin yanına gittim. Felixte vardı orada. Changbin hyungdan dolayı daha sık bizimle takılmaya konuşmaya başlamıştı. Şuan bu konumda olmasaydık diğerlerinde felixle gelip sohbete dahil olacağını biliyordum ama benden çekindikleri yapamıyorlardı.

"Hoşgeldin tilki." Felix sevimli gülümsemesi ile bana bakarken bende ona gülümseyip, "Hoşbuldum lix." Dedim.

Bizimle takılmadan önce benimle konuşmuştu 'eğer bundan rahatsız olursan changbin ile sen varken fazla yakın olmam' demişti. Bunu reddedip sorun olmadığını söyledim bende. Felix masum iyi kalpli biriydi ve lisedeki o saçma olaydan dolayı ona engel olamazdım. Zaten bizimle takılmaya başlamasıyla onunla doğru düzgün iletişim kurmaya başlamış aramızdaki buzdan duvarı yavaş yavaş eritmiştim.

Felixin hitap şeklimden dolayı  changbin hyunga sarılmasıyla, hyungum dayanamayarak yanağına öpücük kondurmuştu. Yüzü hafif kızaran Felix kafasını daha çok hyunga gömmüştü. Gerçekten çok tatlı bi çift olmuşlardı. Birbirlerine bakarken gözlerinde ki o saf sevgiyi görebiliyordum ikisinde de.

"Chan hyung söylesene seungmine ne yaptıracağını seçtin mi?" En son tüm oyunlarda seungmini yenmişti hyung ve anlaşmaları gereği seungmine istediğini yaptırabilirdi. Dört gün geçmişti ama hala bi şey istememişti ve bende bıkmadan her gün bu soruyu soruyordum.

Omzuma yumruk atan seungmin,"puşt her gün hatırlatıp durmasana. Zevk alıyorsun değil mi?" Demişti

Sırıtarak başımı olumlu anlamda salladım. "Ben bilirim malım." Diyerek bana tiksinir şekilde bakmaya başladı. Kesinlikle zevk alıyordum Kim seungminle uğraşmaktan.

"Bu gün partiye gitmeden önce seungmine istediğim şeyi söyleyeceğim merak etme jeong." Diyerek saçımı karıştırmıştı Chan hyung.

Kaşlarımı çatarak ona baktım, "Ne partisi. Benim niye haberim yok?"

"Aklın bi karış havada gezdiğin için olabilir mi?" Seungmine yapay bi gülümseyip o hariç herkese baktım. Beni darlayıp duruyordu zaten ne olduğunu öğrenmek için ama ben söylemek istemiyordum. Hyunjinin dediklerine kalbimin ne kadar hızlı attığını sözlerine karşı nasıl sarhoş olduğumu başkası bilsin istemiyordum.

Heyecanla changbin hyungun göğsünden kafasını kaldırıp konuşmaya başladı Felix. "Park Jimin ve Kim seokjin biliyorsun hem çok yakın arkadaşlar hemde dehşet zenginler. Büyük bir parti yapıp eğlencenin dibine vurmayı planlıyorlar. Kesinlikle gitmeliyiz bir daha böyle bir eğlenceyi zor buluruz."

Aklıma yatmıştı dedikleri hem dediği gibi eğlenir hemde ben düşünmekten kafayı yemezdim.

"Bu gün akşam mı? Saat kaçta?"

"Akşam dokuzda başlayıp sabaha kadar sürücekmiş. Felixi alırken seungminle seni de alırım." Changbin hyungu ikimizde onaylarken Chan hyung araya girdi.

"Jeongini al sadece seungmini ben alıcam." Chan hyung seungmine göz kırptığında arkadaşım olduğu yerde iyice küçülmüştü. Herkese sert olan lafını esirgemeyen seungmine, Chan hyungun böyle bir etkisi olması oldukça keyif almamı sağlıyordu.

it's not a problem//HyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin