"saçlarını topla rahatsız ediyor beni." Prenses Anitanın sözüyle şaşkınlıkla ona baktım. Yanımda hiç tokam yoktu ama olsa bile toplamak istemiyordum saçlarımı kaldı ki saçlarım ona deymiyordu bile nasıl rahatsız etmiş olabilirdi ki?
"Abla rahat bırak kızı" Darlanın sesiyle Anita hemen ona döndü.
"İşime karışma Darla!" Bu soğuk nevale kadın neden beni sevmemişti veya herkese karşı bu kadar gıcık mıydı bilinmez ama ben kesinlikle onu sevmemiştim."Prensesim affedin tokamı almamışım yanıma." Anita gözlerini devrip camdan dışarıya baktı.
Prenses Ella ise bu duruma alışkın gibi duruyordu. O yüzden sessiz sedasız yolu izliyordu.
Ellanın gözleri tıpkı ablası Anita gibi masmaviydi. Onun ki daha çok gökyüzünü andırıyordu. Saçları da Darlanınki gibi biraz daha açık renkli ve kıvırcıktı. Anita ve Darlanın birleşimi gibi bir şeydi. Bu kardeşlerin hepsi birbirinin kopyasıydı sanki. Prens Hardy de onların kopyasıydı.
Biraz sonra Anita arabayı durdurdu.
"Ben biraz etrafı kontrol edicem. Dikkatli olun." Deyip indi.O inince araba kaldığı yerden devam etti.
Ella ve Darla nefesini dışarıya verdi."Ablam yine tersinden kalkmış sanırım.." dedi prenses Ella. Darla gülümseyip kardeşinin saçlarını okşadı.
"Her zamanki hali.." Ella bana döndü utangaç bir halle.
"Annene mi benziyorsun babana mı?" Sorduğu soruyla şaşkınlıkla prensese baktım."Genellikle anneme benzetirler prensesim. Neden sordunuz?"
Ella yüzümü inceleyip gülümsedi.
"Çok güzelsin. Keşke senin kadar güzel olsaydım." Söylediği ile dudaklarım şaşkınlıkla aralandı daha sonra telaşla."Siz benden çok daha güzelsiniz prensesim." Dedim utançla. Prenses dediğimi umursamayıp devam etti.
"Kardeşin var mı peki?" Sorduğu soruyla derince bir iç çektim."Hector..küçük kardeşim daha bebek..ve iki tane de abim varmış.." abilerim aklıma gelince yine bir iç çektim.
"Fakat..birini 18 birini 9 yıldır görmüyorum. Krallık onu bizden aldı." Dedim yerde sabitlediğim gözlerimle.
"Krallık her zaman en iyisini yapar." Ellanın sözüyle kafamı kaldırıp ona baktım. Burukça gülümsedim istemeden.
"Haklısınız prensesim.." daha fazla söylenecek söz yoktu. Her şey bu kadardı işte. Krallığa kurban olan 3 evlat ve belki de daha niceleri..."Abinin ismi neydi?" Darlanın sözüyle abim geldi aklıma, hiç görmediğim büyük abim..Sonra annemin özlemle bahsettiği ismi geldi aklıma.
"Derek.." ismini ilk defa sesli zikretmiştim sanki. Halbuki benim abimdi kendisi.
"Diğeri?" Diğer abim..onu da hatırlamasam da ben yeni doğduğum sıralarda krallığa gelmişti. Beni görse tanımaz..onu görsem tanımam..
"Drew.." diye mırıldandım."Belki kardeşini buluruz Alyada.." prenses Darlanın sözüyle heyecanla ona döndüm. Bulabilir miydik abilerimi? Fakat nasıl anlayacaktım? Nasıl tanıyacaktım ki onları?
Kafamı iki yana salladım. Gereksiz yere umutlanmaya hacet yoktu.
"Geldik efendim.." arabacının sesiyle önce ben indim arabadan daha sonra elimi uzatıp prenses Darlayı daha sonra Ellenin inmesine yardımcı oldum.
Etrafta insanlar bizi görünce ellerini önünde bağlayıp selam veriyorlardı. Bu hürmetleri tamamen içten ve samimi gibi gözüküyordu.
Prenses Darla el salladı her birine gülümsedi.Bundan cesaret alan halk etrafımıza doluştu.
"Prensesim, tarla mahsulleri azaldı. Vergiler arttı. Kralımız bize yardım etsin.."
"Prensesim, kraliçemiz bize her ay düzenli buğday yardımı yapacağını buyurmuştu. Fakat unuttular sanırım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON DURAK
Historical FictionBen krallığın kurbanı, tüm hayatım veriyorum tüm hayatımı adıyorum. İsteyerek ve belki de istemeyerek. Bütün olayların ortasında tek başımayım. Ben hizmetli Alyada. Krallığın bir köşesine atılmış hizmetliyken, krallığın kaderini değiştirecek bir in...