Gölge...
Aylak aylak sarsak adımlarla dar bir sokakta derin düşüncelere dalmış nereye gittiğimi bile bilmiyordum. Aslında biliyordum yakınlarda bir yerde gece kulübüne gidiyordum. Alkole ihtiyacım vardı bu kafayı hiçbir şey toplarayamacağı için bir şekilde uyuşturmam gerekiyordu. Alkol benim için kötünün iyisiydi. Beni ben yapan tek şeydi.
Gölge, gölgesine baka baka yürüyor. Gölgemi severdim her zaman beni yansıtırdı. İnsanlara karşı kendimi her zaman bir gölge gibi görürdüm .
Gölge bendim, herkese her şeye karşı... Herkes dışımı görürdü içimi değil, dışardaki yapımı gerçek ben sanırlardı o kadar, fazlası değil...
Aklım hala o küçük kızdaydı, canını acıtacak bir şey yapmamıştım oysa, sadece hafif sarmıştım. Umarım iyidir. Onu tek başına göndermek bırakmak içimi rahat etmese de o istediği için yalnız göndermi veştim. Ve sanırım yalnız bırakmak daha iyi bir fikirdi.
Kafam çok bulanıktı, zihnim çok kalabalıktı ben buraya farklı bir olay için gelmiştim ve kendimi başka bir bulmuştum. Derken aniden çalan telefon bütün düşüncelerimi okumuştu.
- Aloo.!!- Alo, sana ihtiyacım var!
- Ne haltlar karıştırdın oğlum sen yine?
- Acil..! Ben değil!
- Kim ve ne kadar acil, lafı
dolandırmadan çabuk söyle acil değilse yarın orda olurum.- Acil, Ayça ablayı kaçırmışlar
- Neeee..!
Kim?- Bilmiyoruz kimliğini daha tespit etmedik.
- Nerde kaçırmışlar, nasıl kaçırmışlar?
- Bilmiyorum araştırıyoruz daha
- Neyi bekliyorsunuz dedi sert bir sesle çabuk olun, ben hemen yola çıkarım geldiğimde bütün bilgiler edinmiş olsun.
- Tamamdır
- Mert... Dedi ve bir süre sustu
- Efendim, alooo , ooo oğlum orda mısın? Ses ver
- Yok bişey geliyorum hemen
görüşürüz.- Görüşürüz...
...
Gece;
Gözlerimi açtığımda herşey bulanık sesler çok boğuk geliyordu ve göz kapaklarım tekrar kapanmaya başlamıştı.
Gözlerini açtı diye bi ses geldi hangi taraftan geldiğini algılayamıyordum. Göz kapaklarım sanki günlerdir uyumadığım yetmezmiş gibi bir türlü açılmak istemiyordu. Zar zor açtığım gözlerim ilk onu buldu adını bile bilmiyordum ve karşımda doktorla konuşuyordu. Ne dediklerini pek fazla anlamıyordum ama zaten bayılma sebini biliyordum vitaminsizlik, aşırı sitres bla bla bla işte saçma sapan şeyler bu yüzden hiç sevmem hastaneleri saçma sapan ilaç verirler ve o ilaçlar da hiç bir işe yaramaz.
Yanıma yaklaşan doktor ;
"Nasılsınız, nasıl hissediyorsunuz?" Diye sordu."Bende direk iyiyim çok iy hissediyorum" dedim.
Saçma sorularla yine kafa bulundurması için."Çok güzel, kan sonuçlarınız temiz görünüyor sadece bir kaç vitamin ilaçları Yazıcam onları kullanmanız lazım" dedi.
"Tamam o zaman ben artık çıkışımı yapabilirim yani dedim doktora dönerek..?"
"Aslında biraz daha dinleseniz daha iyi olurdu sizin için?"
"Hayır hayır daha iyi olmaz benim için babannen merak etmiştir beni, gitmem lazım." dedim alalel acele telaş içinde.
"Ardından Ne kadar süredir burdayım", dediğim sırada gözlerim onu buldu.
"Saat kaç?" diye sordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gece'nin Gölgesi
General FictionTanrı bize hayatını kabul ediyor musun diye sormaz. Seçim şansı yoktur, kaderin zaten en başından beri yazılmıştır. Sadece nasıl yaşayacağını seçebilirsin veya yaşamayacağını... Ne geçmişin ne de geleceğin... Gece Gölgeye baktı ve dedi ki, belkide...