Dışarıda esen rüzgar, ağaçların fısıltsı, karanlığın içindeki ışık, sessizliği huzuru, rüzgarın tenime hissettirdiği o his.
Aylardan aralık ayı yanlızlığın sesi bi nevi huzur gibidir o akşam kendime güzel bi kahve yapıp balkona çıktım bilgisayarımı açıp bişeyler yazmaya başladım kahvenin üstünden çıkan buhar burnuma buram buram geliyordu. Başımı bilgisayardan kaldırdığım an dışarıda kar yağıdığını gördüm çok güzel yağıyordu ayağa kalkıp elimi uzattım, karın elime hissetirdiği o soğuk his elimi üşüttü hemen şalımı, bilgisayarımı ve kahve bardağımı alıp salona gectim salondaki camdan dışarısını daha güzel göre biliyordum karın yağışı ile bilgisayardan yazdığım hikayeye devam ediyorum aynı zamanda dışarısını izliyordum.
Hikaye yazmaya dalıp saattin hiç farkında değildim saat çok geç olmuştu ve kar daha çok hızlanmıştı kendi kendime düşünüp dışarı çıkmaya karar verdim hemen olduğum yerden kalkıp odamdan montumu ve atkımı aldım salonda ki masanın üstünden anahtarımı telefonumu ve kulaklığımı alıp çıktım hızlı adımlarla merdivenden indim kar aynı hızıyla yağıyordu ağaçların üstü bembeyaz olmaya başlamıştı yerler çok hafif bi şekilde tutmaya başlamıştı kulaklığımı takıp telefonumdan bu sıralar favori müziğim olan müzik kutusu'nu açıp yürümeye devam ettim karın yağışı çok huzur vericiydi dışarıda kimsecikler yoktu bi bank bulup biraz oturdum. Oturduğum yerin tam karşında yıl başı ağaçı vardı yılbaşı yaklaşıyordu ve bulunduğum ülkede hazırlıklar başlamıştı ve çok güzel süslenmiş duruyordu bir süre etrafı izledim aklıma gelen ufak tefek şeyleri telefonuma kaydettim hikaye yazmama lazım olur diye. Saat çok geç olmuştu artık eve gitmem lazımdı yoksa hasta olucaktım yavaş yavaş eve doğru yürüyordum karda yavaşlamıştı etrafa bakına bakına gittim ve eve yaklaştığımı fark ettim anahtarımı çıkartıp kapıyı açtım hızlı adımlarla merdivenleri çıktım ve ev kapısını da açtıp hızlıca kendimi içeri attım montumu askıya asıp hemen banyoya saçlarımı kurutmaya gittim kurutma makinesinin verdiği o sıcaklık uykumu getirmişti hemen üstümü değiştirip yattım ne ara uykuya daldığımı hatırlamıyorum sabah güneşi boğuk ışığına uyandım satte baktığımda sattin çok geç olduğunu gördüm öğleni geçmişti aynı zaman da ofis arkadaşım bi çok kez aramıştı sersem bi şekilde yataktan kalkıp banyoya gittim soğuk su ile yüzümü yıkadım hemen mutfağa gidip kendime kahve yaptım kenarda dünden kalan simitleri gördüm ve bi kaç yudum aldım kahvemi biraz soğumaya bırakıp hemen hazırlanıp çıkmam lazımdı dolaptan dar beyaz boğazlı kazak altım için kahverengi kumaş pantolon ve kahverengi kaban hemen üstüme giyip saçımı düzeltmek için aynaya baktım dağılmış sarı saçlarımı elimle ufak bi şekil verip düzelttim, ve kenarda duran çantamı alıp evden çıktım bi saat süren yoldan sonra ofise gelmiştim arabayı durdurdum ve bardaklıktan kahve bardağımı alıp arabdan indim merdivenlerden yukarı doğru çıkıp asansöre bindim 8. kata bastım ve asansörden indim şanslıydım asansör direk odama bakıyordu hızlı adımlarla odama geçtim bardağı masama koydum ve bilgisayar çantamı masama koydum kabanımı askıya astım masama geçip bilgisayar çantamdan bilgisayarmı çıkardım bilgisayarmın açılmasını beklerken gözüm istemsizce kapıya kaydı ecenin odama doğru geldiğini gördüm ve arkama yaslandım ve kahvemden bi yudum aldım o sırada kapı açıldıAsiatan (Ece) '' Arya hanım sizinle görüşmek isteyen biri var ''
Arya '' odama çağır ''
Asiatan (Ece) '' peki arya hanım ''
ece odamın kapısını kapattığı gibi kahve bardağımı alıp ayağa kalktım dışarısı çok güzel gözüküyordu narin bi şekilde kar yağıyordu kahvemden son yudumu aldım ve bardağı masama koydum o sırada kapı çaldı...
Tutarsa 2. Bölümü yazicam
İyi okumalarr