25. Bölüm~5 Evre

328 30 12
                                    

Sen Ağlama~speed up(varsa)
Dark Horse~speed up(varsa)

......

 Nedeni bilinmez, ama bu adama karşı farklı hissediyordum. Şu koskoca bilinmezliğin arasında tek bildiğim buydu. Konuyu değiştirme gereksiniminde bulundum, "Bize yakın sayılamayacak bir mesafeden duman çıktığını gördüm, ama ne bir çadır ne de insan vardı." Hatırladıklarımla gözlerim iri iri açıldı, "Ne oldu?" Yerimden hızla kalkıp Yalın'ın yanına gittim, onu dürtüp uyanmasını sağladım. "Ne oluyor kardeşim, ne bu tantana?" Bir şey demeden onu kolundan tutup mağradan çıkarttım ve dumanı gözlediğim yere getirdim. "Ne oldu Eftalya?" Elimle silahı gösterdim, "dürbünden tam karşı tarafa bak." "Bu bir duman."

Yemin et(!)

"Evet, bu itlerin arasında ajanken bir şey duymuştum, bu dumanların orada büyük bir taş olması gerekiyor. O taşlar OPAL kampına giderken, güce göre bakarsak küçükten büyüğe doğru sıralanmış kamplar. Ve en son da da hedefimiz OPAL kampı var. Yani.." "Yani, biz bu taşları izleyip kamplara girersek ve hepsini sırasıyla yani küçükten büyüğe doğru imha edersek; hem hedefimiz olan OPAL kampına her adımda daha da yaklaşmış oluruz, hem sadece en güvenilir olanların bu sistemden haberi olduğu için bizden şüphelenmezler hem de elimizdeki gücün daha da büyüdüğü anlaşılır. çok akıllıca lan! Aferin kız sana." diyerek cümlemi devam ettirdi. En başta olaya fransız kalan Sıraç'da şimdi olayı biraz olsun anlamıştı. "O zaman şöyle yapalım biz yalın ve timden birkaç kişi ile dumana doğru yola çıkalım, Eftalya sen de timdeki yaralılar ile kal." Bunu söyleyen Sıraç'tı, ona tek kaşımı kaldırarak baktım. "Pardon yüzbaşım da ben bu planın neresindeyim acaba?" "Yüzbaşım sen de yaralılar ile kalıyorsun işte sen olamasan yaralı çocuklarla kim kalacak." yüzümde tatlıdan ziyade tehlikeli bir sırıtış belirdi. İşte bu gelecek olan ateşin, Anka'nın habercisiydi. Yalın bana tedirgince bakarken aynı zamanda da tetikde bekliyordu, bense büyük bir sakinlikle cevap verdim. 'Peki yüzbaşım sizin istediğiniz gibi olsun." Onunla konuşmuştum evet ama buzdan bile soğuk bir ses tonuyla, o ise bunu fark etmişti bakışlarından anlamıştım. 

YAZARDAN..

 İki aşık vardı, şoyle bir laf vardır insanların arasında 'iki kalp birleşince ortaya gerçek bir kalp çıkar.' bu lafın doğruluğu bir çok insan için tecrübeyle sabittir. Ama bu hissi, aşkı yaşamayanlar? elbet bir gün herkes tadar bu duyguyu.

Bu duygunun 5 evresi vardır, ve hepisi de birbirinden  zorlu sınavlardır. Bir çok engel çıkacak, ve hepsini de yanındaki kişiye güvenerek, mutlak sadakatle ve aranızda ki saygıyla aşmanız gerekecek.

_EVRELER_

1. Etkilenmek; Bu azda olsa kişiyi size hatırlatacak, aklınızın en kuytu köşelerinde ki düşüncelerin yavaş yavaş açığa çıkarır. 

2. Hoşlanmak; Size, kişiyi her şeyiyle aklınıza getiren o duygu işte budur. O kişiyle olan bakışmanızı bile ilkmiş gibi hissettirir.

3. Kabullenme; Etkilenirsiniz, hoşlanırsınız evet ama kendi içinizde kabul eder misiniz? ben söyleyeyim mi? Hayır, son ana kadar inkar edersiniz. İşte bu evrede karşınızda ki kişi öyle bir şey yapar ki; ya sizden gitmeye yeltenir, ya da aklını başından alır. Değer kaybedildikten sonra anlaşılır.

4. Sevmek; Kabullenmeden hemen sonra kapınıza dayanan bu duygu, yine bir çok şeyin başlangıcıdır. Bazı zamanlar olur ailenize karşı çıkarsınız, bazı zamanlar olur arkadaşlarınızı silersiniz, belki kariyerinizi paramparça edersiniz. Tüm bunların sebebi sevmektir, sevdiğini kaybetme korkusudur.

5. AŞK; Son durak, ama ben bunu durağa daha inemedim. Tek bildiğim en mutlu eden de aşk, en büyük yarayı açıp acıtıp, tuz basanda..

~•~•~•~•

Yüzbaşı Sıraç nereden bilebilirdi ki, bir zamanlar okuduğu bu satırları yaşayacağını.. Onu ilk gördüğü an kalp ritmi değişmişti zaten. Hele ki o gri gözleri yok mu? Yüzbaşı Sıraç'ın kendinden geçmesini sağlayan o gri gözleri.. Ondan hoşlandığını Eftalya'yı nerede görse ona karşı dalıp gitmesinden anlamıştı. Ama kabul etmek istemedi taki şehit haberi gelene kadar.. O an hissettiğini kimse bilemezdi. Anlat deseler;

  Hani bedeninizde zamanla kabuk bağlamış bir yara olur, kabuk soyulunca tekrar kanamaya başlar. Bu haber ise ruhundaki, görünmeyen kabuk bağlamış yaraları kanatmıştı.. 

İşte, işte böyle anlatırdı. Ama yaşamayanların tam olarak anlayacağını da sanmıyordu.

Biraz önce Eftalya'yı plan dışı bırakmaya çalışmasının sebebi buydu aslında. Korkuyordu, ona tekrar bir şey olmasından. Kendisi saçının teline dokunamazken; yüzüne bakmaya kıyamazken, güzeline kıyarlar diye ölürcesine korkuyordu. Planı Eftalya'ya anlatırken gözlerinde gördüğü ifade onu ürkütmüştü, kendisine ettiği son cümle peki? Yoldan geçen bir yabancıyla önemsiz bir iki kelime konuşur gibi hissetmişti. kırılmış mıydı? (YAZAR: deja vu diyebilir miyiz?)     
 
"Komutanım!" "ne oluyor oğlum?" Can elinde bir kağıtla bana doğru koşuyordu, yanıma geldiğinde elinde ki kağıdı bana uzattı. "Nefes nefese olduğu halde konuşmaya çalıştı.
"S-sizin içinmiş, öyle yazıyor.. kağıdın üzerinde." Kağıdı açıp okumaya başladı Yüzbaşı Sıraç;

'Beni İkinci plana atarsan, seni plan dışı bırakırım yüzbaşı. Bir daha ki sefere daha dikkatli ol, ikinciye plan dışı bırakmakla kalmam direk 'görevde yer  almıyor' kağıdını yersin.'

Kıdemli Yüzbaşı Eftalya


"Eftalya ve Yalın nerde Can." normal bir soruydu dışarıdan bakılırsa, ama teğmenin gözünde kafasına silah dayanması ile eşdeğer bir nitelikteydi. "Bilmiyorum komutanım yarım saattir ikisine görmedim." "Tamam, git sen." genç adam kurtulmuş olmanın rahatlığı ile derin bir nefes alıp oradan hızlı adımlarla uzaklaştı.

 
Yüzbaşı Sıraç ise sinirden ve paçasını sarmış korkudan kurtulmak için
-gerçi o korkudan bu görev bitmeden kurtulamayacakmış gibiydi ama neyse-

Son bir umut elindeki dürbünden bakmaya başladı.  sağ tarafta gördüğü hareketlilik ile dürbünü tekrar o tarafa çevirdi, Yalın oradaydı.. ve bir tarafa doğru 'senden adam olmaz' dercesine bakıyordu dürbünü bu sefer Yalın'ın baktığı tarafa çevirdi. Eftalya.. Eftalya ona doğru, Sıraç'a doğru dönmüş geri geri giderken aynı zamanda da el sallıyordu..

Akıllı bir kadın sınırlarını bilir,
Daha akıllı bir kadın ise sınırları olmadığını.




Sınır 8 oy 5 yorum

Selamm, nasılsınız?
Bölüm şarkıları ile söylemek istediğim şeyler var;

1. Şarkı, Sıraç'ın, Eftalya'ya karşı olan hislerini daha iyi anlamanızı sağlar umarım..

2. Şarkının Türkçe çevirisine baktım, ve birçok yeri tam kafamda tasarladığım Eftalya ile uyuşuyor o yüzden koydum. Eftalya karakterini tam olarak canlandırmanıza yardımcı olur umarım..

Teorileriniz?
Seviliyorsunuz 🤍









Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 27 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ANKA Küllerin AteşiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin