"LAN NE YAPIYORSUNUZ SİZ"
Felix'ten
Şuan resmen sağır olmuştum. Kendimi onun o dolgun dudaklarınla teslim etmiş bir şekilde emiyordum. Kendisi geriye çekiyordu, neden ki? Kendisi istemiyor mu?
Çekilmesini istemiyordum. Dudağını ısırdım gitmemesi için. Şuan tek duyduğum şey "Lix bırak beni" idi. Ama istemiyordum. Dudaklarımızın ayrılmasını istemiyordum.
Beni sarsmasıyla kendime geldim ve dudağından ayrıldım. Gözümü açtığımda geriye doğru kaçıyordu. Neden? Cidden benden kaçıyor olamaz dimi?
Kolumu tutan ele baktım. Şimdi sıçtım işte. Lino Hyung'la göz göze gelmiştik. Ben ona korkuyla bakarken o bana öldürücü bakışlar atıyordu. "Hyung özür dilerim Hyunjin'in suçu yo-" Cümlemi bitirmeden kolumdan sertçe tutup çekiştirmeye başladı "Hyung bırak kolumu canım yanıyor"
Hyunjin'den
Gene kafamın içinde dönen cümlelerden birini duymuştum. Aklımı yitiriyordum resmen. Onu o şekil görünce içim parçalanıyordu. Sunbae'nin ne yapıcağı belli değildi en iyisi takip etmek. Bizim kaldığımız odaya girdi ve kapıyı sertçe kapattı. Acaba ne yapıcak? Umarım Lix'e zarar vermez.
Kapının anahtar deliğininden içeriyi görmeye çalıştım. İçerideki sesler hiç iyi gelmiyordu.
"Siz çok seviyonuz sanırım ha? Yatak, öpüşme falan."
"He seviyoruz amk sanane"
Kendi kendime söylenirken içerde bir gürültü koptu. Hemen geri deliğe yöneldim bide ne göreyim. Lix'i duvara itmiş bu pezevenk. Bide üstüne çıkmış.
Ayağa kalktım. Çok sinirliydim odaya dalacaktım ama dalınca ne yapıcaktım? O benden daha güçlüydü, gücüm ona yetmezdi. Tekme havada kalmış bir şekilde daldım kapıya. Biraz böyle durduktan sonra yere oturdum. O böyleyken benim hiçbir şey yapamamam çok zoruma gidiyordu, nefret ediyorum ondan. Nerdeyse ağlamak üzereydim ama içeriden gelen sesle gene duraksadım. Yumruk sesleri mi!? Ne oluyor içerde!?
"Ah Hyung ah yapma nolur"
Napsam içeri mi dalsam acaba? Ama gücüm yetmez. Şansımı denesem? Ama işimi şansa bırakamam.
Gözyaşlarım durmaksızın akıyor hıçkırmamak için kendimi zor tutuyordum ama nafile. Büyük bir hıçkırıkla sesli ağlamaya başladım.
Kulağımı kapıya koydum. Şimdi sıçtım işte. Sunbae buraya yani kapıya doğru geliyordu.
Var gücümle koştum ve önüme çıkan ilk odaya girdim.
İçeriye bile bakmadan kapıyı dinledim. Sunbae gidiyordu. Derin bir oh çektim ve hangi odada olduğumu anlamak için arkaya döndüm.
Gördüğüm görüntü karşısında hayatımın şokunu yaşıyordum. LAN SEUNGMİN'İN CHAN'IN ALETİNİN ÜSTÜNDE NE İŞİ VARDI!
Tanrım bayılcam galiba. Grupta herkes biriyle çeviriyorken Sunbae'nin bize takması çok ağrıma gitti şuan.
"Gavatlar napıyonuz siz amk"
İkiside birbirine şaşkın bir şekilde baktı sonra geri bana döndüler.
"Hyunjin azcık hatırım varsa Lino Hyung'a söyleme yalvarırım"
Seungmin'in konuşmasıyla aklıma onun bizi sakladığı günler geldi. Kafamı tamam anlamında salladım.
"Hadi iyi sikiş sokmuşlar. Fazla bağırmayın ha"
Odadan çıkarken söylediğim şeye ikiside kızmıştı. Bense sikime takmadan odadan çıktım. Vay be demek Seungmin ile Chan Sunbae ha iyiymiş.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Oy ve yorumlarınızı bekliyoringDudağınızdan 💋
~Jessica
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eskimiş Seneler/+18|Hyunlix
Fanficdaha ilk ilişkim ve ilkten sakat kalmak istemiyorum~ Hyunlix Yan shipler Chanmin Minsung Jeongbin