“ seni seviyorum ”
”jakehoon“— Jaeyun.
Jake, kendini evden dışarıya nasıl attığını bilmiyordu. Telefonu odanın bir köşesine fırlatıp çıkmıştı. O çıktığında çiseleyen yağmur yavaş yavaş şiddetini arttırıyordu. Ama şiddetlenen tek şey yağmur değildi, Jake'in göz yaşları her geçen saniye daha çok akarken, sadece sokak lambalarının aydınlattığı yolda tek başına yürüyordu.
Geç bir saatti, bu yüzden kimse yoktu dışarıda. Bu onun işine gelirdi, ağladığını kimsenin görmesini istemezdi. Komik bulurdu kendini.
Yağmur artık sağanağa dönüştüğünde Jake sırılsıklamdı. Üşümeye de başlamıştı çünkü üstünde sadece bir tişört ve kot pantolonu vardı. Ayakkabıları zaten spordu.
Yumruk yaptığı elini yanından geçtiği ağacın gövdesine savurmuş ardından devam etmişti yoluna. Şu an nerede olduğunu bilmeyecek kadar kötü hissediyordu. Sessiz ağlayışı devam ederken arkasından bir ses yükseldi.
"Jaeyun!"
Bu sevdiği adamın sesiydi, nerede olursa tanırdı. Ağlaması daha da şiddetlendi bununla beraber adımları da hızlandı. Kendisini ağlarken görsün istemiyordu.
"Jaeyun, dur!" Sunghoon'un sesi yağmurun şiddetli sesine karışırken, Jake onu deyimi yerindeyse sikine bile takmıyordu. Yani öyle görünüyordu ama içten içe ona kızıyordu. Bu yağmurda neden peşinden gelmişti ki?
"Jaeyun, dur artık. Sırılsıklam olmuşsun!" Sunghoon'un sesi yaklaşırken Jake daha da hızlandı, kaçmak istedi. Sevdiği adamdan kaçmak istedi.
Ama peşinden gelen adımların sesini duyuyordu bu yüzden koşmak için bir hareket yaptı. Ama Sunghoon onu yakalayarak kaçmasına izin vermedi.
Bir elini beline diğerini ise koluna yerleştirmiş, sıkıca tutmuştu onu.
"Sana dur dedim, Jaeyun." Jaeyun kendini ondan kurtarmaya çalıştı. Sunghoon'un kolları arasında çırpınıp duruyordu ama Sunghoon onu bırakmamakta kararlıydı. Elleri biraz olsun gevşememişti.
Jake'in ağladığını görüyordu. Gözünün önünden geçen yağmur damlalarına rağmen onun ağladığını, güzel gözlerinin ağlamaktan ışıldadığını görüyordu.
"Bırak beni Sunghoon!" Jaeyun'un çırpınışları son bulmuyordu. Sunghoon'da onu bırakmıyordu.
"Konuşmalıyız Jaeyun, gidemezsin." Jaeyun bu bir kaç dakikalık sürede ilk defa ona bakmak için kafasını kaldırdı. Histerik bir gülüşle gözlerini devirdi. "Konuşmalıyız öyle mi?"
Jaeyun'un sinirine karşı bir tepki vermedi Sunghoon, sadece göz yaşlarıyla dolu gözlerini izledi.
"Konuşmalıyız öyle mi Sunghoon!" Sinirden yumruklarını Sunghoon'un göğsüne geçiriyordu. "Konuşacak bir şeyimiz yok! Beni sevmeyen biriyle konuşacak bir şeyim yok benim!" Ağladığı sesinden bile belli oluyordu artık. Titriyordu, bedeni, sesi, göz bebekleri, kalbi..
Hücrelerine kadar titriyordu. Sunghoon daha fazla dayanamadı ve sevdiği adama sıkıca sarıldı. Jaeyun bir şey yapmadan durdu. Başını Sunghoon'un boynuna yasladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
motorcycle, sunki. ✓
Hayran Kurgu"Motorun mu, Sunoo mu?" Sunghoon Niki'den bir cevap beklerken Niki gülümsedi ve koltukta uyuyan bedene baktı. Aslında bu bakışlardan sonra bir cevap vermesine gerek yok gibiydi. [düzyazı, texting, 18.01.24-02.02.24]