Womanizer +18 (Jenlisa G!P) ✓tamamlandı✓

1️⃣4️⃣

Lisa's pov

Jennie fenalaşınca apar topar otele döndük. Birkaç kez daha ne olduğunu sormuştum ama hıçkırıklarını bastırarak ağlamaya devam edip, odaya çıkar çıkmaz kendini banyoya kapatmıştı...

Tanrı aşkına, ne oldu birden bu kıza ?

Üzerimi değişip rahat bir eşofman giyerek yatağa oturdum ve beklemeye başladım.

Fakat neredeyse bir saattir Jennie'den hiçbir ses yoktu...

Gergince ensemi kaşıyıp ayağa kalktım. Onu rahatsız etmek istemiyordum ama daha fazla bekleyemeyeveğim...

Dudaklarımı yaladım ve boğazımı temizledikten sonra kapıyı hafifçe tıkladım:

L: Jennie... Orada her şey yolunda mı ?

Cevap vermeyince, utana sıkıla yaptığım şeyin uygun olmadığını bildiğim halde kulağımı kapıya dayadım. Su sesi yoktu ama Jennie'nin hıçkırıkla karışık iç çekme sesini duyabiliyordum...

Bir kez daha tıkladım:

L: Bak bir saat oldu, haddimi aşmak istemiyorum ama endişeleniyorum Jennie. Hadi çık da konuşalım...

Ağlaması şiddetlenince, endişem daha da arttı...

Yorgunca iç çektim:

L: Tamam, üzerine gelmeyeceğim. Konuşmayalım, seni rahat bırakacağım ama yeter ki banyodan çık artık. Hem...

Derin bir nefes aldım:

L: Bugün de sen yatarsın yatakta, söz veriyorum. Zaten yarın akşam uçağa bineceğiz...

Bir dakika kadar bekledim. Ardından yutkunarak, aklımdaki son çareyi kullanmaya karar verdim:

L: Jennie lütfen çık artık, korkuyorum. Yoksa seni uygunsuz yakaladığım için yiyeceğim bir ton azar ve dayağı umursamadan içeri gireceğim !

Bu sefer ağlama sesi de kesilmişti. Sanırım iknâ oldu...

Birkaç dakika daha beklemeye karar verdim.

Bekledim, bekledim ama yine sonuç değişmedi...

Stres yapmıştım.

Yorgunca nefes alarak, elimi kapı kulpuna doğru götürdüm:

L: Pekâlâ... Kapıyı açacağım ama gözlerimi kapatıp parmaklarımın arasından yalnızca iyi olup olmadığına bakacağım...

Beş saniye kadar düşündükten sonra, her zamanki gibi ses vermeyince kapı kulpunu indirdim ve parmaklarımın arasında, küvette oldukça bitkin ve sol bileği kan olmuş Jennie'yle karşılaştım.

O an şok içinde, ağzımdan ne çıktığını umursamadan âdeta çığlık attım:

L: Sen ne yaptın ?!!

Hemen içeri girdim ve titreyen ellerimle zar zor havluyu kaptım. Ardından havluyu göz hizamda tutup, küvete yaklaşarak kollarından kavradım ve dikkatlice ayağa kaldırarak havluyu aceleyle üzerine örttüm. Küvetten çıkmasına yardımcı olurken, hâlâ hıçkırıklarını bastırmaya çalışıyordu...

Elini bırakmadım. Aksine, diğer elini de tutarak bileklerine baktım. Sadece sol bileği yaralıydı ve neyse ki derin görünmüyordu...

Dehşete düşmüştüm... Omuzlarından kavradığım gibi bedenini sarsmaya başladım:

L: Delirdin mi sen ha, aklını mı kaybettin söyle ?!

Sarsmamla birlikte titreye titreye ağlamaya başladı. Yüzüme bakamıyordu ama ağlamaktan gözleri perişan olmuştu...