one☆彡

16 4 46
                                    


Yaşamanın anlamı nedir? O klasik soru ve herkese göre değişen cevap. Bana göre hiçbir anlamı yok. Önceden çok fazla umudum, hedeflerim vardı ama şimdi aklım bir kara delik gibi bomboş. 17 yaşındayım bir şeylerden vazgeçmek için çok erken değil mi? Küçüktüm gerçi hala büyük değilim ama vazgeçenlerin içinde büyüdüm şu yaşıma kadar. Hep söylerdim kendime 'ben daha güçlü olacağım'.
Şimdiki durumuma bakılırsa
acınasıyım.

Her sabah olduğu gibi cehenneme geri döndüğümü haber veren alarm sesinin verdiği rahatsızlıkla yatakta doğruldum. Alarmı kapatırken bulanık gören gözlerimi soğuk odada gezdirdim. Üzerimdeki eski, annemden kalan  örtünün yeri boylamış olduğunu görünce derin bir nefes alarak ayaklandım ve endişeyle pencerenin yanına adımladım. perdeyi yavaşça araladığımda rahatlamış bir şekilde iç çektim.

"Daha kargalar bokunu yememiş anlaşılan"

kendimi neşelendirmek için söylediğim cümleye güldüm ama çok uzun sürmedi beynimdeki düşünce gülüşümü susturdu benim neşelenecek zamanım yoktu. o adam uyanmadan bu evden çıkmam lazım diye düşünüp hemen lavabodaki işlerimi hallettim. okul formamı üzerime geçirdim, altıma da okula uygun bir şeyler giydikten sonra eşyalarımı zarar görmesin diye içinden hiç çıkarmadığım çantayı da sırtıma takıp sessizce evden ayrıldım. Kahvaltı yapmadım çünkü zaten evde yiyecek bir şey bulamayacağımı biliyorum. Düşüncelerimle yolda boğuşurken omzumda hissettiğim kol ile hemen kolun sahibine baktım Çağıldı. Şaşırdım çünkü genelde okula bisikletle gidiyordu ama bazen otobüse biniyordu. Mutlu görünmeye çalıştım ama buna da gerek var mıydı?? kafamı hafif onun koluna yaslamışken konuştu.

"Sana da günaydın Pars"

"Günaydın"

Çağıl içtenlikle gülümsemişti gerçekten mutlu görünüyordu sabahın bu saatinde nasıl mutluydu?? ve bu saatte niye okula gidiyordu

"Neden bu saatte okula gitme kararı aldın ki"

Aklı olan birisi sıcacık evinde uyurdu. Çağıl omuz silkip girdiğimiz sokaklarda omzumdaki koluyla beni yönlendirmeye devam ederken konuştu

"Seni yalnız bırakmak istemedim ayrıca yeni alışkanlık arıyorum erken kalkmayı denedim fena değilmiş"

Histerik bir gülüşle ciddi misin bakışı attım çağıla. Tam konuşacakken otobüsün gelmesiyle ikimiz de otobüsün içine geçene kadar konuşmadık. Sabahın erken saatleri olması sebebiyle boş olan koltuklarla günün ilk mutluluğunu yaşarken kendimi cam kenarına attım ve çağıla dönüp konuştum.

"Bu duruma mecbur insanların bundan ne kadar nefret ettiğini bilsen şaşırırdın"

"Ya demek mecburiyet ben de senin manyak olduğunu düşünmüştüm sebebin varmış"

"Ne kadar yakın olduğumuzu savunsan da çoğu şeyi bilmiyorsun"

"Sen de benim hakkımdaki her şeyi bilmiyorsun Pars"

bu cümleden sonra ikimizin arasında bir sessizlik olmuştu ben pencereye kafamı yaslamıştım Çağıl ise kollarını birleştirip önüne bakıyordu. Otobüs ilerliyor duraklardan insanları almaya devam ediyordu okul en son duraktan bir önceki durak olduğu için sessiz kalmaya dayanamayıp ortak noktamız olan oyunlar hakkında konuşmaya başladık. İneceğimiz durak gelince kaçırmamak için ikimiz de hareketlendik daha önce uyuduğum için kaçırmışlığım vardı gülünç bir durum.. geçmişi geçmişte bırakmayı seven bir insan olduğum için bunun üzerine düşünmeden Çağıldan önce davranıp düğmeye basacakken Çağıl omzumdan tutup beni kendine çekmiş ve düğmeye kendisi basmıştı pişkin pişkin sırıttığını görünce sinirlenip omzuna hafif(!) olduğunu düşündüğüm yumruğumu geçirip otobüsten aşağı indim. 5 dakikalık yürüme mesafesi vardı bir de okula ne güzel. Giydiğim ceketin kapüşonunu kafama geçirip Çağılı arkada bırakarak adımlarımı hızlandırmışken merak edip arkamı döndüğümde Çağılın Toygarla gülüşerek geldiğini görünce göz devirip daha da hızlandım ondan önce okula girince kantine yönelip bir tane simit alarak sınıfa çıktım. Daha kimse gelmemişti ben de çantamı sırama fırlatıp pencerenin kenarında simitimi yemeye başladım hava aydınlanıyordu yavaş yavaş, hoş umrumda değildi. Düşüncelerimin arasında simit boğazıma tıkanınca yüzümü buruşturdum bir kaç kez yutkundum ama gitmeyeceğini anlayınca fırlattığım çantadan suyumu çıkardım. Masaya oturup suyumu yudumlarken içeriye giren Çağıl ve Toygara çevirdim bakışlarımı. Evet şu an Çağılın masasında oturuyor olsam da su içtiğim için yerimden hareket etmeden Çağılın sıraya oturmasını izledim. Suyumu içmeyi bitirince sırama geçmek için yavaş yavaş diğer masaya kayarken beni izleyen Çağıla bir bakış attım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 28 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Lovin' Me ★Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin