11.bölüm

11.3K 291 9
                                    

Asıl hikaye şimdi başlıyor dikkatli okumanız dileğiyle. Oy ve yorum bolca önemli bir bölüm. İyi akşamlar.

Bu bölümü iki takipcime hediye etmek istiyorum; cerher, CemilePacal
___________________________________________

Azad'ın vurulmasının üzerinden 1 hafta geçmişti ayaklanmıştı iki gündür de ise gidiyordu. Nurhan hanımın gözleri, eli kulağı üzerindeydi; gerek Baran olsun gerek korumalar olsun hepsinden haberdardı. Bu yaşlı kadın.

Saat ikindiye yakındı evde sinek bile uçmuyordu. Nurhan hanım komşuya bebek görmeye gitmişti. Onun ardından da Yeşim çıkıvermişti evden alel acele. 'Ne oldu bacım?' diye sorduğumda ise 'annem gelmeden gelicem yenge. Ola ki benden önce gelir Allah'ın aşkına oyala onu.'

Başka da bir şey demeden gitti. Arkasından baka kaldım. Allah vere de annesinden önce eve gelse. Fazla konusmadım bunun hakkında mutfağa girdim bende.

Selime ablanın torunu Gül rahatsızlanınca alel acele gelininin yanına koştu. Nurhan hanım anlayışlı kadındı. 'Evvela sağlık bir ihtiyacın olursa çekinme bana de hele!' diye uyararak yolladı Selime ablayı.

Bende bugün Selime Sultanın birde evli baraklı yirmi beşinde oğlu olduğunu öğrendim. Oğlunu evlendirince genç kızla dul kadın bir başına köyde kalmak yerine buraya girmiş on sene kadar çalışmış.

İki senesi git gelle geçmiş ardından buraya odanın birini kadın ve kızına açmışlar. Esma ise Allah günah yazmasın gözü göz olan bir kız değildi. Tuhaf tuhaf bakıyordu bir kere. Yetmez gibi eli işte gözü oynaştaydı.

Az önce yukarı çıktım sabahtan kalma kahve fincanları hala sehpanın üzerinde duruyordu. İkindi okunacaktı kız hala ne bir çorba ne bir etli yapmıştı. Ağa bugüne yemek kavurma istemişti. Yetişse bari diyerek boş mutfağa attım kendimi.

Ellerimi yıkayıp tahtayı ve bıçağı aldım. Besmele çekip eti kesmeye başladım. Kesme işi bitmişti tavanın altını yakacakken kapı çaldı. Elimi üstümdeki beze silip kenara bıraktım ve kapıya yürüdüm.

Açınca karşımda Ali ağayı gördüm hızla tamamen kapıyı açıp "hoş gelmişsin ağam." Elimi uzatıp ceketini aldım ve "aç mısınız? Bir şey ister misiniz?" Soruma "yok kızım sağolasın benim başım tuttu yine ben az yemeğe kadar uyuyayım." Diyince başımı salladım.

Kapıyı kapatacakken bir el kapıyı itti kendimi yerde buldum. Bir çift siyah ayakkabı gözümün önünde durunca geri doğru çekildim. Kalkamadım ve duvara kadar sürünüp başımı kaldırdım. Çığlığı bastım Ali ağanın başına silah dayamış bir adam vardı.

Benim sesimin üzerine başka bir adam bana doğru koşunca: aceleyle ayağa kalktım ve kaçmak için dönmemle belimden tuttup kaldırdı. Tek eliyle de ağzımı kapadı. Diğer adamda silahı ağanın başına vurdu. Yere düşmeden bıçağı karnına sapladı. Diğerine işaret verip bıçağı eldivenli elinden attı.

Üzerine ise bir kağıt bırakıp benide alarak konaktan çıktılar. Arabay biner binemez başımda keskin bir acı hissettim.

***

Çığlığı duyan komşular Yılmaz konağına toplanmışlardı ki Ali ağayı yerde gördüler. Komşu kadın hemen kıza dönüp "tez Nurhan hanımı çağır kız!" Diye bağırınca küçük kız bir iki sokak ötedeki eve koştu.

Tüm bunları eli ağzında üst kattın penceresinden izleyen Esma, alel acele kendini arka taraftan kimseye görünmemeye çalışarak mutfağa attı. Mutfak kapısından çıkarak hemen bakkala koştu soran olursa 'yemeklik almaya gittim hiç bir şey görmedim' diyecekti.

Konağa Nurhan hanım ve işten gelmiş Azad ve Baran da geldi. Herkes avludaki kalabalığın hayra alamet olmadığını bildiği için aceleyle içeri girdi. Azad ağa "çekilin çabuk! Hayde!" Diyince yerde yatan Ali ağayı gören Nurhan hanım yere çöktü ve bağırmaya ağlamaya başladı.

Azad hemen Baran'a döndü "tut götürelim arabaya hadi!" Dedi. İkisi ve avludaki birkaç adam arabaya bindi. Nurhan hanımda ayaklanınca Baran onu arkadaki arabaya çekti.

Hastaneye yola koyulan abisinin ardından gidecekken yolun önüne genç bir köylü atladı ve "bunu avluya bırakmışlar." Deyip bir poşetle tuttuğu bıçağı ve mektubu gösterdi. Baran aldı ve "sağol!" Diyerek hastaneye sürdü.

Hastanede acile alınan Ali ağa için herkes dua ediyor kapının önünde olan ufak kalabalığa tezat kapının dışında hastane bahçesinde koca bir kalabalık vardı.

Hemşire çekinerek de olsa genç ağaya yaklaşıp "Azad bey kusura bakmayın rahatsız ediyorum ama kapının önünde sizin yakınlarınız bekliyor. Malesef hastane kapasitemiz bunu karşılayamıyor."

Azad başını sallayıp kapını önüne çıktı ve kalabalığa bakıp "geldiniz hepinize eyvallah. Allah razı olsun amma doktor ve hemşireler kalabalık istemedi. O yüzden de hayde evlerinize!" Deyip eliyle kışkışladı. Kalabalık yavaş yavaş dağıldı.

Azad geri içeri girince Baran mektubu abisine uzattı ikiside ilk kez açıyordu ve açmayı dilerlerdi.

Öncelikle üzgünüm biliyorum sana olan hırsımı babandan almamalıydım Azad ağa lakin bana o dokunuşların, iğrenç labali laflarına, yatağında olmaya. Kısacası sana ve sana dair herşeye tahammülüm kalmadı.

Neden evlendin diye soracak olursan haklı olarak. Cevabı basit o dolu cebinle kim senle evlenmezdi ki. Neyse ben yaptım içimden geçen sen olsan da yakalanınca bende korkuyla öyle oldu. Özür dilerim.

Sevgili karın Zeynep Yılmaz

İnanmak istemedi genç adam buna ama herşey ortadaydı daha yapacak ne vardı? Kız itiraf etmişti daha nasıl açıklanırdı bu durum? Azad sinirle kağıdı buruşturup ayağa kalktı. Baran kolundan tuttu "annem bu haldeyken olmaz!" Diye uyardı.

Lakin çok geçti adam hastaneden çıktı ve bahçede onu bekleyen sağ kolu Yasin'e "çabuk tüm aşirete haber sal benim karımı bulun bana getirin çabuk! O haini bulsunlar bana." Diyince Yasin hemen ayrıldı ordan.

Azad da hastaneye geri girdi üç saatlik bekleme sonucunda doktor çıkmıştı acilden "öncelikle sakin olun. Merak etmeyin durumu iyi lakin geçici bir felç söz konusu. Sinirleri fazlaca zedelenmiş. Ama ben Nurhan hanımağamıza inanıyorum o iyi bakar. Agamız hemen ayaklanır."

Nurhan hanım doktora teşekkür edip şükür duası etmeye başladı. O sırada Yasin'i koridorun başında görünce hızla oraya yürüdüm. Yasin "bulduk abi eve götürdük. Bağ evine." Diyince Yasin'e annesine haber vermesini söyleyip bağ evinin yolunu tuttu.

***

Uyandığımda başımda birkaç yaşlı vardı ve başımda da keskin bir acı. Ne olduğunu hatırlayınca ayağa fırladım hemen. Yaşlı adam "sakin kızım yeni kalktı halin per perişan!" Diye uyarsa da hemen eve dönmek istedim.

Yaşlı adama dönüp "ben evime nasıl giderim?" Diye sordum adam ise "senin evin nerde kızı" diyince "Yılmaz konağı ben Azad ağanın karısıyım." Dedim. Daha genç olan öne çıkıp "biz seni bırakırız bacım." Hep birlikte yola koyulduk köy arabasına binip konağın önüne geldik.

Genç adam kolumdan tutup beni güvenliğin önüne attı ve "ağamızın katili bu mu hele Yasin?" Diyince delircek gibi oldum ne demekti şimdi bu ben kimseyi öldürmedim ki!?

Köy AşkıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin