Aeris, Juliet'in cesedine sarılarak ağladı.
"siz o hanımefendi'nin yakını olmalısınız. biz polisiz."
onlara baktı ve Juliet'in cesedinin arkasına geçti.
"evet.. yakınıyım.."
"bakmamıza izin verin."
arkasındaki polislere seslendi.
"sizde ambulansı çağırın."
onlar ambulansı çağırırken diğer polis juliet'in cesedini inceliyordu.
"boğularak ölmüş.."
ambulans geldi ve onu bir ceset torbasına koydular.
Aeris kırmızı gözleri ile ambulansa bakıyordu.
"özür dilerim, juliet.."
ayağa kalkıp eşyalarının olduğu yere döndü ve kendi telefonunun yanında duran juliet'in telefonunu gördü. onun telefonunu açtığında ana ekran duvar kağıdının ikisinin fotoğrafı olduğunu gördü..
gözleri doldu ve tekrar ağladı. Juliet, yetimdi. onun ne bir arkadaşı, ne bir kimsesi vardı. onu böyle gülümsetebilen tek bir kişi vardı, Aeris. Fakat Aeris, onun en yakın arkadaşıyken, bir anda onun katili oldu. onu hayattan koparan bir katil..