35

2K 318 256
                                    

SelammxX

Yepyeni bir bölüme daha hoş geldiniz. Umarım bölümü seversiniz. Bu bölüm sınırımız yine aynı, 275 Vote 250 yorum.

Daha fazla uzatmayayım yazım yanlışları varsa kusuruma bakmayın lütfen<3

Keyifli okumalar dilerim ♡♡

***

Taehyung sabahın erken saatlerinde uyanmış, biraz odada oyalanmış, duş almıştı. Gece çok geç uyuduğu için gözlerinin altı bu sabah mosmordu. Jungkook, Taehyung'unun bu halini görse mahvolurdu. Ancak Taehyung da şu an kocasının bulunduğu şartları bilse bir an olsun rahat bir nefes alamazdı.

Bir kaç saatin sonunda Munhee kucağında Andor'la beraber Taehyung'un kaldığı odaya gelmişti. Taehyung ise oğlunu gördüğünde dünden bu yana biraz olsun gülümsemişti. Bebeğini kucağına alıp saçlarını ve yanaklarını sıkıca öpmüştü. Munhee de uzaktan gülümseyerek onları seyrediyordu.

"Günaydın güzel oğlum.". Munhee şirince mırıldandığında, Taehyung ona yorgun bir gülümseme vermişti. "Günaydın ajumma...".

"Bay Namjoon seni çağırdı güzelim, aşağıdalar."  Taehyung başıyla ajummasını onayladıktan sonra bebeğini kucağından bırakmadan, odadan çıkmıştı. Andor babasının kucağında şirinlik yapıp, Taehyung'un sarı tutamlarıyla oynamaya başladığında babası gülümseyip, oğlunun minik dudaklarının kenarını öpmüştü.

Aşağı indiğinde hem Namjoon hem de Seokjin kahvaltı masasında oturuyorlardı. Ancak henüz başlamamışlardı, Taehyung'u bekliyorlardı. "Günaydın güzelim gel kahvaltımızı yapalım.". Seokjin hyungu mırıldandığında, Taehyung arkasını dönüp kucağındaki oğlunu peşinden gelen Munhee'ye vermiş ve sandalyesini çekip oturmuştu.

Kahvaltıdan önce kocasıyla konuşmak istiyordu ama bunu Namjoon'a söylemeye utanıyordu. Onu sık boğaz etmek istemiyordu ama aklı fikri Jungkook'undaydı. Ancak Namjoon, şu an Taehyung'un aklından geçen şeyleri anlayabiliyordu. Fakat zamanı vardı, kafalarına göre arayamazlardı...

"Hyung...". Taehyung çatalıyla tabağındaki yiyecekleri dürtüklerken mırıldandığında, Namjoon buruk bir bakış atmıştı Taehyung'a. Onun bu halina Seokjin de, Namjoon da hatta etraflarındaki herkes çok üzülüyordu. Sanki bir günde çökmüş gibiydi.

"Canım?". Namjoon kahvesinden içerken mırıldandığında, Taehyung sahte bir öksürükle genzini temizlemişti. "Jungkook. Onu aramak istiyorum.". Konuşurken sesi titrediğinde ağlamamak için dudaklarını sıkıca birbirine bastırmıştı. Çok fazla gerildiği için de masanın altından tırnaklarıyla oynuyordu.

"Onu çok özlediğini, ne kadar merak ettiğini biliyorum. Ama şu an olmaz Taehyung, onu kafamıza göre arayamayız. Ayrıca bugün yarın polisler gelecektir. Telefonlarımız inceleme altına alınacak, hepimiz ifade vereceğiz.". Taehyung, polis lafını duyunca daha da korkmaya başlamıştı. Jungkook yakalanırsa her şey biterdi. Zaten içeri atılırsa kolay kolay da çıkamazdı.

"Anlıyorsun değil mi?". Namjoon yeniden konuştuğunda, Taehyung başıyla onu onaylamak zorunda kaldı. Evet herkes ona üzülüyordu ama hiç kimse Taehyung'u anlamıyordu. Anlayamazdı zaten.

Masadan kalktığında herkesin bakışları ona dönmüştü. "Taehyung lütfen böyle yapma tatlım. Gel bir şeyler ye.". Taehyung son derece kibar bir tutumla Seokjin'i reddedip odasına çıkmış ve telefonunu eline almıştı. Jungkook'u aramak istemişti fakat telesekreter, hattın devre dışı kaldığını tekrar ediyordu.

Kirpik diplerinden ince ince yaşlar süzülmeye başladığında, burnunu çekip bu defa Sehun'u aramıştı. Biraz geç olsa da telefonu nihayet açtığında Taehyung hiç beklemeden konuşmaya başladı. "Sehun. Jungkook'la konuşmam gerek. Lütfen bana yardım et.".

Mafia Husband | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin