Berat ve peşinden giden Mert ile Ömer sonunda geri gelmişlerdi. Berat, Ege'ye öfke dolu bakışlar atıyordu. Ege'yse farkında olmadan belimi daha da sıkıyordu. Elimi belindeki eline koyup okşadım. Ege bana bakıp gülümsedi. En sonunda kendimi tutamadım.
Deniz: Ya Berat nedir bu öfken? Boşuna geriyorsun herkesi, yargı dağıtmayı keste dökül. Sakladığın şeyi söylememenin sebebi Ege'nin burada bulunması değildi. Tam tersi söylememek için bahane ettin çocuğu! Sakladığın şey her neyse inan bana öğrenmeden peşini bırakmayacağım. Ayrıca yerinde olsam Ege'den de özür dilerdim.
Yaptığı hoş değildi. Ege'nin onun yüzünden kendisini suçlamasını istemiyordum.
Ege: Deniz tamam gerek yok. Benim hatamdı zate-
Berat: Özür dilerim Ege kardeşim. Gerginim bugün biraz, öfkemle de sana patlamış bulundum, kusuruma bakma.
Ege kafasını onaylar biçimde sallayıp önüne döndü. Cidden özür dilemesini beklememiştim doğrusu. Saatte iyice geç olmuştu.
Deniz: Biz eve geçsek iyi olur, saat geç olmuş hava da kararmaya başladı zaten.
Berat: Kızım bu karanlıkta yürünür mü deli misin ben bırakırım sizi.
Deniz: Sağ ol Berat ama biz yürürüz bak Ege de var yanımda bişi olmaz bana hadi görüşürüz.
Tam ilerleyecekken Berat kolumu tuttu '' Deniz biraz konuşabilir miyiz?'' '' İstemiyorum Berat bırak kolumu'' Berat kolumu bırakmayınca Ege hemen atıldı. '' Berat bence bırak kızı. Bak konuşmak da istemiyormuş.'' Berat kolumu bıraktı. Biz ilerlerken '' Benden kaçamazsın Deniz'' gibi bir şeyler söylüyordu. Cafeden çıktığımızda Ege tekrardan kolunu omzuma attı ve yürümeye başladık.
Deniz: Berat'ın derdi ne anlamıyorum ama son zamanlarda beni çok fazla üzmeye başladı. Bu çocukta yine bir haller var.
Ege: Ben ne derdi olduğunu anladım ama kendisi anlatsın sana. Ondan duyman daha iyidir.
Ege'ye şüpheli bir bakış atıp yoluma döndüm. Yürürken karşımıza bir iki genç çıkmıştı. Bizim yaşlarımızda gözüküyorlardı. Ve sanırsam söylediklerine göre de Ege'yi de tanıyorlardı. ''Ooooo Ege Bey sizi yanınızda kızla görmek.. biraz tuhafımıza geldi doğrusu.'' bir tanesi bunu söyleyip bana doğrunu yaklaşıp elini bana sürmeyi denedi. Ege çocuğu ittirip beni arasına almıştı. Tekrardan cebinden bir sustalı çıkarıp üstlerine yürüdü. Bu çocuk bu sustalıyı taşımaktan bıkmamış mıydı? '' Gidin lan buradan. Ayrıca Furkan senin de bir daha bu kıza bırak elini sürmeyi yaklaştığını bile görmeyeceğim'' '' Sakin ol aslan parçası, yemedik kızı. Tamam sakin gidiyoruz.'' çocuklar hızla oradan uzaklaşmışlardı.
Ege: İyi misin sen?
Deniz: Ben iyiyim ama onlar kimdi Ege, nereden tanıyorlar seni?
Ege: Bak güzelim eve gidelim söz her şeyi en baştan anlatacağım.
Ege'yi onaylayıp eve geçtik. Hemen bir kahve hazırlayıp salondaki canımız koltuğumuza geçtik cafe de yeni yemek yemiştik zaten.
Deniz: Dökülün bakalım Ege Bey.
Ege: Furkan ile Efe eski arkadaşlarım, eski diyorum çünkü artık onlarla görüşmüyorum. Beni bir kaç kere yapmak istemediğim şeyleri yapmaya zorlamışlardı..
Deniz: Ne olduğunu anlatmak ister misin?
Ege: Ya işte ' Alo kanki bir kız bulduk gel sende süper' falan saçma sapan şeyler.
Son dediğinden sonra gittiğini düşündüğüm için suratım düştü. Bunu anlamış olmalı ki çenemi tutup başımı yükseltti gözlerimin gözlerini bulmasını sağladı.
Ege: Düşmesin o suratın, merak etme gitmedim hiç birine. Gönlün rahatta kalsın, hatta bir şey söyleyeyim mi? O gönül hep bende kalsın olur mu?
Yanağına bir öpücük kondurup geri çekildim.
Deniz: Beni de o kızlardan mı sanmışlardır Ege?
Ege: Belki de.
Deniz: Berat'ın derdini söylemeyeceksin değil mi?
Ege alaycı bir gülüş ile bana baktı.
Ege: Sence?
Deniz: Aldım ben cevabımı, şansımı deneyeyim demiştim ama başarısız oldum.
EVEEEET BİR BÖLÜM SONU DAHAAA
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ege Denizi:ADA
ChickLit''Seni seviyorum, Kuntay'ım...'' ''Ben de seni seviyorum, Kunçay'ım..''