Kissing Clip |Kookmin|

ยี่สิบเจ็ด-M-

Hooşş geell dii niiieezz!

Cinsel içerik, uyarrııı!

Yorumlarınızı bekliyorum ballı çöreklerim, yazım hatalarım da olabilir kontrol edemeden salıyorum...

İyi okumalar!

Jungkook'un cazip sevişelim teklifi her ne kadar biraz korkutucu olsa da risk almaya değerdi.

Özellikle de bu kıyafetiyle yapacaksak.

"Ne oldu? Heyecanlandın galiba biraz?"

"Evet, heyecanlanmam mı? Sana bakmak bile heyecanlandırıyor beni bilmiyorsun sanki..."

Gülümsediğinde uzanıp ufacık bir öpücük bıraktım dudağına, o an dudağındaki takma piercingi hissettiğimde alt dudağımı ısırmıştım. Kesinlikle dudağını deldirmesi gerekiyordu.

"Aşkım, cidden dudağını deldirmelisin."

"Yarın gidip yaptıralım mı?"

"Gerçekten mi? İster misin ki?"

"İsterim tabii ki, benim de çok hoşuma gitmişi zaten; eh sen de istedin, daha da heveslendim bir anda."

Ellerim belinden omuzlarına çıktığında onunkiler benim belimi bulmuştu. Elleri belimi öyle güzel kavrıyordu ki, nefesim düzensizleşiyordu. Dudaklarımız tekrar buluşup nefessiz kalıncaya kadar birbirinde kalmışken ayrılan taraf ben oldum.

"Aslında, benim de istediğim bir piercing var Jungkook."

"Neymiş o?"

Bedenlerimiz birleşik, nefeslerimiz karışırken sırf tepkisini merak ettiğim için böyle söylemiştim.

"Göğüs uçlarımı deldirmek istiyorum."

Hızlıca geri çekildiğinde merakla yüzüne baktım, afallamış bir hali vardı.

"Sen ciddi misin?"

"Evet, olmaz mı?"

"Ben piercing delmeyi öğrenince olur."

"Ne?"

"Ben piercing delmeyi öğrenince olur, dedim."

"Ben senin dudağını deldirmeni destekliyorum ama sen beni desteklemiyorsun öyle mi?"

"İkisi aynı şey mi?"

"Evet, tam olarak aynı şey."

Piercing istediğim falan yoktu, tek merakım tepkisiydi ve açıkçası beni yanıltmıştı. Bunun için şu an kavga çıkaracak değildim ancak yine de tavrı hoş gelmemişti.

"Değil bebeğim, biri dudak diğeri göğüs."

"Neyse, sen ne dersen öyle olsun."

Bu dediğim de kıskançlık konusunda hiç demediğim bir cümleydi, yine tepkisini merak etmiştim.

"Ne? Jimin, bana suçlu hissettirmeye mi çalışıyorsun?"

O sinir oldukça benim hoşuma gidiyordu.

"Hayır sevgilim, ne alaka? Neden seni sinir etmeye çalışayım ki? Sen ne dersen o olsun işte, kabul ederim ben."

Bu afallamış haline karşı gülmemek için o kadar zor duruyordum ki, nefessiz bile kalabilirdim.

"O zaman yaptıralım, çok istedin."

Kendimi daha fazla tutamayıp güldüm, o ise hâlâ şaşkın şaşkın bakıyordu bana. Daha da güldüm.