Los Angeles, Manhattan Sahilinde saat gece üç.
Üç yıl önce, jeongguk
Güneş çoktan battı oldukça sıcak bir yaz akşamını sahilde geçirmeye karar veriyoruz hızlıca.
Christian'la birlikte arabayı sakin bir kıyıya çekip tişörtlerimizi çıkararak suya giriyoruz. Biraz ileride bir arkadaş grubu daha var. Gece gece başımıza bela almak istemeyip açılmıyoruz. Ayaklarım hala yere değerken biraz uzakta benimle aynı hizada çırpınan birini görüyorum.
Hızlıca yanına yüzüyorum, sarışın bir oğlan, nefes nefese omuzlarıma sarılıyor. Hıçkırarak ağlamaya başladığında sırtını sıvazlıyorum. Bacaklarını sıkı sıkı belime dolamış belinden tutarak sudan çıkıyorum. Taptığım belini ilk kez o gece sarıyorum.
Christian elindeki havluyu sarışının üzerine örtüyor. Suya girmeden kurduğumuz piknik sandalyesine oturuyorum. Benden ayrılmaya hiç niyeti yok hıçkırıkları yavaşlasa da yüzünü boynumdan kaldırmıyor. "Sarışın arkadaşların nerede merak etmesinler?" diyorum belini okşarken.
Onu sevmeliymişim gibi hissediyorum, bunların hepsini bir cevabı olmadan sadece içgüdüyle yapıyorum. Manhattan sahilinde olduğumuz için ingilizce konuşuyorum ama tepki vermediğinde korece, çince ve japonca soruyorum.
Başını kaldırıp karnımın üzerinde birleştirdiği ellerine bakıyor. Koreli gibi duruyor, neden cevap vermediğini anlamıyorum. "Nerelisin? Hangi dilde konuşmalıyım bilmiyorum. Beni anlıyor musun? Sarışın?"
Christian gülüyor, çaresizce ingilizce konuşmam komiğine gitmiş olacak. Sarışın hala tepki vermediğinden italyanca deniyorum, fransızca ve ispanyolca soruyorum.
"Me entiendes?"(beni anlıyor musun?) Ağladığı için kızarmış dudakları ilk kez aralanıyor. "Cuántos idiomas sabes?"(kaç dil biliyorsun sen?)
İspanyolca cevap verdiğinden öyle devam ediyorum. "Altısı akıcı sekiz dil." diyorum. Gözleri kocaman açılıyor. "Arkadaşlarımı sikeyim."diyor huysuzca, gülüyorum. "İspanyol musun?"
Başını iki yana sallıyor. "Koreliyim, başta biraz utandım ama sonra kaç dil bildiğini merak ettim." diyor. Yanakları da kızarmış. Dünyalar güzeli Taehyung büyüsüne kapılmamak elde değil. Gözlerimi üzerinden alamıyorum.
Hala kucağımda oturduğunu fark ettiğinde apar topar kalkıyor. Christian ona bir sandalye uzatıyor. "Ben Jeongguk tanıştığımıza memnun oldum sarışın?" diyorum.
Christian elini uzatıp "Ben de Christian Yu, Jeongguk'un arkadaşıyım." diyor. Sarışın onunla kısaca el sıkışıyor. "Kim Taehyung tanıştığıma memnun oldum ve az önce için teşekkür ederim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
for the love of my life
FanfictionNe yapacağım bilmiyorum. Kayboldum. Sevgilim, saat kaç? Seni seviyorum.