Gencler yorum oy sayisi az olunca pek yazasim gelmiyor acikcasi, okuyorsaniz ikisinden birini yapmaniz cok mutlu eder beni, yazmak saatlerimi aliyor malum, iyi okumalar simdiden.
Carly Rae Jepsen - Call Me Maybe
Anlamamış şekilde bana bakıp, "hm?" diye mırıldandı, ellerimi cebime sokup ona baktım,
"şarkının en sevdiğim cümlesi bu."Hyunjin dediğim şeye gülümserken, "zevkli birine benziyorsun Jeongin, sevdim seni." demişti. Tebessüm ettiğim sırada çardağa gelmiş, en kenara oturmuştuk. Herkesin burada olacağını sanmama rağmen sadece Jisung, Minho ve Changbin vardı. Seungmin ile Chan aşıklar salıncağı denen yerde fingirdeşirken Jisung, diğerlerinin bir süreliğine bungalovlara gittiğini söylemiş, ardından başını benim omzuma yaslamıştı, Minho yine imajından ötürü şaşırtmayarak, ortamla bağını koparıp telefona gömülmüş, Changbin ve Hyunjin de tanışmak üzere laflamaya başlamıştı.
Jisung'un saçlarını okşamaya başladığım sırada Minho'yu izlediğini farkettim, kısaca iç çekip ona bakmayı bırakmıştı. İkisinin arasındaki çekimi başından beri farkedebilmiştim lâkin pek kurcalamak istememiştim, çünkü Minho asla pas vermiyordu ve Jisung'un üzüldüğü az çok belliydi.
Kulağına eğilip, "ondan mı hoşlanıyorsun?" dediğimde gözlerini büyütüp bana baktı ve susmam gerektiği hakkında işaret yaptı, "bunu sonra konuşacağız." dediğim sırada Changbin, "toplu ortamlarda kulaktan kulağa konuşulmaz Jeongin!" demiş ve sırıtmıştı, göz devirip, "sen konuşma o zaman?" dedim. Hyunjin bize gülüp, "hey, sakin." demiş ve eklemişti, "sohbete katılsanıza, Minho, sen de dahil."
Minho telefonu kenara koyup ofladığında Changbin aniden bize çocukluk anılarını anlatmaya başlamıştı, sabır dileyip arkama yaslandım, Jisung Minho'ya kaçamak bakışlar atarken Minho anlamamış bir şekilde Changbin'i dinliyordu.
Saçımda hissettiğim el ile yanımdaki Hyunjin'e baktım, "kokusu burnuma geliyor iki saattir, yumuşak duruyorlar, ne kullanıyorsun?" demiş ve bir tutamı öbür yana atarak bana bakmıştı. "Vanilyalı saç kremiyle lavanta yağı kullanıyorum." diye cevap vermem üzerine hafif yaklaşıp gözlerini kapatarak elinde tuttuğu tutamın kokusunu içine çekti, yaptığı şeyden ötürü yutkundum, suratını izlerken gözlerini aralamış, "en sevdiğim renk mavi." demişti.
O ana kadar nefesimi tuttuğumu farketmemiştim bile. Ne dediğini algılayamayıp "ne?" dediğimde cümlesini tekrar etti, "en sevdiğim renk diyorum, mavi." Ardından saçlarımı işaret etti. Hızla, "Ha, evet, güzel yani, benim de en sevdiğim renk mavi." dediğimde güldü, "okyanusu anımsatıyor, denizleri ve okyanusu severim." dediği şeye gülümseyip, "öleceğim yeri seçebilsem kendimi dalgalara bırakırdım." dedim, "bazen ölmek değil yaşamak gerekir ufaklık, mavilikler arasında nefes aldığını hissetmek, sürgün olmaktan daha câzip geliyor kulağa." diye karşılık verdi.
Ne diyeceğimi bilemediğim için susmakla yetindim.O sırada diğerleri masaya gelmişti, Chan ve Seungmin'de dahil olmak üzere. Hafif bir gürültüyle herkes laflamaya başladığında Hyunjin ve ben sohbetimiz bölündüğünden dolayı konuşamamıştık, Chan Hyunjin'e sigara uzattığında Hyunjin cevap vermeden bana baktı, "kullanıyor musun?" dudak büzüp, "nâdiren, şuan içmek istemiyorum, malum konular." dedim, başını sallayıp Chan'a istemediğini söylediğinde Chan tek kaşını kaldırmış ama aldırmadan sigarasını yakıp, Seungmin'i kolunun altına alarak sohbete katılmıştı.
"Ee Jeongin, kendinden bahsetsene biraz." diyen Hyunjin'e bakıp, "nasıl?" dedim, sorumu tekrarlayıp kaşlarını kaldırdı, "pek sosyal değilsin sanırım, afallıyorsun hep." demesiyle omuz silktim.
"Pekâlâ, ben başlayayım o zaman. Adımı, yaşımı, mesleğimi zaten biliyorsun. En sevdiğim şarkı Art Deco ve bugün itibariyle Take Me To Church." Dediğinde sırıttı, gülümsediğimde devam etti.
"Cigarettes After Sex, Kiss, Nirvana, Chase Atlantic, Mother Mother gibi grupları dinlemeyi çok seviyorum. Elektro gitarım var, küçük bir grupta çalmak hayalimdi ama solo çalıyorum 5 yıldır. Köpeğim var, ismi Kkami, kendisi benimle gelemedi, birine bıraktım. Basketbol oynuyorum arada, lisansım var. Öyle yani."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
art deco,, hyunin
Randomkayıp bir dalgayım, denizinde savrulan. belki bir kalıntıyım, derinlerine hâpsolan. Jeongin, hevessiz gittiği tatilin her şeyi değiştireceğinden habersizdi.