| Kaçış |

94 13 2
                                    

Evet yeni kitabım! Daha öbürleri final olmamışken ben bunu atıyorum. Neyse evet iyi okumalar dilerim, umarım beğenirsiniz. Oy ve yorum yaparak bana destek olursanız çok sevinirimm. Bir hatam olduysa affedin.

.
.
.
.

Taehyung

Uçak kalkışa geçerken derin bir nefes verip arkama yaslandım ve aşağıda küçücük kalan havaalanına baktım. Tanrı'ya şükürler olsun koltuğum cam kenarıydı ve yanımdaki koltuklar boştu. Hafta içi olduğu için sanırım, pek fazla insan yoktu.

Sonunda buradan gidip kendi istediğim hayatı yaşayabilecektim. Bir nevi kaçıyordum da diyebiliriz.

Eh geçmişim pek temiz sayılmazdı. Zamanı gelince anlatırım. Bu karanlık beni de içine almadan kaçıyordum. Nereye mi? Fransa'ya. Benim için en uygun olduğunu düşündüğüm yer orasıydı. Tamam sokakları belki biraz pisti ve hiç beklediğim gibi bir yer olmayabilirdi ama hayalimdi. Ayrıca orada, burada olduğundan daha fazla da kazanabilirdim.
Benim mesleğim orada daha çok reva görülüyordu çünkü. Derdim para değil elbette ama yaşamam için lazım sonuçta.

Hostes beni dürtünce düşüncelerimden sıyrılıp kulaklıklarımı çıkardım ve ona baktım.

"İçecek bir şeyler alır mıydınız?"

Başımı iki yana sallayıp teşekkür ettim ve önüme döndüm.

Uçaklardaki yiyecekler çok pahalı oluyordu. Bense kalan tüm paramı bu uçak biletine harcamıştım. Yanımda az bir miktar vardı. Fransa'ya varınca da onu Euro'ya çevirecektim.

Bütün yol boyunca dışarıyı izlemektense biraz uyumaya karar verip kulaklığımın kablosunu telefonuma taktım ve gözlerimi kapattım.

Jungkook

"İşte senden beklediğim performans buydu Jungkook. Aferin sana."

"Abartılacak bir şey yok. O kadar da güzel değildi."

"NE!? DÜNYA ŞAMPİYONU OLDUĞUNUN FARKINDA MISIN SEN!?"

Hafifçe gülümsedim ve antrenörün omzuna elimi koydum.

"Uçaktayız bağırma istersen Seokjin hyung."

"Ah haklısın. Neyse Fransa'da olacak şampiyonluk için orada hazırlanmak daha mantıklı."

"Bu yüzden uçaktayız ya zaten."

"Oranın halka açık buz pisti geceleri bile açık oluyor. Kimse olmadığı zamanlar gidip çalışabilirsin. Rahatsız olurum diyorsan ayrı bir yer tutabiliriz. Sonuçta dünya şampiyonsun."

Gülüp omzuyla kolumu dürttü ve bana baktı. Başımı iki yana salladım. Para harcamaya gerek yoktu, o pist bana yeter.

"Gerek yok dediğin gibi yaparım."

Saçlarımı karıştırdı ve önüne döndü. Saçlarımı düzeltip tuvalete gitmek için kalktım.

Tuvalete giderken biraz etrafa bakıp insanları süzdüm. Tip tip insan vardı.

Klasik olarak; kucağında bebekleri, yanlarında çocukları olan aileler, birkaç da iş insanı falan işte. Bir de gençler. Çok kişi yoktu uçakta.

Tuvalete girip işimi hallettim ve ellerimi yıkadım ve çıktım.

Dönerken sarı saçlı, kulaklıklarını takmış uyuyan birini gördüm. Yakışıklı bir yüzü vardı.

Black SwanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin