7

1.1K 160 73
                                    


Ellerim altında vücudu titrediğinde pozisyonu bozmadan sol elimi kaldırıp baş parmağımla kemirmekten kızarttığı alt dudağını dişlerinin baskısından kurtardım.

"Sabrımı sınıyorsun tavşan çocuk"

______________





2 gün sonra

Gece başlayan şiddetli yağmur ve gökgürültüsünün sesiyle yatağımdan irkilerek kalktım. Nefes nefese karanlık odada bakışlarımı gezdirip aceleyle lambayı yakmaya çalışsamda, yatağımın hemen yanında duran komidine doğru elimi uzatmama rağmen, lambayı bulamadım. Titreyen vücudumu sakinleştirmeye çalışarak, yatak başlığına yaslanıp, ellerimi kulaklarıma kapattım. Karanlık olmasından kaynaklı odada hiçbirşeyi göremiyordum ve hiçbir ışık olmamasından kaynaklı kalbim sıkışmaya başlamıştı.

Göz yaşlarım yerlerini alırken titreyen ellerimi kulaklarıma daha sıkı bastırarak, derin nefesler alıp vermeye başladım. Ölecek gibi hissediyordum. Bütün bedenim korkunun eşiğine gelmiş gibi titriyor, daha da şiddetlenen yağmurun sesi vücudumu terletiyordu.

Gökgürültüsünün sesi gürültüyle evin içine dolduğunda  çığlık atarak gözlerimi kapatıp, derin nefesler almaya çalıştım. Yorganı hışımla üstümden kenara fırlatıp ayağa kalktığım gibi odanın kapısına doğru koştum. Göz yaşlarım durmak bilmiyor, her geçen saniye daha fazla nefes alamaz hale geliyordum.

Kapı kulpunu çevirdiğim gibi kendimi odanın dışına attım. Duvardan tutunarak titreyen bacaklarıma söz geçirmeye çalışıyor, tek elim kalbimde düzensiz nefeslerimi düzene sokmaya çalışıyordum.

Karanlık koridora çıplak ayaklarla bastığımda, soğuk vücudumu ılım-ılım titretirken boğazımdaki yumruyu yutkunarak geçirmeye çalıştım. Koridorda önümü görmeden tahminen bildiğim odaya doğru adımladım...

Kapının önüne geldiğimde titreyen parmaklarımı kapı kulpuna yerleştirip çevirerek, kafamı yavaşça açılan kapıdan içeriye doğru uzattım. Beni gördüğü gibi keskin bakışları benim korku dolu gözlerimle buluştuğunda, kaşlarını çatarak dağılmış halimi gözleriyle süzdü.

İçeriye girerek kapıyı kapattım. Tekrar göz yaşlarım yerlerini alırken koşarak yanına doğru adımlayıp boynuna sarıldım.

Kendi odasındaydı ve bu saatte çalışma masasının başında işleriyle ilgileniyordu. Burnunun ucuna kadar kayarak düşen gözlüğünü çıkarıp masaya bıraktı. Aniden ona sarılmamdan dolayı şaşırmıştı. Fazla beklemeden büyük, yapılı kollarıyla belimi sarıp kafamı göğsüne bastırdı.

"Bu halin ne Jeon? Bir şey mi oldu?"

Endişeli sesi kulaklarımı doldurduğunduğunda, kafamı göğsünden kaldırıp yüzümü avuçları arasına alarak baş parmakları yardımıyla göz yaşlarımın ıslattığı yanaklarımı yavaşça kuruladı. Ağzımdan bir hıçkırık kaçarken şaşırarak beni kucağına çektiğinde boynuna sıkıca sarılıp yüzümü boynuna gömüp bir süre öylece ağladım.

Sessizce hıçkırıktan iç çekişlere geçen ağlamalarımı dinleyip sırtımı sıvazlayarak sakinleşmeme yardım etti.
Biraz olsun kendime geldiğimde, başımı boynundan çekip muhtemelen kızarıp şişen gözlerimle gözlerine bakarak yutkundum.

"B-ben özür d-dilerim korktum o yüzden şey-"

Gözümün önüne gelen saç tutamlarını kulağımın arkasına sıkıştırıp yeterince yakın değilmişiz gib beni kendine çekip göğsüne çarpmamı sağladı.

"Gökgürültüsünden mi korkuyorsun?"

Başımı sallayarak burnumu çekip çekinceyle ellerimle oynamaya başladım.

PUREBRED VAMPIRE • TAEKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin