"Abiiiyy"
Ah yine geldi baş belası. Her sabah gelmek zorunda mı odama?
"Efendim baş belası yine ne istiyorsun?"
"Abii beni sen götürecektin kreşe. Annem ve babam evde değiller."
Ben mi? Cidden mi? Ama olamaz ya. Tam rüyamın ortasında gelip beni uyandırdı. Bunun bedelinin olması lazımdı. Hemen gıdıklamaya başladım küçük baş belasını.
"Yaa, abi ne yapıyorsun yaa." Kahkahalar arasında konuşmaya çalışan kardeşime baktım. Sonunda durup hazırlanmasını söyledim.
Eveeet. Müper süper hayatıma hoş geldiniz. Ben Barış. Küçük kardeşimi yine kreşine ben götürüyorum. Neden mi ? Annem ve babam sürekli iş seyahatindeler. Kardeşim Pelin aile hayatından çok uzak büyüyor. Onun tek destekçisi benim galiba. Yalnızlık çekmemesi için onunla daha çok ilgileniyorum. Onun için yapamayacağım şey yok. Yaz tatilinde olduğumuzdan onunla daha çok ilgileniyorum. Zaten tüm arkadaşlarım tatildeler. 18 yaşında, zengin bir ailede olmama rağmen çok sıkıcı bir hayatım var. Neyse çok konuştum. Kardeşimi bekletmeyim.
Üzerime bir tişört geçirip hemen aşağıya indim. Kardeşim hazır vaziyette beni bekliyordu. Sanırım birazımsı bekletmişim onu. Biraz tripli olduğunu fark ettim. Ama tabiî ki de bişey demeden evden çıktım. Oda arkamdan yavaş yavaş gelmeye başladı. Siyah arabamın önüne geldiğimde kapıları açtım. Oturduğumda kardeşim müzik açmamı tripli bir şekilde söyleyince onu kıramadan açtım. Kafam allak bullaktı gece pek uyumamıştım. Geç uyumamın nedeni yoktu sadece biraz müzik dinlemiştim. Belki biraz olmayabilir. Aman neyse. Yola yoğunluk verdiğimde kardeşimi pek fark etmemiştim. Bişey anlatıyordu. Bozuntuya vermeden dinliyormuşçasına kafamla onayladım. "İzin veriyor musun?" diye sorduğunda "Evet. " demekle yetindim. Kreşe gelmiştik. Arabayı park edip arabadan indim. Kardeşimin inmediğini görünce kapısını açtım. Oda bunu bekliyormuş gibi aldırış etmeden indi. Velede bakın kapı açtırıyor bide. Hızlı adımlarla sanki 'bura benim mekan hacı' havası yarattı nedense. O hızlı adımlarla yürüyünce bende biraz hızlandım. Sınıfına girdiğimizde herkesin bayan olduğunu fark ettim. Biraz kızardığımı fark ettim. Neyse kardeşim için değer artık. Kardeşimi öpüp sınıftan ayrıldım. Koridorda yürürken telefona mesaj geldiğini görünce ani bir şok yaşadım. Sonuçta mesajlar önemli. Mesaj atanım pek yok gibi. Açtığımda kampanya mesajlarından olduğunu görünce kısa bir şok , ani bir sövüş, 'alın beni buradan' duygusu yaşadım. ben bunları yaşarken Küçük bir darbe aldım. Kafamı kaldırdığımda içimde 'ow şit men ' duygusu oluştu. Karşımdaki kıza baktığımda 17-18 yaşları arasında benden 10-15 cm kısa gözleri eşek gözlü mübarek bana baktığını gördüm. Bu nedir ya? Allah'ım böyle insanlar var mı hala? Bu ne güzellik böyle? Gel yarım ol evlenek. Kıza onu yermişçesine baktığımı fark ettim. Dikkatli baktığımda kızın içinden bana sövdüğünü hissettim. Ani bir patlama ile dışından da bir güzel sövdü. Ben nabıyorum tabi kıza hayran hayran bakıyorum.
"Şiiit sana diyorum. Maal bana baksana şiiit!!!!!"
"Efendim ?"
"Bana çarptın farkındasın dimi? Ne biçim bi öküzsen sarsılmadın mübarek. İnsan bir özür diler. Heey hala bak mal mal bakıyosun farkındasın dimi ??!!?"
"Kusura bakmayın" salak mıyım neyim kusura bakmayın ne demek ya. Allah'ım sen bana akıl ver. Yerdeki kızı kaldırdım. Biraz daha sövüp beni orada bıraktı. Bahçeye çıkıp siyah spor arabamın içine bindim. Hala aklında o kız vardı. Onu düşünmekten yola yoğunluk veremedim. Hala aklımda kızı düşünürken arkadan korna sesi duydum. Fark ettim ki galiba gaza basmıyormuşum araba durmuş vaziyette. Camı açtığımda adamda biraz sövüp gitti. Mübarekler söven sevene. Neyse ki eve vardım. Eve varınca kendimi direk koltuğa attım. Duvara mal mal bakıp durdum. Hala kızı düşünürken uykuya dalmışım. Uyandığımda kardeşimi almaya geç kaldığımı gördüm. Hemen arabaya binip son hız kreşe gittim. Kreşte sadece kardeşim ve yanında bir çoçuk vardı. Kardeşim yaşlarında bir erkek. Kardeşim ağlarken oda yanında ona destek verirmişçesine omzuna elini koymuş bir şeyler diyordu. Kapıdan içeri girdiğimde ne göreyim !?!! O kız. Allaha şükürler ederken kardeşim beni fark etmiş olacak ki yanıma geldi. Sarılacağını düşünmüştüm. Ama ne yazık ki öle bişey olmadı. Karnıma bir yumruk geçirdi. Çirkefleşerek bana bir şeyler vızıldadı. Özür dileyerek onu yatıştırdım. Kızda hala bizi izliyor. Mahçup bir şekilde doğruldum. Kardeşime hadi eve gidelim dediğimde bana tipik bakış atıp" Fotoğraf görevini unuttun mu?" dedi. Aniden bir şok geçirdim. "Ne ?" diyince kardeşim bana dönerek "Hani arabada söylemiştim ya. Berkle beraber fotoğraf görevi aldık. Bizi Deniz ablayla parka götürücek gezdiricektiniz. Bizde fotoğraflar çekiçektik." Demek kızın adı Deniz idi. Olanları fark edince içimde aslında bir mutluluk patlaması oldu. Bu ne güzel bi gün böyle?
Evet arkadaşlar. Biraz Acemiyiz. Kusura bakmayın bu ilk kitabımız inşallah beğenmişsinizdir.