İlk önce Zeynep uyanmıştı burnunun ucunda Azad'ın mis kokusu tütüyordu. Gülümsedi ardından gözlerini açtı boynundaydı başı, kaldırdı ve geri çekip kendi yastığına koydu. Azad'ın elleri Zeynep'in beline sarılıydı. Perdeden odaya sızan ışık Azad'ın kısa ve gür siyah kirpiklerine vuruyordu.
Gün ışığı ona yaramıştı, güzel duruyordu. Neyse dedim içimden adama bir aşık olmadığım kaldı. 'yakında o da olur merak etme sen!' Bu düşünceyi beynimden kovdum hemen. 'aman sanki haram kendi kocan o senin. Sevsen kötü mü olur sanki. İyi de birine benziyor.'
Daha fazla beynimin içindeki sesle mücadele etmeyip Azad'ın kolunu belimden çektim ve yatakta doğruldum. Bacaklarımı aşağı sarkıttım yerdeki sabahlığı alıp üzerime geçirdim. Yürümeye başladım ki banyonun kapısına yakın karnıma bir sancı girdi ve yere düştüm. Elimi karnıma atıp "ahh!" Dedim.
Azad hemen gözlerini açıp yerde duran bana baktı ve yataktan çıktı. İlk önce yerdeki eşofmanını üzerine geçirdi ardından yanıma eğildi. "Zeynep neyin var iyi misin? Noldu?" Dedi endişeyle ve samimiyetle. "karnıma sancı girdi düştüm." Başını salladı ve beni kaldırıp yatağa koydu. "Dikkat et nolursun. Hem sabahın köründe ne işin var senin? Yanımda yat sıcak sıcak." Dedi uyarırcasına bir tonla. "duş almak istemiştim sadece."
Başını salladı "sen burda dinlen biraz. Bende kazanı yakayım." Diyerek banyoya girdi. Beş dakika sonra odaya girdi ve dolabı açtı içinden bir etek ve kazak çıkardı. Ardından ise çekmeceden beyaz banyo havlusunu aldı. "çamaşırların nerde yavrum?" Diye sorunca elimle çekmeceyi işaret ettim. Açtı ve içinden eline ilk geleni aldı.
Onları banoyoya bırakıp beni kucağına aldı ellerimi boynuna doladım. Banyo taburesinin üzerine oturttu ardından ılık suyla dolu kovayı yanıma bıraktı. Banyo dolabını açıp içinden lif ve sabun uzattı. "işin bitince seslenirsin." Diyerek dışarı çıktı. Besmele çekip duşumu, abdestimi aldım. Son kez suyu döküp ayaklarımı yıkayarak havluyu doladım ve üstümü giyindim.
Kapıyı açıp odaya girdim yatağın üzerinde uzanan Azad dikleşip "bana haber ver demiştim." Aynanın karşısına oturdum ve tarağı elime aldım. Arkama geçip tarağı elimden aldı sonra aynadan ne yapacağına baktım. Ellerini omuzlarıma koydu ve hafif hafif masaj yapmaya başladı. Sonra tarağı aldı ve saçlarımı yumuşakça taradı. İşi bitince bileğimdeki lastiği alıp saçlarımı ördü ucunu ise tokayla tutuyordu.
Elini karnımın üzerine koydu birkaç kez okşayıp "ağrın sızın var mı gülüm iyi misin?" Diye sordu. Başımı iki yana sallayıp "birşeyim yok." Dedim. Gülümseyip başımın üzerinden öptü ve elini uzattı. Elini tutup yerimden kalktım. Birlikte aşağı salona indik masayı hazırlamaya başlayan Nurhan hanıma baktım. Azad'ın avcunun içindeki elimi çektim ve Nurhan hanımın elindeki domates,salatalık tabağını alıp masaya bıraktım.
Mutfağa Selime ablanın yanına geçtim ve hazır tepsiyi alıp yukarı çıktım. İçeri girip masanın üzerine koydum ve kahvaltılıkları masanın üzerine dizdim. Tepsiyi alıp geri döndüm ve Azad'ın çatık kaşlarıyla karşılaştım. Hızla başımı çevirip aşağı indim ve Selime Sultanın kızı Esma elinde demlikle yukarı çıktı.
Kahvaltıya Ali ağanın oturmasıyla başladık. İlk kez yemek yiyordum burda onun verdiği gerginlikle sadece çayımdan birkaç yudum aldım. Önüme birkaç dilim domates ve peynir bırakılınca başımı kaldırıp baktım. Azad koymasına rağmen dümdüz önüne bakıyordu.
Baran konuştu "ee yenge nasılsın?" Gülümsedim ve "iyiyim sen nasılsın?" Diye sordum abim gibi bana baktı ve kocaman gülerek cevapladı sorumu "iyiyim sağol da abime bir şey de beni dövcek gibi bakmasın." Diyince bakışlarım yanımdaki adamı buldu kasları çatık elindeki çayı içiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Köy Aşkı
Teen FictionKöyün ağası ve hizmetçinin kızı arasında 2000lerde geçen bir aşk hikayesi. Azad annesinin ısrarları üzerine önüme gelen ilk kızı sana gelin diye almazsam der ve odaya o gün annesine yardım etmek için gelen Zeynebin girmesiyle gelinini bulur. Hırçı...