17

793 62 20
                                    

İrem Derici- Sevgi olsun taştan olsun

İyi okumalar 💞
Destekleriniz ve yorumlarınız için teşekkür ederimm 💗😽

"Hava da aşk kokusu mu var ne?" Kızların yanına ilerlediğimde, aylinin dediğine şaşırdım. 

"Ne aşkı?" Dedim oturduğum sandalyeye tekrar otururken, burcu ve aylin kıkırdıyordu.

"Ne aşkı olucak ayol, tabii ki genç yakışıklımız murat ve sen." Kaşlarımı çattım. Ne peşindeydi yine bunlar?

"Aman önceden söyeleyeyim de, bu murat çok çapkındır." Burcu söylediğine kıkırdayıp, bakışları ile muratı işaret etti.

"Adam boylu poslu, yakışıklı, kaslı daha ne olsun... Bir zahmet çapkınlığı da tuz biber olsun." Kızlara göz devirip, ayağa kalktım.

"Sizi baş başa bırakıyorum, bu uydurduklarınız ile kendinizi tatmin edersiniz artık." Lafımı esirgemeyip onlara söyledikten sonra, lavaboya ilerledim.

Villa baya büyüktü... Aslında villa kelimesi baya küçük. Köşk desek daha uygun olur. Uzun ve geniş koridor, duvarlarında asılı olan tablolar, çeşit çeşit vazolar ve halılar...

Koridorun sağına adımladığımda, daha büyük bir koridor beni karşıladı.

İyi tamam köşk güzel de, lavabo nerede?

Sağıma soluma bakarken, kolumdan tutulup odaya çekilmem bir oldu.
Ağzımdan çıkan küçük çığlık ile, karşımda olan ziyech ağzımı kapattı.

"Derdin ne senin?" Elini ağzımdan çekmesi ile dudağımdan dökülen kelimeler bunlar olmuştu.

"Bir derdim yok... Ama senin var gibi." Kaşlarımı çattım ve kollarımı bağladım. O da geri çekilip arkasında olan koltuğa yaslanmıştı.

Odanın içinde olan iki deri büyük koltuk, plaklar, çiçekler, yemek masası vardı.

"Ne derdim varmış benim?" Yaslandığı yerden doğruldu.

"Murata yaklaşma." Dediğinde, gülüşüm odayı doldurdu.

"Öyle mi? Tamam." Gözlerini bana devirdi.

Odadan çıkmak için arkamı dönerken konuştu.

"Sana yazan, yabancı numara var değil mi?" Elim kapı kulpunda durdu. Öylece baktım.
Ona hiç söylememiştim ki.

Arkamı döndüm.

"Bunu nerden biliyorsun?" Güldü. Ne kadar yakışıyordu ona gülmek.

"Onun kim olduğunu biliyorum." Kalbim teklemişti resmen.

"Hemde en yakınımızda" Burnun dibine kadar girdim.

"Kim? çabuk söyle." Dediğim an, o da bana yaklaşmıştı

Tam da içeri biri girdi.

Murat.

"Ziyech." Dedi şaşkınlık ile. Sonra gözleri beni buldu.

Ya yanlış anlarsa? Bulunduğumuz durum bence yanlış anlaşılacak durumdu?

"Dediğim gibi elvin hanım. Lavabo sağa döndüğünüzde koridorun sonunda." Ziyechin dediği ile ona baktım.

Ne diyordu bu?
Bahane olduğunu düşündüm ve bende gülümseyerek ona başımı salladım.

"Sağolun ya... yanlış girmiştim... Odaya da öyle bir girdim ki, resmen ağzınıza kadar geldim?"

Muratın önüne geldiğimde tam kapının dibinde duruyordu.

"Geçebilir miyim?" Gülümsedim.

"İstersen sana göstereyim lavaboyu?" Dediğinde bana gülümseyerek ve heyecanla baktığında bir şey diyecekken, ziyech konuştu.

"Yok ya... Bence gerek yok. Sonuçta anlattım, anlar bence. Dimi Elvin hanım." Hanım kelimesini bastırırken ona başımı salladım.

Hemen lavaboya ilerledim.
Aynadan kendimi düzeltirken, rujumu tazelemem gerektiğini fark edip cebimden, rujumu çıkarttım.

Anında cebimden kağıt düşmüştü.
Eğilip elime aldım.
Ben cebime hiç kağıt koymamıştım ki.

İçini açtım.

Bilinmeyen yakınında... Murat Bayrak. Bilinmeyen o.

***********************

Dın dın dın...
Murat kim? Elvini nerden tanıyor?
Ziyech nasıl anladı?
Hepsi gelecek bölümlerdeee

Sınır, 25 oy























gazeteci, hakim ziyechHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin