6. Bölüm: GEÇMİŞTEN BİR TAKINTI

11.2K 337 116
                                    

Duyduğum cümlenin etkisiyle yerimde donakalırken bu adamın akıl sağlığının yerinde olup olmamasından da endişelenmeye başlamıştım. Benden ne istediğini kendi kulakları da duyuyor muydu acaba?

Merdivenin son basamağına ilerlediğinde, "Delirdin mi sen?" diye sordum, öfkemi ve şaşkınlığımı gizleyemeyerek. "Böyle bir şeyi asla yapmam!"

"O hâlde sonucunu da öğrenemeyeceksin," dedi ve yine bana hiç bakmadan merdivenleri geride bırakarak üst kata çıktı.

Az sonra bir kapının sertçe kapanma sesini duyduğumda hâlâ aynı yerde durmuş, adamın benim onunla duşa girmemi istemesine hayret içerisinde şaşırıyordum. Ama sonra daha birkaç saat önce Tülin denen kadınla gözümün önünde yaptığı şey gelince, hayrete düşmemin abartı olduğunu düşünüyordum.

Bu pislik adamdan her şey beklenirdi.

Adımlarımı salona ilerletecekken bir an duraksadım ve evin giriş kapısına doğru ilerledim. Dışarıda tuzaklar vardı ama yine de belki bir umut kaçmayı başarabilirdim. Kapıya ulaştım ve kulpunu indirdim. Fakat kapı açılmadı ve üzerinde olmayan bir anahtar tarafından kilitlenmişti.

Birkaç kez daha denedim ve yine başarısız olunca öfkeyle kapıya vurarak geri döndüm. Salona girdiğimde doğrudan pencere kenarına ilerledim ve perdeyi açarak uzun camlardan birini açmaya çalıştım.

Fakat bu da nafileydi. Camlar da kilitliydi.

Kendimi hapishanede gibi hissediyordum. Gözlerim bu çaresizliğime dolup taşarken öfkeyle cama vurdum. Artarda vururken aynı zamanda ağlıyordum. Tek istediğim evime, aileme kavuşmaktı. Burada kendimi hiç güvende hissetmiyordum ve bir an önce gitmek istiyordum.

Salondaki üçlü koltuğun önündeki yerde oturmuş, sırtımı da koltuğa dayamış öylece kara kara düşünürken, salona giren adım sesleri dikkatimi dağıtarak bakışlarımın da kapıya çevrilmesine neden olmuştu.

Elindeki havluyla saçlarını kurutarak odaya giren genç adam beni yerde görünce hafifçe kaşlarını çattı.

"Ne yapıyorsun sen orada?" diye sordu, havluyu tutan elini indirerek.

"Oturuyorum," dedim, ters bir tavırla.

"Geldiğinden beri hiçbir şey yemedin," dedi yanıma geldiğinde. "Kalk yemek ye."

"Ben gelmedim buraya," dedim öfkeyle. "Sen beni getirdin!"

Elindeki küçük havluyu yanındaki tekli koltuğa fırlattı ve bana doğru eğilerek sertçe kolumdan tuttu. "Evet!" diye bağırdı kolumdan tutup beni yerden kaldırmaya çalışırken. "Ben getirdim! Çünkü öyle istedim!" Zorla ayağa kalktığımda kolumun acısı yüzümü buruşturmama neden oluyordu. "Ve yine ben istediğim için burada, bu salondasın! Beni delirtme, eğer o küçük fare deliğine geri dönmek istemiyorsan sesini kes ve dediğimi yap!"

"Evime gitmek istiyorum!" dedim acıyla. "Sadece gitmek istiyorum."

"Gitmeyeceksin!" dedi, sertçe kolumu sıkarak.

"Ailem beni merak eder!" dedim, yüzümü acıyla buruştururken.

"O kısmı hallediyorum ben, sen merak etme," dedi.

Elini gevşeterek kolumdan çektiğinde, "Nasıl?" diye sordum. Sağ elimle sol kolumu sıvazlarken merakla gözlerine bakıyordum.

AYNI BIÇAĞIN SIRTINDA (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin