Ena, parmak uçlarında yürüyerek sessizce yanıma oturdu.Başını bana çevirip azıcık eğlenceye kim hayır demez ki değil mi diye sordu ve sırıttı.Ben de sırıtarak düşündüğüm şeyi mi düşünüyorsun dedim.
Eğer düşündüğün şey Zako ve Yoshe'nin aklını almaksa evet,aynı şeyi düşünüyoruz.Peki bir fikrin var mı diye sordum.
Olmaz olur mu deyip yatakta bağdaş kurdu ve Yoshe uykuya dalmış mı diye kontrol edip Yanında tarak var mı diye sordu.Başımı iki yana salladım yanımda tarak yok ama şuradaki aynalı dolabın çekmecesinde görmüştüm.Ena sessizce ayağa kalkıp çekmeceden tarağı ve makyaj malzemelerini getirdi.
Makyaj malzemelerini ne için getirdiğini anlamadığım için neden getirdiğini sordum."Hani şu proje hocası bir reklam ödevi vermişti ve bana çekim için korkunç bir siyah makyaj yapmıştın ya hatırlıyor musun?"
"Tabii ki de hatırlıyorum ama belirtmek isterim ki o makyajı en başından bana bıraksaydınız çok güzel olacaktı."
"Her neyse işte kendine o makyajdan yapmanı istiyorum."
"Olur,yaparım."
"Tamamdır ama ondan önce Zako ve Yoshe'yi odalarına götürmemiz lazım."
"Nasıl yapacağız ki?"
"Minderlerinden sürükleyerek."
Hadi o zaman ne duruyoruz deyip ayağa kalktım.Ena de benimle beraber harekete geçti.Zorlu bir sürecin ardından sonunda odalarına getirmiştik.
Sonra odamıza geçtik ve hazırlanmaya başladık.Gözlerimi tamamen siyaha boyadım,aynı şekilde dudaklarımı da. Daha da ürkütücü olması için kendi ten rengimden çok daha açık bir ten ürünü sürdüm.
Benim makyajım bitmişti ama Ena hala oturuyordu.Sen bir şey yapmayacak mısın diye sordum.Tam ben iğrenç bir makyaj yapmasam bile ürkütücü görünüyorum diye mızmızlanmaya başlayacaktı ki onu susturdum ve makyajını yapmaya başladım.
Gözlerinin etrafını ve burnunu tamamen siyaha boyadım.Elmacık kemiklerini ve çenesine de siyah bir gölge kattıktan sonra yüzü bir iskelete benziyordu.
Ardından ben kıvırcık saçlarımı taramaya başladım.Ena da küçük bir tarakla kısa saçlarını kabarttı.
Saçımı tarayınca aynanın karşısına geçtim,gerçekten çok korkunç görünüyordum.Kendimi tutamayıp yüksek sesle bir kahkaha atacaktım ki Ena yan odayı göstererek beni susturdu.Görünüşümü uzun uzun inceledi ve sanki bir şeyler eksik deyip yatağın üstündeki beyaz çarşafı çıkarttı,kendi üzerine aldı benim de üzerime atmam için bir beyaz çarşaf da bana uzattı. Enakurnazca gülümsedi," işte şimdi oldu"deyip elime bir hançer tutuşturdu.
"Senin tek yapman gereken ikisinin arasına geçmen vehançerini onlara doğru kaldırman.Bir de sonunuz geldi deyip sırıtırsan güzel olur.Gerisini bana bırak sana da sürpriz olsun."
Onu başımla onayladım ve tam kapıdan çıkacaktım ki beni durdurdu."Kimsenin bizi böyle görmesini istemeyiz,o yüzden ilk önce dışarıda biri var mı kontrol etmeliyiz."
Kapının arasını çok az açıp biri var mı diye kontrol etti.Kimsenin olmadığından emin olduktan sonra hemen odadan çıktık.
Yavaşça Zako ve Yoshe'nin kapısını açıp içeri girdim.Ena, kapının arkasında duracağını söyledi ve içeri girmedi.Parmak uçlarımda yürüyerek ikisinin uyuduğu minderlerin ortasına geçtim.
Pencereden yüzüme vuran ay ışığı tenimi daha da beyaz gösteriyordu,tıpkı bir ruh gibi.Az da olsa gözlerini açmak için hafifçe kollarından cimcikledim. İkisi de gözlerini çok az aralayınca sesimi kalınlaştırarak konuşmaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Camelia
Teen FictionSadece eğlence için lanetli bir lunaparka gidip korku trenine binen bir arkadaş grubu. En fazla ne olabilir ki... Zako,Yoshe,Ena ve Ceys Camelia'da kendileri gibi kaybolan ruhlarını mı arayacaklar yoksa dünyada yitirdikleri yaşama sevincini orada t...