~8~

248 14 9
                                        

"Namjoon'a bu araştırmasını söylemiştim ve o da kazadan bir saat önce arabanın frenlerinin koparıldığını söyledi."

"Ne.!"

Hepimiz şok olmuştuk. Kim yapardı ki böyle bir şeyi. Taehyungumun gözlerine dolmuştu. Anlamıştı sanki kimin yaptığını.

"Evet Taehyung, ailen yaptırmış."

——— 🌌🌌🌌 ———

Öğrendiğimiz gerçek ile hepimiz şok olmuştuk. Bu zamana kadar onun ailesinin öldüğünü biliyorduk çünkü en ufak konusu açılsa hemencecik kaşlarını çatar "benim ailem Jungkook başka da ailem yok" derdi. Yoksa, yoksa o ailesini içinde mi öldürmüştü de bizi ölmüş diyordu. Umarım herkesin gerçekten ölmediğini bilen sadece Yoongi hyungdu.

"Bu-bu nasıl olabilir! Aman tanrım hala inanamıyorum."

Hoseok hyung konuştuğunda Jimin hyung da ona katıldığını belli edercesine birkaç onaylama sesi çıkardı.

Ben ise şoka girmiştim ama Taehyung daha kötü durumdaydı. Tuttuğu elimdeki tutuşu hafiflemiş, dolu olan gözlerinden bir damla gözyaşı çenesine doğru yol almıştı. Ama nasıl olabilirdi. Bir aile kendi kendi öz oğlunu öldürmek için nasıl plan yapar, arabasının frenlerini kopartırdı?

Bilmediğim çok şey vardı. Ama bunun için asla Taehyung'a kızmıyordum. Çünkü eğer o bana anlatmadıysa, eğer bana bile söylemediyse bir bildiği vardı. Ya da içinde büyük bir yarası vardı ve ben bugüne kadar bunu görememiştim.

" Yoongi hyung, beni yukarıya çıkarır mısın?"

Ben tekerlekli sandalyeyi merdivenlerden çıkaramayacağım için Taehyung'u kucağımda taşıyarak merdivenlerden çıkarmakta zorlanırdım. Taehyung bunu biliyordu. Bu yüzden Yoongi hyungdan yardım alıyordu. Yoongi hyung onu bir baş onaylaması ile onaylamış ve tekerlekli sandalyeyi tutup yukarıya doğru çevirdiği zaman birleşik ellerimiz ayrılmış ve o yukarı odamıza giderken ben arkasından bakakalmıştım.

Jimin ve Hoseok hyung olayı şokunu biraz da olsa atlattıktan sonra karşı koltuktan kalkıp yanıma gelmişlerdi.

"Gguk. İyi misin canım?"

Jimin hyung sorduğu zaman kafamı ona çevirdim ama cevap veremedim. Hemen sonra hıçkırarak ağlamaya başladığımda Jimin hyung beni hemen kendi yanına çekti ve sarıldı. Hoseok hyungda arkadan beni biraz da olsa rahatlatmak için sırtımı sıvazlıyordu.

Yaşadıklarımızın çok fazla ağırlığı vardı ve ben daha fazla kaldıramıyordum. Bu yüzden ağlıyordum. Ne demek olurdu ki ailesi Taehyungumu öldürmek istedi. Düşündükçe bile kötüleşiyordum. Kaza günü, haberi almamız ve onun hastanede bulunan bedeninin kablolara bağlı olduğu zaman, onun o halini  hatırladığımda kalbim sıkışıyordu. Canım çok yanıyordu. Büyük ihtimalle o da şimdi yukarıda ağlıyordu ve Yoongi hyungda ona destek olmak için yanında kaldığı için henüz aşağı inmemişti.

Biraz Jimin hyung ve Hoseok hyung ile konuşup sakinleştikten sonra yukarıdan inen Yoongi hyung ile üçümüzün de bakışları merdivene doğru döndü.

Yoongi hyung asık yüzü ile gelip de oturduğunda kimsenin ağzını açmıyordu. En sonunda dayanamayarak sessizliği ben bozmuştum.

"Hyung. Ne oluyor? Anlatmadığınız ne var? Bilmediğim ne var ki Taehyungumu bu kadar üzen?"

"Jungkook merak ettiğini biliyor ama bunların hepsini sana Taehyung anlatsa daha iyi olur. O yüzden üzerine gitmeden sadece sana anlatmasını bekle olur mu?"

Shot Glass of Tears | Taekook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin