blue one

2.6K 209 34
                                    


"Neden bu kadar kesin ve soğuk konuşuyorsun adamım?"  dedim yüzüme yapmacık bir gülümseme yerleştirip. Belki de iddiayı kazanmam beklediğim kadar çabuk ve uğraşsız olmayacaktı. "Sadece bu hoş bayanla tanışmak istemiştim" diye devam ettirdim. Mavi gözlü çocuğun -adı her neyse artık- bakışlarında ufacık bir yumuşama bile olmamıştı.

"Senin kim olduğunu ve neler yaptığını çok iyi biliyorum Dean. İş kavgaya varmadan hemen uzaklaş."

Çocuk sinirlerimi fena halde bozsada, oyun bitene dek ikisinede iyi davranmak zorundaydım. Sona ulaştığımızda onlarla yeterince alay edebilecektim zaten. Tam kalkıp gidecektim ki -bu elbette vazgeçmek değildi, gerizekalı kuzeni yanında olmadığında Mary ile yine konuşacaktım-
"Hayır" dedi genç kız. "Burda oturabilirsin."

"Üzgünüm tatlım," deyip ifadesindeki değişimi izledim büyük bir zevkle. Basit bir sevgi sözcüğünün kızda böyle bir etki bırakması işimin ne kadar kolay olacağını bana tekrar tekrar hatırlatıyordu. 
Yeşil ve fazlasıyla mükemmel gözlerimi mavilliye çevirip konuşmama devam ettim;
"Fakat kuzenin bunu istemediğini açıkça belli etti."  Ardından yine kıza dönüp kararlı haline baktım. Büyük ihtimalle burda kalmamı sağlamak için bir yol bulmaya çalışıyordu.

Mavili çocuğa bakışlarımı tekrar çevirdiğimde, ki bunu neden yaptığım hakkında hiç bir fiktim yoktu, ölümcül bakışlarını Mary'ye sabitlemiş olduğunu gördüm.

"Ama ben istiyorum."  Garipti doğrusu, daima sessiz ve kendi halinde olan kız gitmiş yerine cesur biri gelmişti sanki. Omuz silkip eski yerime oturdum yine. Beni şaşırtan şey ise sevgili kuzenininde yanıma oturması olmuştu.

"Ne bakıyorsun?" diye sordu ters ters. "Eğer onun yanında duracaksan bana da katlanmak zorundasın. Senden hoşlanmıyorum ve güvenmiyorum da, Dean Winchester. Yalnız kalmanıza asla izin vermem."

"Pekala sert çocuk." Sırıttım, kuzeni sayesinde olaya heyecan ve hırs da dahil oluyordu. "Sanırım bu güzel hanımefendi için sana da katlanabilirim."

Sonraki dakikalar sessizlik ve kaçamak bakışlarla geçti. Yani nasıl olurda bir insan karşısında oturan çocuğu gizli gizli kesmeye çalışırdı ki, ve neden?
Bakacaksan adam akıllı bak be kızım.

Yemeğim sonunda bittiğinde "Yarın da size katılmamın bir sakıncası olur mu Mary?" dedim gülümseyerek. Bu soruyu bilerek ona yöneltmiştim, ilginç bir şekilde maviliyi sinir etmek hoşuma gitmişti  ve tekrar yapmak istiyordum.

Utangaç tavırları ile başını aşağı yukarı salladı Mary. Dilini mi yuttun küçük hanım? diye düşündüm istemsizce. Saçmaydı.

Masadan kalkarken "Sonra görüşürüz" dedim. Kuzeni beklediğim tepkiyi vermemişti,  ilginç şekilde.

Birkaç adım atmıştım ki, mavilinin sesi doldu kulaklarıma.

"Tepsiyi unuttun Winchester."

"Ah, afedersin"  dedim oyuncu bir tavırla. Tepsiyi bulaşıkhaneye götürene dek, içimden onları okulda nasıl rezil edeceğimle ilgili türlü türlü senaryolar kurmuştum.

Anlaşılan kuzeni benden cidden nefret ediyor ve Mary'nin yanında istemiyordu. Sorun değildi. Hatta güzeldi bile, çünkü dediğim gibi mavili sayesinde eğlence daha da artacaktı.

~~~~~~~~~


"Ve meşhur Dean Winchester elinde yemek tepsisiyle bulaşıkhaneye giriş yaptı. Hepimiz merak ediyoruz efendim, acaba hademelere de yardım ettiniz mi ?"

"Kapa çeneni Benny," dedim sinirle. Öğleden sonraki üçüncü teneffüsteydik ve gruptakiler benimle alay etmeyi hala bırakmamışlardı. Hakları da vardı aslında, ne de olsa bu lise hayatımda bir ilkti. O lanet mavi gözlü yüzünden. Mary'ye yakınlaşabilmek için önce ondan kurtulmam yada iznini almam gerekiyordu ve aklıma ilk gelen fikir, iyi biri olduğumu düşündürmekti. Belki birkaç ince davranıştan sonra ikna olur ve bizi yalnız bırakırdı?

Bir şekilde onu aradan çekmeliydim. Hakkımda yanıldığını düşündürüp kazanmak adına Mary ile birlikte olmama izin vermesini sağlayacaktım.

İddiayı kazandığımda ise, mavili yaptığı hatayı anlayacaktı ve intikamımı mükemmel bir şekilde alıp aynı zamanda fazlasıyla eğlenmiş olacaktım.

cool kids dont love //destiel ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin