14. Bölüm

963 57 75
                                    

~ İyi Okumalar ~

Medya: Yolculukta çalan şarkılardan bir tanesi.

Rica etsem oy verip yorum yapar mısınız?

Demir

Kapının çalınmasıyla, çalan kişiye "Gir." emrini verdim. İçeri girdiğinde, bu kişinin her gün en az 1 kere odama uğrayan Ekin olduğunu gördüm. Yandan sırıtıp konuşmaya başladım.

"Yine ne halt yedin Ekin?" Hemen konuşmaya başlayıp cevapladı.

"Ya komutanım vallahi bir şey yapmıyordum. Dediğiniz gibi çimenleri kısaltıyordum işte." derken kapı tıklatıldı ve içeri Kılıç girdi. Ona dönüp sordum, "Yine ne halt yedi bu?"

Kılıç bıkkın bir ifadeyle bana dönerek cevapladı. "Kestiği çimenlerin tadını merak edip yemiş. Sonra da 'çok güzel sizde yiyin' diyerek millete yedirmiş." Hemen Ekin'e dönüp konuşmaya başladım. "Lan hadi kendin yiyorsun tamam, bunu normal karşılarım da millete niye yediriyorsun beyinsiz çocuk."

Ekin eğdiği başını yerden kaldırıp, "Ama şimdi komutanım, böyle herkesin önünde beyinsiz çocuk falan ayıp oluyor. İtibarımı zedeliyorsunuz lütfen." diyerek sitem etti.

"Ulan bir günde götünün üstünde dur da siktirtme itibarını." dedim kızarak.

"Ama..." diyerek söze başlayacaktı ki sözünü kesip konuşmaya başladım.

"Valla Ekin ben seni her gün görmekten sıkıldım, sen her gün başka bir bok yemekten sıkılmadın. Bir daha da böyle bir şey yaparsan sadece kendin ye, millete yedirip zehirleyip de uğraştırma beni. Çık şimdi çimenlere devam et."

"Çimenler bitti." dedi Ekin.

"Tamam Ekin, git tuvaletleri temizle o zaman." dedim. Bir iş yapmalıydı, yoksa askeriyeyi karıştıp duruyordu. Gerçi bu şekilde de pek rahat durduğu söylenemezdi ama yapacak bir şey yoktu.

Ekin odadan çıktıktan sonra Kılıç konuşmaya başladı.

"Yaran nasıl oldu? Ağrı yapıyor mu?" başımı sargının olduğu kısma eğerek cevap verdim. "Çok bir ağrı yok, doğrulurken falan bıçak saplanıyor gibi acıyor ama o da geçer sıkıntı yok. Zaten şimdi pansuman yapacağım."

"Tutmayayım o zaman ben seni. Hemen toparlan da dön bize başkaann."

"Zaten aranızdayım oğlum, toparlanacak falan bir şey yok." gülerek cevapladı.

"Hee aynen toparlanacak bir şey yok, adam seni kesti ne anlatıyorsun amına koyayım?"

"Ulan siktir git yavşak." diyerek kızdım.

"Ama hâlâ maşallah kasların gücün falan yerinde. Hâlâ yükseliyorum sana merak etme bebeğim." diyerek sırıttı. Bende sırıtarak cevapladım.

"Ne mutlu bana. Seni yükseltemiyorum diye çok korkmuştum ya."

"Bir ara arka oda fantezisi yapalım ya biz seninle." dedi.

"Yürü git." deyip sanki elimde yüzük varmış gibi elimi havaya kaldırıp, "Evliyim ben." dedim.

"Olsun olsun farketmez, senin kızla nasıl gidiyor?" Kılıç'a Asel'i anlatmıştım. Onun söylediğine göre onu anlatırken hep sırıtıyormuşum. Alakası bile yok, sadece minnacık hoşuma gidiyor olabilir.

"İyi gidiyor. Bak ondan bahsedince, ona yazasım geldi. Şu pansumanı halledip ona yazayım. Hadi ben gittim." diyerek koltuğumdan kalktım, kapıya doğru gidip açıktan sonra, Kılıç kendisinin de gideceğini söyleyerek kapıdan çıktı bende hemen arkasından çıkıp kendi odama geçtim.

Komutanım  | Yarı Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin