ALACAKARANLIK

2 1 0
                                    

~ÖN SÖZ~
Karanlık bir oda da sıkışıp kaldıysanız korkmayın, ve yürüyün karşınıza sizin için ışık olan biri çıkabilir, ona sımsıkı sarılın.
   
                             𝒴𝒶𝓇ℯ𝓃𝓈𝓊 𝒪𝓏ℊ𝓊𝓃.

Almanya'da en büyük şirketlerden birisine sahip olan Onur Yılmaz'dı,
Bu kişi benim babamdı.
Babam herzaman işinde en iyi şekilde olmasını isterdi. Bende onun kızıydım, Ezgi Yılmaz.
Odamda oturmuş bir roman okuyordum aşk romanıydı bu adı da "ALACAKARANLIKTI." Sayfayı çevirirken, bir ses duydum. Babamın sesiydi. Ama bu sefer sinirli bir şekilde kapıyı açtığı duyuluyordu.

Arkasından gelen yardımcıdan anladığım kadarıyla bir iş yolunda gitmemişti.

"Bu şirkete hiçbirşey düzgün yapılamıyacak mı!" Bağırdı. Onur Yılmaz. Yine sert sesini herkese duyurmuştu.

Kitabı kapattıp, ayağa kalktım,
Babamın yanına gittim.

"Baba ne oldu?" sorusunu sormuştum.
okadar sinirliydi ki, gözlerinden okuyordum.

"Bir dosyayı yanlış hazırlamışlar" sinirli bakışları ile etrafı süzüyordu.

"Sakin ol baba, düzeltilebilir" diyerek onu sakinleştirmiştim.
Aslında benimde nefes almaya ihtiyacım vardı. Telefonumun ışığı yandığında telefonuma baktım Arkadaşım Zeynepten mesaj gelmişti.

"Ezgi hazırlan bir davete gidiyoruz seni şirketinin kapısının önünde bekliyorum."
Yazıyordu. Ne davetiydi çok merak ediyordum.

"Tamam, Zeynep geliyorum."
Mesajını attım zeynep benim en yakın arkadaşımdı, onunla herşeyi yapardık, Hiç ayrılmadık.

"Baba izin verirsen biraz dışarı çıkabilir miyim?" diye sordum, asla bana kızamazdı.

"Tabiki çıkabilirsin kızım, ama geç kalma misafirimiz var büyük bir misafir kendisi."

"Saat kaçta burda olmam gerekiyor?"

"12'de burda ol, sakın geç kalayım deme."
Tam saatinde burda olmasam birdaha hayata izin alamazdım. Hem kim olabilirdi ki bu misafir meraklanmıştım. Zeynep'i hatırlayıp, kapıya yöneldim, güvenliğe selam verdim.

"Zeynep!!" Ona sarılmak çok iyi geliyordu, ağladığım zaman bile beni güldürmeye çalışırdı.
"Sonunda geldin be kızım, hadi davete geç kalacağız" arabayı ayarlamıştı planımız hazırdı.
Yola çıktık.

"Kimin devetine gidiyoruz?" Camdan dışarı bakarken ismini sonunda söyledi.
"Ne kadar meraklısın
Yankı yalçınkaya'nın açılışı var büyük bir iş adamı kendisi. Ona gidiyoruz Oğlu da var, "Kayra yalçınkaya belki seni de yalçınkaya ailesinde görürüz." Şakasını yine yaptı.

"Adamı tanımıyorum Zeynep. Hemde Yılmaz daha iyi."
Sonunda mekana varmıştık. Arabadan inip,  ortamı incelerken, güvenliğin yanında biten oydu. Güvenliğin "Davet kartınızı gösterdikten sonra içeri girebilirsiniz." dediğini duydum.
Benim için de davet kartı almıştı, hemen içeri girmeye hazırlıklıydı.

"Ezgi hanım, hadi giriyoruz içeri!"
Kapı açıldı. Neredeyse koltuklar doluydu, bize önlere yakın koltuklar kalmıştı. Hemen oturduk.
Uzun Boylu, kumral saçlı, kahverengi gözlü bir erkek çıktı sahneye bu sunucuydu.

"Evet sayın davetlilerimiz hepiniz hoşgeldiniz, bügun Yankı Yalçınkaya'nın açılışı için burdayız konuşmasını yapması için Yankı beyi sahneye davet ediyoruz." Alkışlar kopuyordu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 26 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ALACAKARANLIK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin