bölüm 7; Mühür

48 7 2
                                    

Ağlaya ağlaya sabah ettiğim geceyi hatırlarken istemsizce yüzümü buruşturdum. Uyanalı 10-15 dakika olmuştu, elimi yüzümü yıkamış aynadaki; Göz altları mosmor, dudakları bembeyaz, ten rengi ruh gibi zayıflıktan kemikleri görünen, artık tanıyamadığım o kadına bakıyordum. Keşke dedim, keşke kapatıcı olsaydı lan. Büyü yapmadan önce keşke yanıma en az 3 tane şey alsaydım dedim. Birincisi kesinlikle telefonum , ikincisi şarj aletim, üçüncüsü kulaklığım ,dördüncüsü  yedek kulaklığım ve beşincisi kapatıcım olurdu.

E bunlar 3 değil 5 tane ? Falan derseniz döverim sizi. Sonuçta en az dedim. Daha fazla oyalanmak istemedim. Morluklarımı kapatmanın tek çaresi saçlarımdı. Saçlarımı saldım, morlukları kapatacak şekilde ( tüm yüzümü kapatacak şekilde ) ayarladıktan sonra, aynada ki görüntüme göz attım. Samara'ya benziyorum amk.  Bir anda stres sardı her yanımı, ne yapacaktım şimdi? Böyle dışarı çıksam millet beni öcü sanardı herhalde... BULDUM! Buldum, buldum vallahi buldum. Oğlum acayip zekiyim lan!

Tabii ki de bir köle olarak başımı eğecek, öyle gezecektim etrafta. Kimseyle göz göze falanda gelmeyecektim ,  tüm gün başım önümde tıpkı bir hanımefendi gibi gezecektim. Olurda biri " neden böyle yürüyorsun?" Diye sorarsa 'Saygımdan' diyip geçiştirecektim. Yanii, umarım.

Elbiselerimi falan hallettikten sonra nihayet prens Tom'u uyandırmak için yukarı kata çıktım. Koridorun solunda ki odaya geldiğimde bir hüzün kapladı içimi. O, nişanlıydı ve mutluydu. Bense ona aşık olmuştum, umut mu verdin bana Tom? Yoksa sadece naziklikten dolayı mı gülümsedin bana? Sırf bu yüzden mi için gide gide baktın bana?

Kendi kendime oflayıp içeri girdim. Beyefendi hâlâ uyuyordu. ZATEN UYUYACAKTI AMINA KOYİM, SEN UYANDIRACAKSIN YA ADAMI! İçsesim bana söverken yavaş adımlarla yatağa doğru ilerledim. Uyandırmadan önce doya doya izlemeye karar verdim onu, zaten kimse bilmeyecekti.  Yatağın yanında ufak bir boşluk vardı, oraya oturdum bende. Doya doya izlemeye başladım, ama insanız nefsimize yenik düşeriz bazen, o parıl parıl parlayan güneş sarısı saçlarına daldırdım parmaklarımı.

Yavaşça okşadım, kokladım saçlarını. Bebek gibi kokuyordu... Herşeyimi mükemmel olurdu bir insanın? Daha fazla tutamadım kendimi, öpmek istedim onu. Olurda birisi gelirse ve beni prensi öperken görürse idam edildirdim, bunun olacağının  hepimizde farkındayız. Veya Tom, o uyanırsa ne olurdu peki? Bunu kestiremiyordum.

Fakat umrumda değildi, hem ufacık bir öpücükten kime zarar gelirdi ki? Kafamda ki düşünceleri dağıtarak yavaşça yaklaştım yüzüne. Hala uyuyordu miniğim. Yavaşça dudaklarımı dudaklarıyla buluşturdum. Bir dakika, bu taciz sayılmazdı, öyle değil mi? Hem neden sayılsın ki? YAVRUM SEN KİMİ KANDIRIYORSUN? RESMEN TACİZ EDİYORSUN ADAMI! ÇABUK SON VER ŞUNA!

İç sesim beni uyarırken kendime geldim, haklıydı. Bu yaptığım çok yanlıştı. Hemen geri çekilmek için bir hamle yapacağım sırada kendimi bir anda Tom'un altında buldum. UYANIKMIŞ ŞEREFSİZ! Lan oğlum ne yapacağım şimdi? Ben bunları düşünürken zaten dudaklarımın üstünde olan dudakları hareket etmeye başlayınca dona kaldım.

Dudakları dudaklarımı hapsediyordu âdeta. Dudaklarıyla mühürlüyordu dudaklarımı. Öpücükler sert, bir o kadar da yumuşaktı. En son diliyle dilim buluştu. Yüz yılın buluşmasıydı sanki bu, içimizde alkış tufanı kopuyordu. Onu daha fazla bekletmek istemedim, karşılık verdim.

Ellerim saçlarına, ensesine koydum tek tek. Onun eli ise belimin altındaydı. Dakikalarca öpüştük, yetmedi nefessiz kaldık. Ama gerçekten de yetmedi, doyamadık birbirimize. Daha ne kadar öpüştük bilmiyorum ama aldığım kısık nefesler bana yetmeyince dudaklarıyla dudaklarımı ayırdım. O da nefessiz kalmıştı. Bir süre hiç konuşmadık. Gerek duymadık çünkü alnımda yapışık olan alnı, kesik kesik nefeslerimiz ve göğüs kafesimizi delecekmiş gibi atan kalplerimiz, bize konuşacak şey bırakmıyordu.

Eğer dudak mührü buysa, bir kez daha yapmak için canımı verirdim. En güzel mühürdü bu, bizim mührümüz.

~

Selam, bölümü nasıl buldunuz? Sonunda kitap başlığında ki (+18) yazan kısma giriş yaptık. Ohh, çok şükür Yarabbi. Bunun üzerine bir soğuk su için, çünkü kabul edin. Bu bölüm biraz fazla ateşliydi. Belli bir süre sonra CİNSELLİK kısmına giriş yapacağım, bilginize. Okumak istemiyorsanız ya şimdiden kitabı bırakırsınız ya da ben o sahnelere gelmeden önce bilgilendirme yaparım sizde o sahneleri atlarsınız. İyi günler. Mühürlendiniz<3

Lanet (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin