02.00

25 7 8
                                    

Los Angeles, Manhattan Sahilinde saat gece iki

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Los Angeles, Manhattan Sahilinde saat gece iki.

(taehyung)

"Jeongguk?" elindeki kitaptan başını kaldırıp ışıltılı gözlerini bana çeviriyor. Kollarını açıyor aramızda kalan birkaç adımı koşarak atıp boynuna sarılıyorum. Elleri anında belime dolanıyor, yüzünü boynuma gömerek derin bir nefes alıp yumuşak bir öpücük veriyor.

"Nasıldı günün?" diyor geri çekilirken. Renkli dudaklarından gözlerimi alamıyorum aslında. "Her zamanki gibi işte. Seni özledim." Gülümsüyor yanağıma, dudağımın kenarına tatlı öpücükler bırakıp yavaşça kalçama vuruyor.

"Oda tuttum, gidelim." diyor. Kalp atışlarım bir anlığına yükseliyor, gülmemek için alt dudağımı ısırıyorum. Yolcu kapısını açıp belime nazikçe dokunarak binmeme yardım ettikten sonra sürücü koltuğuna oturuyor.

Cuma günü onu öptüğümde geri çekildiği için üzüldüğümü söylemiştim. Beni yormak istemediğini her gün sevişemeyeceğimizi söylemişti. Aslında haklıydı ben fazla alınganlık yapmıştım. Elini bacağıma koyup okşuyor yavaşça. "Jeongguk, Jennifer bir falcıdan bahsetti gidelim mi?" Gülüyor.

Bunlara inanmadığını biliyorum, açıkçası ben de çok inanmıyorum ama yine de gitmek istiyorum. "İstiyorsan gideriz bebeğim." Sevinçle uzanıp yanağını öpüyorum. Araba kullandığı için kızıyor biraz.

Sonunda Alex'in küçük otelinin önünde duruyoruz. Jeongguk küçük sırt çantasını alıp arabadan inerek elimi tutuyor. Birlikte içeri girdiğimizde karşımızda oturan Alex kollarını açarak karşılıyor bizi. "Dostum hoşgeldiniz!" Jeongguk'la kısaca sarılıyor benimle de el sıkışıyor. "Güzelliğinden hiçbir şey kaybetmiyorsun Taehyung." diyor göz kırparak. Onu elbette ciddiye almıyorum.

"Anahtarı ver Alex boş yapma." Jeongguk Alex'i gömleğinin yakasından tutup geri çekiyor. "Tamam tamam kızma hemen şaka bunlar hem evleneceğim ben." diyor. Uzun zamandır bir kız arkadaşı olduğunu biliyoruz zaten. Kısaca tebrik edip anahtarımızı alarak odamıza çıkıyoruz.

Bütün gün okulla ve yarı zamanlı işlerimizle ilgilendiğimizden ancak akşamları baş başa kalabiliyoruz. Gün batmak üzere. "Ben duş alacağım." diyorum. Jeongguk kendisine beyaz şarap koyarak balkona oturuyor. "Nasıl istersen sarışın." Hoplaya zıplaya banyoya gidiyorum.

Denizden çıkmasak da sıcak suyla tatlı bir duş almak çok daha rahatlatıcı. Saçlarımı havluyla kurulayıp bornozla dışarı çıkıyorum. Jeongguk hâlâ balkonda oturuyor gün batımını izliyor. Saçlarını açmış omuzlarından dökülüyor. Turuncu ışık beyaz tenine vururken gözlerimi ondan alamıyorum.

Balkona çıktığımda yanına oturmak yerine kucağını tercih ediyorum. Bir eli hemen belime dolanıyor. Bunu artık adım atmak gibi normal bir şekilde yaptığına eminim. "Ne düşünüyorsun?" diye mırıldanıyorum. Gözleri ışıl ışıl, yüzümde saçlarımda açıkta kalan göğsümde dolaşıyor.

for the love of my lifeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin