Hikayeye başlangıç notu yazasım geldi. Bu bölüm diğer bölümlere kıyasla fazla uzun oldu. Umarım sıkılmadan okursunuz. Paylaştığım şarkının anlamına da önceden bakarsanız okurken sizin için daha anlamlı olacaktır.
Öpüyorum sizi.
İyi okumalar. 🦋
__________________________________________Hyunjin, ilk tanıştıkları zaman Felix'in penceresini izlediği ağaca sırtını dayamış içeride müzik dinleyerek dans eden sarışını izliyordu. Böyle mi olacaktı sonumuz diye düşündü. Felix'in mutluluğunu yansıtan gülümsemeleri eşliğinde söylediği şarkıyı izlemek Hyunjin'in yüzünde acı bir tebessüm oluşturuyordu. Yanına gitmek istiyordu. Ona ne kadar saçma gelse de Felix'le dans ederek bağıra bağıra şarkı söylemek istiyordu ama Hyunjin bu mutlu anı hak etmiyordu. Sevdiği kişiyi bile korumayı başaramayan bir zavallı için bu sahte mutluluk iğrençlikten başka bir şey değildi. Sevdiğiyle mutlu olmak, seviyorum dediği adamı kendi elleriyle ölüme teslim edecek biri için aşağılık bir hareket olurdu ama yine de kendisi mutlu olamayacak olsa bile Felix mutlu olmayı hak ediyordu ve Hyunjin bunu ona ne olursa olsun sağlayacaktı.
Her attığı adımla sanki zemin eriyor ve onu içine çekiyor gibi hissediyordu. Evin kapısının önüne geldiğinde derin bir iç çektikten sonra bir süre tuttuğu nefesiyle sakinleşmeye çalıştı. Felix, onun hissettiklerini anlayabiliyordu ve Hyunjin nasıl sahte duygular hissedebileceğini bilmiyordu. Belki de sadece kaçan keyfi için küçük bir yalan atabilirdi. Neticede Felix'e yapacağı şeyin yanında ona yalan söylemek ne kadar kötü bir şey olabilirdi ki. Gergin bir şekilde, titreyen ellerini yumruk yaparak birkaç kez kapıya vurdu. Kendini o kadar güçsüz hissediyordu ki kapıya vurarak çıkarmayı umduğu ses bile zar zor duyulacak cinstendi ama Felix'in annesi yine de çalan kapının sesini duymuştu. Hyunjin, yüzünde kocaman bir gülümsemeyle gözlerinin içi parlayan kadına karşı yüzüne insanlardan öğrendiği en sahici gülümsemesini yerleştirerek merhaba demişti. ''Merhaba, ben oğlunun katili.'' içinden geçirdiği bu cümleyi Meredith duymamıştı evet, zaten duymasına gerek de yoktu.
''Ah, Sam hoş geldin. İçeri girsene Lix de yukarıda.''
Hyunjin, kadına gülümseyerek yanından geçip salona ilerlemişti. Kadın direkt Felix'in yanına çıkar diye düşündüğünden şaşırmış olmalı ki Hyunjin doğru salona ilerleyince bir an kapının önünde tereddüt etmiş sonra da hızlıca Hyunjin'in arkasından salona geçmişti. Hyunjin'in salonda sessizce oturduğunu görünce tam karşısına oturdu. Normalde fazlasıyla konuşkan olan bu çocuğun bu kadar sessiz olması garip gelmişti. Sessizlik biraz daha sürerse ortamda bir gerginlik oluşacağını düşündüğü için konuşma ihtiyacı hissetti.
''Sam, iyi misin? Pek keyfin yok gibi gözüküyor.''
Hyunjin, Meredith'in sorusuyla bakışlarını kadına çevirdi. Annesi bile bir sorun olduğunu rahatlıkla anlayabiliyorken Felix'den nasıl gizli tutacaktı. Sakin ol Hyunjin diye geçirdi içinden sen üzülmeyi bile hak etmiyorsun.
''İyiyim iyiyim. Ne diyeceğim Meredith, hatırlıyor musun, size şehri gezdirecektim? Bugün gezelim mi?''
Kadının yüzünde küçük bir şaşkınlık oluşmuştu. Hyunjin'in bir anda yaptığı teklifi düşündü bir süre. Aslında bugün yapması gereken bütün işlerini sabahtan halletmişti. Cebinden telefonunu çıkarıp saati kontrol etti, henüz saat 1'e geliyordu. Şehri gezmek eğlenceli olabilirdi. Hem Felix'le de uzun süredir böyle bir etkinlik yapmamıştılar. Bu bahaneyle oğlunun erkek arkadaşını da daha iyi tanıyabilirdi. Hyunjin de teklifinin Meredith'in hoşuna gittiğini kadının hafiften beliren gülümsemesinden anlamıştı.
''Olur, ben Felix'e haber vereyim.'' dedi Meredith, adımlarını yukarı kata yönelterek.
Hyunjin'in gözleri, yukarı oğlunun yanına giden Meredith'i takip ediyordu. En azından bu kadarını ikisine de borçlu olduğuna inanıyordu. Sadece Felix'i alıp gitmesi büyük bencillik olurdu. Kısa bir sürenin ardından büyük bir heyecanla merdivenlerden birer ikişer inen sarışın gözüktü. Normal bir şeyler yapacak olmanın verdiği heyecanı yüzünden okunuyordu. Koşarak Hyunjin'in yanına gelip kollarını ona gülümseyerek bakan oğlanın boynuna doladı. Hyunjin kısa bir an tereddüt etmiş olsa da ellerini Felix'in beline sararak sıcak bir karşılama sundu. Merdivenlerden inen Meredith'i görünce gözlerini kapatarak sarışının kulağına doğru eğildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Guard Angels / Hyunlix
FanficFelix doğduğu günden beri sebebini bilmeden birilerinden kaçmıştı. Ta ki bir gün barda o siyah saçlı oğlana denk gelene kadar. Küçüklüğünden beri sakladığı güçleri artık sır olarak kalabilecek miydi? Canlılar aleminde nefes alması yasaklanmışken...