Sabah doğan güneşin odayı ısıtması, dışarıda şahane bir havanın olması ve Emma'nın enerjik uyanmış olması günün anlam ve önemine çok tersti. Bugün Kont babası ve ablaları Victoria ile Lisa geliyordu. Emma, kasvetli fikirlerine rağmen her şeyin tam tersi olmasına canı sıkılmıştı.Tüm günü ailesinin geleceği anı gerginlikle bekleyerek geçirdi. Alex, onu yalnız bırakmamak için bugün evden işlerini halledeceğini söyleyerek çalışma odasına gitmişti. Genç kız ise çeşitli şeyler ile kendini oyalamaya çalışıyordu. Biraz yürüyüş yaptı. Kitap okumaya çalıştı. El işi yaptı. Çalışanlar ile sohbet etti. Ahırda atlara baktı. Hiçbirine kafasını tam veremediğinden en son vazgeçerek oturma odasına giderek sessizce oturup düşüncelere daldı.
Akşamüzeri geldiğinde evin içi hareketlenmeye başlamıştı. Çalışanların koşturan ayak sesleri ve Düşes'in emirlerini duyabiliyordu. Yaşlı kadın oturma odasına gelip kızı bulduğunda,
"Ah Emma, her yerde seni arıyordum. Kontluk arabası arazimize giriş yaptı. Karşılama için hazır ol canım lütfen."
"Tamam Düşes."
Ardından Alex'te geldi ve genç kızın yanına geçerek elini tuttu ve öptü.
"Sevgilim, merak etme. Her şey yolunda geçecek."
Emma ise kırık bir gülümseme ile genç adama karşılık verdi. Sonrasında Düşes'te yanlarına geldi ve misafirlerini beklediler.
Koridordaki güçlü ayak seslerinden Emma, babasını tanıdı. Ablalarının topuk sesleri eşlik ediyordu. Derin bir nefes aldı. Alex genç kızın derin nefes alarak kendisini karşılaşma anına hazırladığını fark edebiliyordu.
Uşağın buyur etmesiyle işte içeri babası Kont Arthur Wilson girmişti. Ardından sırasıyla Leydi Victoria ve Leydi Lisa girdiler.
"Hoş geldiniz Kont ve hanımlar." Düşes hala evin hanımı olarak onları ilk karşılayan olmuştu.
Annesinin Kont ve bu evlilik hakkında gerçekleri bilmemesinden dolayı onlara gösterdiği saygıya Alex burun kıvırmıştı ancak hayatı boyunca bu anlaşmayı asla açık etmeyi planlamıyordu.
"Kont, hoşgeldiniz." Alex saygılı ancak ciddi bir tonlamayla Kont'un elini sıktı. Leydilere de başıyla selam vermişti.
Kont, herkes ile göz kontağı kurduktan sonra, "Hoşbulduk, teşekkür ederiz. Kızım sarılmayacak mısın yoksa?"
Emma, o ana kadar tepkisiz kaldığını fark etmemişti. Ancak onu asıl şaşırtan şey ise babasının sarılma isteğiydi.
"Özür dilerim Kont'um." yanına giderek kısa ve soğuk bir sarılmanın ardından ablalarına baktı.
Her ikiside mükemmel görünüyorlardı. Bu kadar yolun ardından ikisi de hiçte Emma'nın geldiği zaman ki gibi yorgun ve dağılmış görünmüyorlardı. Sanki az sonra baloya gitmek üzere hazırlanmış ve odalarından çıkmış gibiydiler.
Lisa, Victoria'ya göre nispeten daha sıcak bakıyordu ya da en azından daha az soğuk. Ablalarına reverans yaparak tekrar geri Alex'in yanına döndü.
Sessizliği yaşlı Düşes bozdu.
"Ayakta kalmayınız, buyrunuz lütfen." ardından misafirlerin yol yorgunluğunu atmaları için sıcak içecek ikramı için çalışanların servise başlamalarını istedi.
Emma, ailesini inceliyordu. Babasının sıcakkanlı bir duruş sergilemeye çalışmasına anlamıyordu ama arkasında bir amaç olduğunu düşündü. Victoria, burnu havada ve keskin gözleriyle odayı ve eşyaları inceliyordu. Arada sırada Alex'e baktığını gördü. Belki de babası böyle istemeseydi evlenecek kişi kendisi olduğu için Dük ve evi, kaçırdığı şansı inceliyordu. Lisa, kısa bir gözlemin ardından başka bir şeyle ilgilenmemişti.