Medya çok sevdiğim bir müzik ve bunu dinleyerek okursanız duygunun daha fazla hissedileceğini düşünüyorum
..
Arabanın kapısı kapatıp önümdeki binaya göz gezdirdim.
Ayazda benim gibi durup öğrencileri, okulu inceliyordu.
Normal anadolu lisesiydi ve istanbuldaki okuldan daha küçüktü. Bahçede öğrenciler grup halinde oturmuşlardı. Okulun başlamasına daha yarım saatten fazla vardı.
Kırmızı binanın bazı yerlerinde boyalar dökülmüş olsada kötü değildi. Girişte büyük merdivenler sağında ise Atatürk heykeli bulunuyordu.
Ayaza bakıp konuşmaya başladım
"Birileri neden beraber geldigimizi sorarsa ben senin üvey abinim tamam mı?"
Başıyla onaylayıp ilerlemeye başladı. Kaydını buraya alması için ilk müdür yardımcısının yanına uğradık. Kayıt işi bitince onun sınıfının önüne kadar yürüdük.
Heyecanla bana bakan çocuğa"bak Ayaz arıza istemiyorum, İstanbul'da ilk iki sene neler yaptığın benim kulaklarıma geldi. Nolur burda da öyle olmasın aksi taktirde"
Lafımı hızla bölerek"aksi taktirde beni İstanbul'a gönderip ölmeye terkedersin."dedi."Aynen öyle "
Başını sallayıp sınıfa girdi. Bende müdürün yanına gidip birkaç evrak işini halletmek adına bir kat yukarı çıktım. Heyecanımı göz ardı edip derin nefesler ile odanın kapısını çalarak girdim.
Beni 40 ların başında karizmatik bir adam karşılarken el sıkışıp koltuklara geçtim. Güzel diksiyonunu kullanarak bir süre konuşmuş detayları anlatmıştı. Ders programımı verip şimdi 12 e ye girmemi söyledi.
İlk defa derslere girmiyordum ama bu okulda ilk olacağı için heyecanlıydım.
Sınıftan sesler gelirken kapıyı açarak içeri geçtim. Daha birkaç adım atmıştım ki şaşkınca bana bakan adamı gördüm.
Sınıftaki sesler kesilmiş bana bakıyorlardı."Kusura bakmayın galiba yanlış sınıfa girdim"
Ayakta ki takım elbiseli hoca hafif tebessüm ile" öyle sanırım,yeni öğretmen siz misiniz"
"E-evet" kekeleyen sesime içimden küfürler edip adama bakmaya devam ettim.Adam yanıma gelip kolumu tutunca önce koluma ardından tebessüm eden suratına baktım.
"Heyecanlanmayın canım buyrun hangi sınıfsa beraber gidelim ."
"12 -E"
Öğrencilerine dönerek"gençler ben gelene kadar ses etmeyin yoksa kızarım haaa" kaşlarını oyuncu bir ifade ile çatılmış bir şekilde işaret parmağıyla tehdit etmesi çok komikti" Yüzümdeki tebessümle onu izlerken birinin öksürmesiyle dikkatim dağılmış öksüren öğrenciye bakmıştım. Sinirli bir şekilde elindeki kalemi sıkan Ayaza bakınca sinirle bakan gözlerini gözlerime kenetlemiş derin soluklar alıyordu.
Koluma hafif uygulanan baskıyla tekrar hocaya döndüm "
"Buyrun gidelim"Başımla onaylayıp sınıftan çıktım.
"Hocam siz aksıyor musunuz"
Aha rezil olmuştum. Dün o kadar ayazı uyarmama rağmen beni dinlemedigi için hiç tanımadığım adama rezil olmuştum.
"Evet hocam buraya taşınma sırasında bir kaza geçirdim de"
Aklıma gelen yalanla içten içe sevinsemde yalan değilde gerçek olması ayrı bir şeydi.
Tamam kaza değildi ama doğru sayılırdı. Taşınırken sevişmiştik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hocam Değil Kocam (bxb)
HumorHayatta tek amacı ailesinin mutluluğu için kendisini aldatan biriyle evli olan adamın,kendisine hep aşık olan sapık öğrencisiyle başlar güzel geçirdiği günler Eşcinsel kurgudur. EŞCİNSEL