S: Şey aslında ilk bölümden önce karakter tanıtımı vardı fakat arkadaş bi bitiremediği için ilk bölümü atmaya karar verdim (onun haberi yok ve belamı sikicek)
___________________________________________İnkılap dersinin ardından çalan zil Cennet'in kapılarını aralamışım gibi hissettirdi, yerimden kalkmadım, Emir'in zaten geleceğini biliyordum, çizim defterimin kapağını kapattım ve sıra arkadaşım Ceyda'nın kafasını 10 mislini derste yiyeceğimi bile bile şaplak attım, gülümsemeyle karışık sinirli bir bakışla bana baktı, dayağı yememek için sıramdan kalktım gözlerimi Ceyda'nın üzerinden aldığımda, üstüme her zamankı gibi "Pussssyyyy!!" Diye bağırarak koşan Emir'i gördüm. Hep yapıyordu ama yine de donuma bırakıyordum, çığlığı bastım ve yüzümü korumaya aldım, sonra Emir'in gülüşlerini duydum, bende gülmeye başladım. Espri anlayışlarımızın bu kadar uyuyor olması beni mutlu ediyordu, yavaşça yaptığının kötü olduğunu göstermek için koluna vurdum:
- Pussy kafalı yapma şunu! Diye esprili bir şekilde bağırdım.
- Neyse çıkalım zil çalacak, dedi Emir.
- Tamam ama bir şartla!
- Neymiş o? Diye sordu.
- Sude'nın sınıfının önünden geçeceğiz, dedim.Emir iç çekindi ve bana "yine mi?" Diyen bir bakış atı:
- Ne var be? Dedim.
- Tamam, tamam..., dedi Emir.Birlikte havadan sudan konuşmaya başladık, Sude'nin sınıfının önünden geçerken yüzümü oraya çevirdim ve ona baktım, her zamanki gibi diğerleriyle konuşuyordu, hiç aklına geliyor muyumdur acaba diye düşündüm. Sonra yüzümü tekrar emire çevirdim. Aklıma cücük Mikey'in bir haftadır okula gelmediği geldi, gerçekten endişelenmeye başlamıştım:
- Emir, mikey'in nerede olduğunu biliyor musun?
- Hayır?
- Bilmiyorum, gerçekten endişelenmeye başladım, dedim.
- Merak etme, her şeyin yolunda olduğuna eminim, dedi Emir.İçimdeki kaygı gitmemişti:
- Bugün evine uğrayacağım.
- Ne? Diye şaşırdı Emir.
- Başka çare yok, dedim.*
Yalnız başıma Mikey'in evine doğru yürüyordum, muhtemelen hasta felan olmuştur diye düşündüm, başka ne olabilirdi ki? Ölmüş olacak değildi ya.
Geldiğimi fakettim, 5. Katta oturuyordu, binaya girdim, Asansör fobim olduğu için merdivenlerden çıkmak zorundaydım, her bir basamakta kalp ritmim hızlanıyordu, yorulduğum için miydi yoksa korkuyor muydum?
Sonunda 5. Kata vardım, kapının önünde biraz dikildim, sonra elimi yavaşça zile uzattım ki kapının açık olduğunu farkettim.
Ürktüm, ama yavaşça kapıyı araladım:
- Mikey?...Cevap yoktu:
- Kimse var mı?...
Cevap yoktu, ayakkabılarımı çıkardım ve sessizce içeri girdim.
İçeriden berbat bir koku geliyordu, çürük et kokusu.Evin içine girdim, koridordaydım, kapıyı açık bıraktım:
- Mikey?...
Halen ses gelmiyordu. Salona doğru ilerlemeye başladım, duvarlarda ve yerlerde kanlar vardı, midemi zor tutuyordum, kana bir hassasiyetim yoktu fakat hayal edemeyeceğim kadar iğrenç bir görüntüydü.
Salonun içi kapkaranlıktı, hiç bir şey göremiyordum:
- Mikey?
Işığı açmak için elimi uzattım, ve bütün salon aydınlığa kavuştu. Mikey yerde yatıyordu, ama bir şeyler tersti, derisinin bazı yerleri çürümüştü ve kemikleri görünüyordu, vücudunda tümorler vardı, önünde bir kadın cesedi vardı, sanırım onu ısırmıştı, heryeri kan içerisindeydi, yerler kan içerisindeydi, o tir tir titriyordu ve zar zor nefes alıyordu.
Ağzımı kapattım, ses çıkarırsam ne olacağını biliyordum, gözlerime inanamamıştım, rüya mıydı bu? Bilim kurgu filminde miydim ben? Geriye doğru bir adım attım, ayağımın altındaki tahta zemin çıtırdadı, o şeyin dikkatini çekmiştim.
Yediğim bokun farkına o an vardım, gözlerim doldu ve olduğum yerde titremeye başladım, Mikey, artık öyle olmasa bile, başını yavaşça bana çevirdi, o an kıpkırmızı gözlerini, kan damlayan yırtılmış ağzını ve tümorlü yüzünü gördüm:
- Git...
Konuşmuştu, bilinci yerinde miydi?:
- Ben...bilin-cimi..kaybetme-den...
Bir anda kan kusmaya başladı, hiç hissetmediğim kadar korkmuş hissettim, hemen kapıya koştum, kendimi bir çırpıda dışarı attım.
Kapıyı kapattım ve yorgunluk içerisinde kendimi bıraktım, kapının önüne oturdum ve bunun gerçek olmasının mümkün olmadığını söyleyerek kendimi rahatlatmayı denedim, gözlerimi kapattım:
- Delirmiş olmalıyım...
- Almina?Sesi duyduğum gibi gözlerimi açtım, Ferahi karşımda dikilmiş bana endişe içinde bakıyordu:
- Sen iyi misin?
Onu görmek hiç bu kadar iyi hissettirmemişti, yalpalayarak ayağa kalktım, ter içindeydim, olduğum yere yığılacak gibiydim:
- Ferrari...
- Bir sorun mu var? şey Emir'den buraya geleceğini duydum ve bir kontrol edeyim dedim.
- Ferahi ne gördüğüme inanamazsın...Meraklı gözlerle bana baktı, inanacağını sanmıyordum ama yine de anlattım:
- Mikey'e bir şey olmuş, kan kusuyordu, s-sanırım annesini yemişti vücudunds tümorler vardı ve-
Ferahi'nin kahkahası bütün apartmanı inletmişti:
- Şaka yapmıyorum ben!
- Rüya görmediğine emin misin? kıkırdadı.
Hayal kırıklığı içinde yüzüne baktım:
- Boşver amına koyayım.
Kenarından geçtim arkama bakmadan gittim, bana inanmasını beklemiyordum zaten, niye hayal kırıklığına uğramıştım ki. Onun suçu değildi, endişelendiği için teşekkür bile etmemiştim, basamakları yavaşça inmeye devam ettim, polisi aramalı mıydım?
Hayır. Bana inanmayacaklardır. Sadece evime gidecektim ve bunlar olmamış gibi davranacaktım, içimden sürekli hayal olduğunu düşünsem bile bilinçaltımı bir türlü ikna edemiyordum.
___________________________________________A = Almin
S = Sude (Ben)A: Lütfen beğenin ve takipte kalın (evinizi bulurum.)💋
S: İLK BÖLÜM HAYIRLI OLSUNN